Güncelleme Tarihi:
OBAMA SUUDÄ°Â KRAL'I Ä°LE GÖRÜŞTÜ    Â
Türkiye’ye üç atıf
Başkan Obama, "Türkiye’nin Medeniyetler İttifakı’ndaki liderliğini memnuniyetle karşıladığını" söyledi. Ardından kadın başbakan seçen dört Müslüman ülkeden biri olduğu için Türkiye’yi övdü. Osmanlı’ya, Mağrip ülkeleriyle ABD arasında imzalanan ticaret anlaşmalarını hatırlatarak atıfta bulundu ve tarihi konuşmasını "Tanrı sizi kutsasın" diyerek bitirdi.
ABD Başkanı Barack Obama, göreve başladığından beri merakla beklenen konuşmasını Mısır’ın başkenti Kahire’de yaptı. Görev süresinin ilk 100 gününde bir İslam başkentinden Müslümanlara hitap etme sözü veren Obama, biraz geç de olsa sözünü tuttu.
ABD’nin İslam alemindeki imajını düzeltmeye çalışan Obama’nın Kahire Üniversitesi’nde yapılan konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Kenyalı babasının ailesi Müslüman olan Obama’nın özellikle Kuran-ı Kerim’den alıntılar yaptığı bölümler uzun uzun alkışlanırken, salondaki birçok Mısırlı "Seni seviyoruz" diye tempo tuttu.
Obama, İslam uygarlığının insanlığa katkılarını vurguladı ve aşırılık yanlılarının azınlıkta olduğunu belirterek ABD ile Müslümanlar arasında "yeni bir başlangıç" önerdi. Ortadoğu barışı konusunda ise yeni bir plan ortaya koymadan, "iki devletli çözüme inandığını" söylemekle yetindi. İşte Obama’nın tarihi konuşmasının en önemli bölümleri:
Uygarlığın İslam’a borcu
"Sizin ve Mısır halkının konukseverliği için minnettarım. Amerikan halkının iyi dileklerini ve ülkemdeki Müslüman cemaatinin barış selamını yanımda taşımaktan gururluyum; esselamü aleyküm. Bir tarih öğrencisi olarak uygarlıkların İslam’a borcunu biliyorum. Eğitimin ışığını yüzlerce yıl taşıyarak Avrupa Rönensansı’nın ve Aydınlanması’nın yollarını döşeyen İslam’dır. Cebir, pusula ve denizcilik aletleri, kalem ve baskıdaki ustalık, hastalıkların nasıl yayıldığı ve iyileştirildiği bilgileri Müslüman toplumların getirdiği yeniliklerin sonucudur.
İslam’ı üç kıtada tanıdım
Ben, İslam’ın doğduğu bölgeye gelmeden önce onu üç kıtada tanıdım. Bu deneyim sayesinde, Amerika ile İslam arasındaki ortaklığın, özünde olduğu gibi olan bir İslam’a dayalı olması gerektiğine ikna oldum. ABD Başkanı olarak İslam hakkında negatif önyargılar nerede çıkarsa onlarla mücadele etmeyi vazife bildim. Ama aynı şeyi Müslümanlar da Amerika için yapmalı.
ABD ile dünyadaki Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç aramak üzere geldim. Karşılıklı çıkar ve saygıya dayalı bir başlangıç. Değişimin bir gecede gerçekleşmeyeceğini biliyorum. Hiçbir nutuk, yıllar süren güvensizliği silemez. Ama ilerlememimiz için içimizdekileri açıkça söylememiz gerektiğine inanıyorum. Kuran-ı Kerim’in dediği gibi: ’Allah’ı bilin ve hep doğruyu söyleyin.’ Ben öyle yapmaya çalışacağım. Ben bir Hıristiyanım, ama babam, nesiller boyu Müslüman olan Kenyalı bir aileye mensup. Küçükken Endonezya’da geçirdiğim birkaç yılda, şafakta ve günbatımında ezanı duyardım. Genç bir adam olarak da, Müslüman inançlarında vakar ve huzur bulan Chicago cemaatleri içinde çalıştım.
