Güncelleme Tarihi:
Haberde şöyle deniyor:
"Erdoğan Suriye uçağının düşürüldüğünü, İstanbul'da seçim mitinginde duyurdu. Bu gelişme, Twitter'ı kapatması nedeniyle dikkatlerin Erdoğan'ın üzerinde toplandığı ve Başbakan'ın diktatör gibi davrandığı suçlamalarına hedef olduğu bir haftanın ardından yaşandı. CHP, uçağın düşürülmesini bir diktatörün savaş yürüyüşü olarak tanımladı. Ama partisi Erdoğan'a destek verdi."
"Geçen hafta Twitter yasağında Erdoğan'ı açık bir şekilde eleştiren Cumhurbaşkanı Gül Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel'e kutlama mesajı gönderdi. Erdoğan'ın son aylarda sık sık başvurduğu Batı karşıtı söylemine rağmen Türkiye hâlâ NATO üyesi ve topraklarına yönelik bir saldırı, teoride, beşinci madde uyarınca NATO'nun müdahalesini gerektiriyor. Suriye, uçağın düşürülmesine sert tepki verdi ancak bir askeri karşılıktan söz etmedi."
Aynı gazetede yer alan Richard Spencer imzalı bir analizde ise, 'sınırda yaşanan bu olayın, Esad'a karşı yürütülen savaşın ne kadar yanı başımızda olduğunu gösteriyor" deniyor:
" Türkiye NATO'nun önemli ve değerli bir üyesi. Eski Sovyetler Birliği, İran ve Arap dünyasıyla sınır komşusu. Sınırlarında olanlar, NATO sözleşmesinde saldırıya uğramaları halinde diğer üyelerin yardımına koşulmasını öngören madde uyarınca İngiltere için de önemli. Ne hükümet ne de kamuoyu bunu istese de bu, İngiltere'nin de kolayca savaşın içine çekilebileceğini gösteriyor.
Fakat pratikte durum öyle değil. İttifak sözleşmesinin meşru müdafaa sözleşmesi, İngiltere'nin savaşın içine çekilme olasılığını azaltıyor. Bunun nedeni, başından beri Esad'ın, Batı'nın Rusya'nın vetosuna takılmamak için BM Güvenlik Konseyi'ni by-pass ederek askeri müdahaleyi hukuki açıdan haklı gösterecek bir gerekçe aradığını bilmesi. Türkiye'ye misilleme, bu gerekçeyi sağlayacak. Bu nedenle Esad'ın kendini frenlemesi daha da olası."