Fazıl Say Figaro'ya konuştu: 2015'te Türkiye'de tiyaro salonu kalır mı?

Güncelleme Tarihi:

Fazıl Say Figaroya konuştu: 2015te Türkiyede tiyaro salonu kalır mı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2013 01:39

Ünlü müzisyen Fazıl Say, Fransız Le Figaro gazetesinin eklerine konul oldu. Gazetenin İstanbul muhabiri Thierry Hilleriteau'ya konuşan Fazıl Say, müzikten ve Türkiye'de artan İslamı havadan bahsetti, "2015'te Türkiye'de bir tiyatro salonunun kalıp kalamayacağını kim bilebilir ki" diye endişelerini aktardı.

Haberin Devamı

Fazıl Say'ın eylül ayında, İslam karşıtı tweetleri nedeniyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatan Le Figaro'nun röportajı, "Boğaz’a iki dakika uzaklıktaki dairesinde bizleri, önümüzdeki günlerde çıkacak Beethoven projesinde yer alan son iki bestesiyle karşıladı" ifadeleriyle başlıyor ve Fazıl Say'ın şu sözleri öne çıkıyor:

"Benim için en önemli olan şey notalar değil, müzisyenin içinde bulunduğu ruhsal ve duygusal durum. Yorumcu işte bu dünya ile kendi dünyası arasında bir bağ kurmaya çalışır...Şimdilik Türkiye’de çok sayıda opera salonu, orkestralar, festivaller var. Müziğin pek çok türü, kültürümüzün bir parçası. Ancak ülkemizin kültürel geleceğini düşünemiyorum çünkü hepimiz 2014’teki seçimleri bekliyoruz. Birçok tiyatro ve opera salonu kapanma tehdidi altında. 2015’te Türkiye’de hala tiyatroların kalacağını kim bilebilir ki?”

Haberin Devamı

'ÖFKE, DAHA ÇOK ÜRETMEMİ SAĞLADI'
Le Figaro muhabirinin, hakkında açılan dava sürecinin müziğini nasıl etkilediğini sorması üzerine Fazıl Say'ın yanıtı, "Davanın sürdüğü sekiz ay boyunca bir 50 dakikalık, diğeri 30 dakikalık iki senfoni besteledim. Benim müziğim krizlerden, tutkulardan ve öfkeden beslenen bir müzik. Öfke, daha çok yaratmak için iyi bir motor gücü oluşturdu" şeklinde oluyor.

'GEÇMİŞİ VAR...'
Fazıl Say hakkındaki son hapis cezası öncesinde de ünlü müzisyenin iktidarla arasının iyi olmadığını anlatıyor. Gazete buna örnek olarak Say'ın 1993'te Sivas Katliam'ında öldürülen şair Metin Altıok için yaptığı bestenin Kültür Bakanlığı tarafından sansürlendiğini, Nazım Hikmet için hazırlanan bir başka oratoryonun gösteriminin muhafazakarların baskısıyla yapılmadığını, radikal İslam'ın yükseldiği yönündeki eleştirilerine karşılık ölüm tehditleri aldığını gösterdi.

'FAZIL SAY TEK DEĞİL'
Gazete ayrıca, "Türkiye, gazeteciler için 'dünyanın bir numaralı hapishanesi' iken yazarlar, entelektüeller ve editörler için de ülkenin bir özgürlük limanı olduğunu söylemek mümkün değil" ifadeleriyle Fazıl Say'ın tek olmadığını ifade etti. Orhan Pamuk hakkında "Türk kimliğine hakaret etmekten" verilen dört yıl hapis cezasını hatırlatan gazete, Orhan Pamuk gibi başka Nobel Ödülü sahibi yazarların desteğiyle bir anlamda Orhan Pamuk'un 'kurtulduğunu' yazdı. Ancak gazete Pınar Selek, Sevan Nişanyan, Nedim Gürsel gibi entelektüellerin durumunun aynı olmadığını aktardı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!