Güncelleme Tarihi:
ESKİ Başbakan Bülent Ecevit döneminin son Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Türkiye’nin 27 Kasım’da Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasını”nı geç kalmış, ama doğru bir adım olarak niteledi. Gürel, Hürriyet’e şunları söyledi:
YUNAN ADALARININ AYRICALIĞI YOK
“Bizim sadece kıta sahanlığımızı belirlemekle yetinmemiz doğru değil. Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları da yapmamız lazımdı. Libya ile anlaşma yapmamız doğru oldu. Bu anlaşmaya itirazlar büyük ölçüde deniz hukuku anlaşmasında adalara münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı hakkı verildiği gerekçesiyle yapılıyor. Aslında bu doğru değil. Deniz hukuku sözleşmesine göre devlet olan adalar veya takım ada devletleri kıta sahanlığına sahip olabiliyor. Yunanistan’ın ana kıtası var. Rodos veya Girit ayrı bir devlet mi, hayır değil. Ege’de Yunanistan’a ait adaların ne takım ada olma özellikleri var, ne de ayrı bir devlet olma özellikleri. Adaların ana kıtadan ayrı bir münhasır ekonomik bölge veya kıta sahanlığı vardır iddiaları safsatadan ibaret.”
Libya ile yapılan anlaşmanın, Doğu Akdeniz’deki diğer kıyıdaş ülkelerle de yapılması gerektiğini vurgulayan Gürel, şöyle devam etti: “Mısır, İsrail, Lübnan ve en önemlisi de Suriye ile aynı anlaşmayı yapmamız gerekiyor. Bence işin asıl büyük kilidi de Kıbrıs’ta duruyor. Hiç vakit geçirmeden Kıbrıs’taki politikamızı açıkca iki devletli çözüme doğru değiştirmemiz gerekiyor.”
Gürel, “Rusya’nın askeri olarak da açık desteğini alan General Hafter güçlerinin Trablus yönetimini devirmesi durumunda, anlaşmanın geçerliliği ortadan kalkar mı, Suriye’de işbirliği yapan Türkiye ve Rusya, Libya’da çatışan taraflar durumuna mı düşer” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Rusya ile çatışma durumuna düşmek çok yanlış olur. Anlaşmanın da ortadan kalkması gerekmez. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Gruşko’nun Libya ile verdiği demeci gördüm. Sayın Gruşko, sorunun bizzat Libya halkı tarafından tüm tarafların katılımıyla müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini söylüyor. Bizim de bu fikirde ısrar etmemiz gerekiyor. Bu nedenle Libya’da Rusya ile işbirliği yapmamız şart. Aksi takdirde, Suriye’de olduğu gibi Libya’da da yanlış işlere devam etmiş oluruz.”
Öte yandan Meclis’ten geçerek onaylanan deniz yetki anlaşmasının ardından dün de “güvenlik ve askeri işbirliği” anlaşması onay için Meclis’e gönderildi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un imzasıyla sunulan mutabakat muhtırasına göre iki ülke arasında güvenlik, askeri eğitim, savunma sanayi, terörizmle ve yasa dışı göçle mücadele, askeri planlama, tecrübe aktarımı ve talep halinde güvenlik ve savunma iş birliği ofisi kurulması kararlaştırıldı.