Güncelleme Tarihi:
Serginin resmi açılışını yapan Alman Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert konuşmasında, tehcir olaylarının 20. yüzyılda başlamadığını ve bu yüzyılda da sona ermediğini belirterek, geçmişteki olayların bilincine varılamadan gelecekteki sorunların çözülemeyeceğini söyledi.
Ağırlıklı olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yurtlarından sürülen Alman ve Polonyalılara değinen Lammert, bu tür olayların hatırlanmamasının halklar arasına mesafe koyacağını ve komşuluk ilişkilerinin gelişmesini engelleyeceğini ifade etti.
Halklar arasında barışma sağlanması için her devletin çaba harcaması gerektiğini kaydeden Lammert, bu nedenle Almanya'da büyük koalisyonu oluşturan partilerin de tehcirin her zaman hatırlanması ve kınanması yönünde karar aldıklarını sözlerine ekledi.
Sergiyi hazırlayan “Tehcire Karşı Mücadele Merkezi” adlı derneğin Federal Meclis milletvekili olan Başkanı Erika Steinbach, Lammert'in konuşması sırasında yanında duran iki çocuğa “Pontus Rum kıyafeti” giydirdiklerini söyledi.
Steinbach daha sonra Lammert'e sergiyi gezdirdi. Lammert, özellikle Almanların sürülmelerini belgeleyen bölümü gezdi.
Berlin'de 3 ay süreyle açık kalacak olan sergide Osmanlı Devletinde Ermenilerin yaşantısı ışıklı panolarda anlatılırken ”Ermenilere yönelik soykırım” başlığı kullanıldı ve sözde Ermeni iddiaları yinelenerek propaganda yapıldı.
Yunan-Pontus Rum iddialarına da yer verilen sergide, Kıbrıs'ta yaşanan olaylar anlatılırken, Türkiye'nin 1974 yılında düzenlediği Barış Harekatı, Yunan ve Rum gözüyle yorumlanarak “işgal” olarak nitelendirildi.
Sergide Boşnakların ve Kosovalıların da tehcire uğradıkları bir panoda anlatıldı. 20. yüzyılda Avrupa'da tehcire uğrayan halklar arasında “Çeçenler, Türkler, Kürtler” de gösterildi.