Güncelleme Tarihi:
Eski İngiltere Dışişleri Bakanı William Hauge, The Times gazetesi için Gazze Şeridi’nde Filistinlilere katliam yapan İsrail’in, Lübnan’da savaşa devam etmesi yorumu yaptığı bir yazı kaleme aldı.
Dışişleri Bakanlığı görevi sırasında Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ziyaret ettiğini belirten Hauge, Lübnan’daki önemli isimlerle görüştünü ve birisinin de şu anki Lübnan Başbakanı Necip Mikati olduğunu söyledi.
Mikati’nin “dünyanın en sabırlı ve dirençli liderlerinden biri” değerlendirmesi yapan Hauge, Lübnan başbakanının BM konuşmasında İsrail saldırıları nedeniyle bir milyon Lübnanlının evlerini terk ettiğini ve nüfusun yaklaşık beşte birinin yerinden edildiğini belirttiği sözlerini hatırlattı.
Hauge, Lübnan’da ve Suriye’de yaşanan olaylar ile İsrail’in güvenliği nedeniyle Lübnan’ın yabancıların işgaline açık hale geldiğini ifade etti. Lübnan siyasetinin içinden çıkılamaz hale geldiği yorumunu yapan Hauge, 1982 ve 2006’da Lübnan’ın İsrail tarafından işgal edilmesi sebebiyle bu durumun yaşandığını belirtti.
“2006 yılındaki çatışma sırasında, Lübnan'ın işgalinin orantısız ve verimsiz olduğunu söyleyerek İsrail'i destekleyen pek çok kişiyi ben de onlardan biri olmama rağmen üzmüştüm” diyen Hauge, İsrail’in kesin hedeflerden yoksun bir biçimde sivil alt yapıya saldırdığını ve batağa saplanan İsrail ordusunun Hizbullah tarafından durdurulduğunu ifade etti.
Barış ve güvenliğin sadece güç kullanılarak elde edilemeyeceği yorumunu yapan Hauge, Lübnan'ı işgal etmenin hiçbir zaman İsrail için iyi sonuçlanmadığını söyledi.
“İsrail'in geçmişteki hatalarını tekrarlayıp tekrarlamayacağını göreceğiz” diyen Hauge, sınırlı saldırılar yerine bir kara işgali gerçekleştirmenin İsrail için benzer sonuçlar doğurma riski taşıdığını vurguladı.
“2006'DAKİNDEN TAMAMEN FARKLI”
Eski Dışişleri Bakanı, The Times’taki yazısına şöyle devam etti:
“Yine de İsrail ordusunun ve istihbaratının son iki haftada yaptıkları 2006’dakinden tamamen farklı. Şahit olduklarımız sadece İsrail’in düşmanları ve İran yönetimi için şok değil, aynı zamanda dünyada askeri teknolojinin olağanüstü bir hızla ilerlediğini fark etmeyen herkes için bir uyanış çağrısıdır.”
Yapay zeka programları yardımıyla silah sistemlerinin ve liderlerin nerede olduklarına dair daha önce hiç olmadığı kadar kesin sonuçlar elde edildiğini kaydeden Hauge, İsrail ordusunun gerçekleştirdiklerinin “iyi uygulanan eski numaralar” olduğunu “hatalı ya da üzerinde oynanmış mallar göndererek saldırmak alışılmadık değil ancak çağrı cihazlarını patlatmak çok iyi bir örneği” sözleriye ifade etti.
Hauge, “Şu anda dünyada hiçbir yer güvenli değil [...] Günümüzün teknolojik gelişmeleri, bunlara yatırım yapanlar için askeri gücün katlanarak artmasını sağlamaktadır” dedi ve “Eğer Hizbullah, İran ve Husiler bu tür teknolojilerin alıcıları değil de öncüleri olsalardı, İsrail şu anda yıkımın eşiğinde olurdu” sözlerini ifadesine ekledi.
Hauge, bölgede uzun vadeli barışın tahsis edilmesi konusunda vizyona ihtiyaç olduğunu ve İsrail Başbakanı Netanyahu ve mevcut İsrail hükümetinin yetersiz olduğunu vurguladı.
“ABD’NİN DAHİL OLMASI MÜMKÜN”
Bölgede İran ve İsrail arasında topyekûn bir savaşın patlamasının hala mümkün olduğu yorumu yapan Hauge, ABD’nin de bu savaşa dahil olmasının hala mümkün olduğunu ifade etti.
Hauge, “Direniş ekseni için çıkarılması gereken ilk ders, bunun şimdilik kazanamayacakları bir çatışma olduğudur” dedi ve İsrail’in daha önceki hatalarını tekrarlamasını umarak geri çekilmeleri gerektiğini söyledi.
Hauge, İsrail’in, son eylemleri nedeniyle İran’ın nükleer silah geliştirme ihtimallerinin artmasına sebep olabileceğini ve diplomasi yoluna gitmezse son 1 yılda yaşadıklarını tekrar yaşayabileceğini belirtti.
"SINIRLI KALMAYABİLİR"
Öte yandan The Times gazetesi, İsrail'in Lübnan'ın güneyine başlattığı kara harekatına ilişkin dikkat çeken bir analiz yayımladı.
Analizde, Lübnan ordusunun güneydeki askerlerini beş kilometre içeri çekmesinin “İsrail’in operasyonu sınırlı kalırsa İsrail güçleriyle çatışmayacağını gösteriyor” denildi.
“Sınırlı bir operasyon olarak başlayan harekâtın, bölgeden başka milislerin de savaşa katılmasıyla daha geniş çaplı bir saldırıya dönüşme riski bulunuyor” ifadelerinin yer aldığı analizde, Batılı ülkelerin topyekûn bir savaşın önüne geçmek için İsrail’i Lübnan’ı işgal etmemesi konusunda uyardığını ve İran’a da bu duruma karışmaması için baskı yaptığın bildirildiği aktarıldı.
Analizde, ABD, İngiltere ve Fransa'nın “gerilimi tırmandırmama” çağrısına rağmen İsrail’in işgale devam ettiği ve üç ülkenin de İsrail üzerinde “sınırlı bir etkiye sahip olduğunu gözler önüne serdiği” ifade edildi.
İsrail askeri bilimler direktörü Matthew Saville’nin, “Hizbullah gizli noktalardan sınır ötesine tanksavar silahları ateşliyor” ifadesini kullandığı belirtilen analizde, Saville’nin söylediklerine benzer açıklamaların yapıldığını ve bu açıklamaların kara harekatının sınırlı kalıp kalmayacağına ilişkin soru işaretleri doğurduğu vurgulandı.
İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’da araştırmacı pozisyonundaki Lina Khatib, son yaşananlara ilişkin “İsrail bunun sınırlı bir operasyon olduğunu söylese de, Hizbullah'ın güney Lübnan'daki kapsamlı altyapısı birkaç gün içinde ortadan kaldırılamaz. Bu da bunun muhtemelen daha uzun bir kara saldırıları serisinin başlangıcı olacağı anlamına geliyor” sözleri analizde yer aldı.