’Hicap hassasiyeti’
"Kuran, bir masum öldürenin tüm insanlığı öldürmüş gibi olacağını, bir masum kurtarının tüm insanlığı kurtarmış olacağını söyler. İslam, şiddet yanlısı aşırı akımlarla mücadelede sorunun parçası değil, aksine, barışın yayılması için önemli bir unsur.
Amerika’daki özgürlük, dini vecibelerini yerine getirme özgürlüğünden ayrılamaz. Bu yüzden her eyaletimizde cami var. Sınırlarımızda 1200’den fazla cami var. Bu yüzden ABD hükümeti, kadınların ve kızların hicap (başörtüsü) giyme özgürlüğünü korumak ve buna izin vermeyenleri cezalandırmak üzere mahkemeye başvurmuştu. ABD’de bağışlar konusundaki yasal düzenlemeleri, zekatı da kapsayacak şekilde değiştireceğiz.
Kuran-ı Kerim bize şöyle diyor: Ey insanoğlu! Biz sizi erkek ve dişi olarak yaratıp kavimlere ve kabilelere böldük ki, birbirinizi tanıyasınız. Tevrat da şöyle diyor: ’Tevrat’ın tamamı, barışı yayma amacı içindir.’ İncil ise şöyle diyor: ’Barış sağlayanlar kutsanmıştır ki Tanrı’nın evlatları olarak anılacaklardır.’ Tüm dünya halkları beraber huzurla yaşayabilir. Bunun Tanrı’nın vizyonu olduğunu biliyoruz. Tanrı sizi kutsasın."
Ä°lk tepkiler
ABD Başkanı Barack Obama’nın Arap televizyonlarında geniş yer bulan konuşmasına ilk tepkiler şöyle:
BM: Başkan Obama’nın mesajı, ABD ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerde yeni bir devir başlatabilir.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney: Yeni Amerikan yönetiminin ABD’nin çirkin, tiksindirici ve kaba yüzünü değiştirme çabaları, sadece kelimeler, konuşma ve sloganla başarılı olamaz. İslam dünyası konuşma yerine Amerikan politikasında tatbiki değişimler bekliyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas: "Açık ve samimi bir konuşma. Yenilikçi bir siyasi adım ve üzerine inşa edilmesi gerekli iyi bir başlangıç."
Hamas sözcüsü Fevzi Barhum: Konuşma açık bir değişimi yansıtsa bile birçok çelişki barındırıyor. ABD’nin dünyadaki imajını düzeltmeyi amaçladığı için nezaket doluydu.
Hizbullah: Obama boş sözlerle Amerikan politikalarını değiştiremez. İslam dünyasının vaaza ihtiyacı yok. Yapmaları gereken İsrail’e verdikleri desteği çekmektir.
Başını örten kadın okula gidebilmeli
BARACK Obama, başörtüsü konusunda da şöyle konuştu:
"Bahsetmek istediğim altıncı mesele, kadın hakları. Bu konuda bir tartışmanın sürdüğünü biliyorum. Ben, Batı’da bazılarının savunduğu, başını örten kadının daha az eşit olduğu yönündeki görüşü reddediyorum. Ama eğitim hakkı reddedilen bir kadının, eşitlik hakkının reddedildiğine de inanıyorum. Kadınların daha iyi eğitildiği ülkelerin daha müreffeh olmaları bir tesadüf değil."
"Hiçbir kalkınma stratejisi, genç insanları iş dünyası dışında tutarak sürdürülemez. Birçok Körfez ülkesi petrol sayesinde büyük bir refaha kavuştu ve bazıları daha geniş bir kalkınmaya odaklanmaya başladı. Ama hepimiz, eğitim ve inovasyonun 21’inci yüzyılın geçer akçesi olduğun kabul etmeliyiz. Birçok Müslüman toplumda bu alanlarda yeterli yatırım yapılmıyor."
Obama’dan Türkiye’ye üç Osmanlı’ya bir gönderme
ABD Başkanı Barack Obama, konuşmasının bir bölümünde, 1796 tarihli Trablus Antlaşması’ndan bahsetti. Obama, bu antlaşmayla Fas’ın, ABD’yi tanıyan ilk ülke olduğunu, ABD’nin İkinci Başkanı John Adams’ın, anlaşma metninde, "ABD’nin Müslümanların yasalarına, dinlerine ve saygınlıklarına karşı düşmanca bir karakteri yoktur" dediğini hatırlattı. Aslında bu antlaşma, ABD ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk diplomatik temasların bir sonucuydu.
