Yorgo KIRBAKİ/ATİNA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2009 00:00
Mihalis Tremopulos, Yeşiller’den yeni AP üyesi. Selanik’te bir sokağa “Atatürk” adının verilmesini savunduğu için rakipleri tarafından “Atatürk hayranı” olmakla suçlandı.
Tremopulos, Hürriyet’e konuştu:
Seçim başarınızı nasıl izah ediyorsunuz? Moda değiliz. Tepkinin sesi değiliz. Profesyonel siyasetçi değiliz. İnsan hayatının daha kaliteli olması için uğraşan sade vatandaşlarız. Topluma ciddi ve sorumlu bir güç olduğumuz mesajını verebildik.
“Atatürk sokağı” görüşünü desteklediğiniz için rakiplerinizin suçlamalarına ne diyorsunuz? Selanikli olarak, şehrimin çokuluslu boyutlarını savunmak için bu öneriye değindim. Yaralar kapanmadığı için ağır siyasi eleştirilere maruz kaldık.
“Atatürk sokağı” konusunu yeniden gündeme getirmeyi düşünüyor musunuz? 1938 yılından İstanbul’da Rumlara karşı 6-7 Eylül 1955 saldırılarına kadar Selanik’te “Kemal
Atatürk” sokağı vardı. Sonraki yıllarda Türk-Yunan ilişkileri çok acılar çekti. Bütün bunların geçici bir parentez olduğunun kanıtlanmasını istiyoruz.
Türk-Yunan ilişkileri sizce ne durumda? Daha iyi olabilir. Anlaşmazlıklar var ama çözümleri için uluslararası hukuk da var. Deprem riski yüksek olan Ege’de hiçbir petrol arama çalışması yapılmamalıdır. Türkiye’deki çevreci dostlarımız ile işbirliği içindeyiz. Türkiye’de nükleer santrallara karşıyız.
Atatürk için ne düşünüyorsunuz? Tarihi şahsiyetleri yorumlamak tarihçilerin işidir ve güncel siyasetin parametresi olmamalıdır. Kemal, Osmanlının dağılmasından sonra oluşan Türk devletinin kurucusudur ve Türk halkı ona her zaman gereken saygıyı göstermiş ve göstermektedir. Başkalarının tarihine saygılı olmak gerek. İdelojik ve siyasi açıdan Kemalizme karşıyım.
Ruhban Okulu’nun açılması iyi niyet gösterisi olur
Türkiye ve Yunanistan’daki azınlıklar hakkındaki görüşleriniz?Ülkelerimiz imzaladıkları uluslararası anlaşmalara sadık kalmalıdır. Yunanistan da Türkiye de başka Avrupa ülkeleri de bu alanda dibe vurmuşlardır. Türkiye’den iyi niyet gösterisi olarak Heybeliada Ruhban Okulu’nu tekrar açmasını ve Rumların mal ve servet haklarının teminat altına almasını bekliyoruz. Patrikhane’nin Türkiye için önemli olduğuna inanıyorum. Patrikhane tüm Batı dünyasındaki Ortodoksların dini merkezi olarak Türkiye’nin AB dışında bırakılamayacağına ciddi bir argümandır.