Güncelleme Tarihi:
Leena rumuzunu kullanan kadın, Suriye’de iç savaşın neden olduğu karışıklık sonucunda 2012 yılında doğduğu Deyr ez Zor kentinden yakınlardaki bir köye göç ettiğini ve zamanla bu köyün IŞİD’in bölgesel merkezi haline geldiğini söyledi. IŞİD’in eğitim programını tamamladığını ve çevre köylere gidip insanları şeriatla ilgili bilgilendirdiğini söyleyen Leena “İnsanlara şeriatı takip etme yönetmini göstermeye çalışıyorduk” dedi. Kocasının IŞİD için savaşmaya başladığını ve kendisinin de ayda 200 dolar maaşla şeriat polisine katıldığını söyleyen Leena “Bu dönemde IŞİD’in kadın eğitim kamplarına ajan olarak gittim ve örgüte yeni katılan kadınları gözetledim. IŞİD hakkında uygunsuz sözler söyleyenleri yetkililere şikayet ettim” dedi.
Casus olarak gösterdiği sadakat sayesinde terfi aldığını ve şeriat mahkemesinde görev yapan bir kadın yargıcın yazıcısı olduğunu söyleyen Leena “Ancak bu dönemde birçok adaletsizliğe tanık oldum. Mısırlı bir yargıç Suriyeli bir kadını bir dükkanda bir erkekle konuştuğu gerekçesi ile çok feci bir meydan dayağına mahkum etti. Kadın konuştuğu adamın kocası olduğunu söyledi ve bu doğruydu. Ama kimse ona inanmadı” dedi. Leena gazeteye yaptığı açıklamada yanında çalıştığı ve “iyi bir insan olduğunu” söylediği Um Abdullah al-Saud isimli kadın yargıcın “casusluk” suçlaması ile yargılanıp ölüme mahkum edilmesinin onun IŞİD’den kaçma kararı almasında etkili olduğunu söyledi.
Kocası Kobani’de öldürülen 30 yaşlarındaki Roaa Um Khotaba al-Tunisi isimli Tunuslu bir yargıcın yeniden evlenirken IŞİD liderlerinden düğün hediyesi olarak “bir mahkumun başını” istediğini söyleyen Leena, patronunun bu rakip yargıcın talebiyle idam edildiğini belirtti.
Bu olaydan sonra kocasını da IŞİD’den ayrılmaya ikna ettiğini söyleyen Leena, 6 hafta kadar önce Kilis’te sınırı geçerek Türkiye’ye geldiklerini belirtti. Leena “Ama Türkiye’de kalamayız. Burada Suriyeliler için iş yok. Hem IŞİD burada insanları öldürüyor. Güvende olacağımız bir yere gitmeliyiz. Belki Avrupa’ya” dedi.