Obama’nın, Türkiye’den bahsettiği diğer ifadeleri şöyle: "Kadın-erkek eşitliği meselesi, sadece İslam’a özgü bir mesele değil. Türkiye, Pakistan, Bangladeş ve Endonezya’da, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerin bir kadını lider olarak seçebildiğini gördük. İnanç bizi birleştiriyor. Bu yüzden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın dinlerarası diyalog çabalarını ve Türkiye’nin Medeniyetler İttifakı’ndaki liderliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Ankara’da, Amerika’nın İslam ile savaşta olmadığını ve asla olmayacağını söylemiştim. Ancak güvenliğimizi tehdit eden şiddet yanlısı aşırılarla durmaksızın mücadele etmeyi sürdüreceğiz."
Dış politika mesajları
BARACK Obama’nın dış politika mesajları da ana başlıklarıyla şöyle:
Afganistan-Pakistan: Oraya, El Kaide 11 Eylül’de 3 bin Amerikalı’yı öldürdüğü için gitmek zorunda kaldık. Afganistan ve Pakistan’da olabildiğince Amerikalı öldürmeye kararlı şiddet yanlısı aşırılar olmazsa, askerimizi çekeriz.
İran: İran dahil her ülke, barışçı nükleer enerjiye ulaşma hakkına sahip olmalıdır. Ancak nükleer silahsızlanma anlaşmalarını imzalayıp uyması gerekir.
Irak: Afganistan’ın aksine, Irak, tercih edilmiş bir savaştı. Ülkemde ve dünyada önemli görüş farklılıklarını tahrik etti. İki sorumluluğumuz var: Irak’a daha iyi gelecek için yardım etmek ve Iraklılara bırakmak.
İsrail-Filistin: Amerika’nın İsrail ile güçlü bağları koparılamaz. Yahudi Soykırımı’nı inkár etmek, İsrail’i yokoluşla tehdit etmek ve Yahudiler hakkındaki kötü önyargıları tekrarlamak çok yanlış. Ancak Müslüman ve Hıristiyanlardan oluşan Filistin halkının anavatan arayışlarında acı çektikleri de inkar edilemez. Gazze ve Batı Şeria’daki mülteci kamplarında her gün işgalin getirdiği aşağılamaya dayanıyorlar. Amerika onların kendi devletlerini kurma isteklerine sırt çeviremez. Bu, İsrail’in, Filistin’in, Amerika’nın ve tüm dünyanın çıkarına.
Gül: Yapıcı liderliğini gösterdi
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ABD Başkanı Barack Obama’nın, Mısır’daki konuşmasıyla ilgili AA’ya yaptığı açıklamada şu görüşleri dile getirdi:
"Obama’nın mesajlarının gayet açık ve net olduğunu düşünüyorum. Başkan Obama’nın İslam ülkelerinin yurttaşlarının birçoğunun gönlünden geçen duygu ve düşünceleri içtenlikle paylaşması ve bunları ifade etmesi son derece ümit verici. Başkan Obama’nın Kahire’de söylediklerinin, başkan seçilmeden önce söyledikleriyle uyumlu olması tutarlılığının işaretidir. Bölge barışı konularında aldığı pozisyonları da çok isabetli buldum. Dolayısıyla ABD Başkanı, bugünkü (dünkü) ifadeleri ve taahhütleriyle İslam ülkeleri bakımından da barış ve istikrar için ortaklık yapılabilir ve yapıcı bir lider olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.
Erdoğan: Katılıyorum
Başbakan Tayyip Erdoğan, Moldova’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, Obama’nın konuşmasıyla ilgili olarak, "Doğrusu ben kısmen dinleme fırsatı buldum ve dinlediğim bölümleri itibarıyla o bölümlerin tamamına ben de katılıyorum. Temenni ederim ki ülkemdeki siyasiler de bunu masaya yatırıp bunlarla da bir ortak aklı oluştururuz" dedi.