Güncelleme Tarihi:
Gazete, IŞİD'e karşı sanal alanda kampanya yürüten www.truthaboutisis.com sitesiyle ilgili ayrıntılara yer verdi.
Haber, Twitter ve Facebook hesaplarını da kullanarak IŞİD'e karşı yayın yapan ve son derece profesyonel olduğu izlenimi veren sitenin, İngiltere vatandaşı eski bir IŞİD militanı tarafından hazırlandığını ortaya koyuyor.
Sitenin çok yönlü videolar ve sosyal medya teknikleriyle dikkat çektiğinin belirtildiği haberde özetle şu bilgilere yer veriliyor:
"Bu sitenin email iletişim bilgisi, telefon numarası ya da adresi yok. Ohio, Dayton'daki bir proxy sunucu kullanılarak isimsiz olarak kayıt ettirilmiş. Bununla birlikte şüphe götürmez bir biçimde menşei İngiliz. 'Truthaboutisis'i (IŞİD hakkındaki gerçekler) Twitter'da takip eden 89 kullanıcı arasında Mo Farah, Amir Khan, Mishal Husain gibi kamuoyunda iyi tanınan İngiltereli Müslümanlar var."
Independent sitenin, IŞİD'e Batı'dan akan desteği önlemek için IŞİD tarzı propaganda yöntemini kullanmayı hedefleyen eski bir cihatçı savaşçı tarafından hazırlandığını duyuruyor.
Gazete, ismini vermek istemeyen bu eski militanla bir röportaj da gerçekleştirmiş.
'IŞİD'DE VAHŞİLİK VE EŞİTSİZLİK GÖRDÜM'
Site kurucusu, site için devletten herhangi bir destek veya para da almadığını belirtmiş: "Eğer devletten destek almış olsaydık çok daha az sorunlu olurdu ama maalesef almadık."
Eski militan, başlarda Batı'nın Afganistan ve Irak'taki müdahaleleriyle radikalleştiğini, cihatçılar için para ve destek topladığını ve sonra da savaşmaya gittiğini söylüyor.
Ancak eski IŞİD'li, ülke dışına çıkıp militanlara katıldığında endişelendiğini belirtmiş:
"Vahşilik ve eşitsizlik vardı. Hepsi aynı şey için savaşan Arap Müslümanlar, Pakistanlı Müslümanlardan veya Somalili Müslümanlardan çok daha üstündü. Araplar çok daha üst düzeyde bir muamele görüyordu. Bu şeylerin İslam'la bir alakası olmadığını düşündüm. Sonra, yaşı küçük çocukların dövülmesi ve çocukların intihar bombacısı olarak kullanılması vardı. Öldürülebilecekleri göz önünde bulundurulmadan onlara savaşmaları için silah veriliyordu. Bu, benim için barbarcaydı. Oraya gittiğimde, düşman olan Amerikalılarla karşılaşmak için sabırsızlanıyordum. Ama ilk günlerde bunu unuttum. Kaçtım ve İngiltere'ye canlı bir şekilde döndüğüm için şanslıydım."