A.A
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2008 22:10
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves'in onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.
Estonya Milli Bankası binasında, Estonya'nın 1918'de bağımsızlığını ilan ettiği salonda düzenlenen yemeğe Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, Estonya Cumhurbaşkanı Ilves'in eşi Evelin Ilves, Türkiye'nin Tallin Büyükelçisi Şule Soysal, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ve eşi Reyhan İsen ile diğer davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmada, Estonya'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, ziyaretinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 85'inci, Estonya'nın bağımsızlığının 90'ıncı yılına denk gelmesinden de onur duyduğunu söyledi.
İki ülke halkları arasındaki ilişkilerin geçmişinin 19'uncu yüzyıla kadar gittiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, resmi ilişkilerin ise 1924 yılında başladığını hatırlattı. İki ülke parlamentolarının açılışının ilginç bir şekilde aynı tarihe rastladığını da vurgulayan Gül, Estonya Parlamentosu'nun 23 Nisan 1919'da, TBMM'nin ise 23 Nisan 1920'de açıldığını anımsattı.
İki ülke arasında 1924 yılında dostluk ve işbirliği anlaşması imzalandığını belirten Gül, Estonya Cumhurbaşkanı Konstantin Pats'in 1930'lu yıllarda Atatürk'e bir mektup yazarak, Estonya'da Türk büyükelçiliği kurulması arzusunu ilettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk'ün de bu isteğe olumlu yanıt verdiğini ve 1935'de büyükelçiliğin açıldığını belirtti.
Türkiye ve Estonya arasındaki dostluğun yıllardır güçlü bir şekilde sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bağımsızlığını yeniden kazandığında Estonya'yı tanıyan ilk ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, Estonya'nın NATO üyeliğini, Estonya'nın da Türkiye'nin AB üyeliğini güçlü bir şekilde desteklediğini ifade eden Gül, son dönemde iki ülke ilişkilerinin farklı alanlara yayıldığına ve çeşitlendiğine de dikkati çekti.
Türkler ve Estonların refah ve huzur dolu bir dünya yaratmak için uğraştığını söyleyen Gül, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve serbest pazar konularında aynı değerlerin paylaşıldığını, bunun da dünyaya bakışta ortak bir açı yarattığını kaydetti.
Daha önce Dışişleri Bakanı olarak Estonya'yı ziyaret ettiğini anlatan Gül, ülkenin kısa süre içerisinde gösterdiği gelişiminden etkilendiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, Ilves ile bir araya geldiklerinde paylaştıkları düşüncelerin bölgede yaşanan uluslararası sorunların çözümüne yardımcı olacağına olan inancını dile getirerek, son aylarda dünyada siyasi, kültürel ve ekonomik açıdan bir belirsizlik yaşandığını vurguladı. Gül, Türkiye ile Estonya arasındaki gibi güçlü dostluk ve dayanışma bağlarının bu zor zamanların üstesinden gelmek konusunda önemli bir araç olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasının sonunda kendisine ve heyetine gösterilen misafirperverliğe teşekkür ederek, Estonya halkının sağlık ve mutluluğu için kadeh kaldırdı.
“BİZE VERİLEN DESTEĞİ UNUTMAYIZ”
Estonya Cumhurbaşkanı Ilves konuşmasına, Türkçe “İyi akşamlar dostlar” sözleriyle başladı.
İki ülke arasında “mükemmel” ilişkiler olduğunu söyleyen Ilves, Cumhurbaşkanı Gül ile aynı dönemlerde dışişleri bakanlığı yaptıklarını ve o dönemde “dünyanın aynı dertlerini aynı çizgide paylaştıklarını” belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretinin çok yerinde ve zamanında yapıldığını ifade eden Ilves, Türkiye'nin, Estonya'nın NATO üyeliğine verdiği desteğin hafızalarda yerini koruduğunu anlattı. Ilves, “Biz, bize destek verenleri hiçbir zaman unutmayız. Estonya da Türkiye'nin AB üyeliği için yapabileceği her ne varsa, her türlü desteği ve yardımı sağlayacak” diye konuştu.
Gürcistan'da yaşanan olayların bir arada olmanın önemini bir kez daha gösterdiğini anlatan Ilves, dayanışmanın dışında önemli bir şey olmadığının da kanıtlanmış olduğunu belirtti.
İstanbul'un Avrupa değerlerinden biri olduğunu kaydeden Ilves, Avrupa'nın farklı köşelerinden gelerek İstanbul'u ziyaret eden her bireyin bu değerin Türkler tarafından nasıl korunduğunu ve geliştirildiğini gördüğünü söyledi.
Türkçe “şerefe” diyerek kadeh kaldıran Ilves, iki ülke ve halklarının her zaman iyi anlaşacağına olan inancını dile getirdi.
Yemek, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.