Güncelleme Tarihi:
Şili’de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Latin Amerika ve Karayipler Ekonomi Komisyonu'nda konuştu.
“Türkiye yüzde 5 büyüyen ekonomisiyle çok büyük başarılara imza atmış bir ülkedir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ortak sorunlarına değinerek ülkelerin böyle bir ortamda bu sorunlara çözüm aramak için ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan şunları kaydetti: “Günümüzde ülkelerin karşı karşıya olduğu ortak meseleler bulunuyor. Bu sınamaların bir kısmı dünyada soğuk savaşın sona ermesinden sonra başlayan dönüşüm sürecinin henüz tamamlanmamış olmasından bir kısmı da ekonomik ağırlık merkezinin Asya-Pasifik bölgesine kayması nedeniyle dengelerin henüz oturmamış olmasından kaynaklanıyor. Ekonomik belirsizlikler salgın hastalıklar genç işsizliği, sosyal dışlanma da önümüzdeki diğer sorunlar arasında yer alıyor. Irkçılık yabancı düşmanlığı önemli sorunlardandır. Bunlar artan düzensiz göç, terörizm, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi başka sorunların da tetikleyicisi olmaktadır. Hiç bir ülke bu sorunlar karşısında bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışıyla hareket edemez. Bunlara kayıtsız kalamayız. Bu sorunlara çözüm aramak her ülkenin ahlaki ve vicdani sorumluluğudur.”
Erdoğan Türkiye’nin bulunduğu sıcak coğrafyada yaşanan sorunları hatırlatarak, “Türkiye’nin bulunduğu coğrafya bu sorunların ve yol açtığı trajedilerin en yakından hissedildiği yerdir. Yani biz şu anda damdan düşmüş vaziyetteyiz. Neyin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu tribünden maç izlemeye benzemez, bu işin içinde yaşamayı gerektirir” dedi.
Suriye konusunda da değinen Cumhurbaşkanı, “Vatandaşlarının haklı demokratik taleplerini görmezden gelen rejimler sadece bölgemizde değil tüm dünyada istikrarı tehdit ediyor. Yani güçlü olanın ben haklıyım dediği bir dünya barışı isteyenlerin dünyası olamaz. Tam aksine haklı olanın güçlü olduğu bir dünya bizim dünyamızdır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Suriye krizinin trajik sonuçları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Şam yönetimi 2011 yılının Mart ayından beri kendi halkına terör ve şiddet uyguluyor. Suriye’de ölen insanların sayısı ne kadar, 400 bin. Bunlar nasıl öldürüldü konvansiyonel silahlarla. Bunların içinde bin 500, 2 bin kimyasal silahlarla öldürülenler var” dedi.
“Esad rejimini defalarca uyardık. Bu uyarılarımızı dinlemediği gibi sivil halka karşı varil bombaları balistik füzelerle savaşın şiddetini arttırarak sürdürüyor” şeklinde konuşan Erdoğan, Türkiye’nin göç sorunu karşısında üzerine düşeni yaptığını belirterek, “BM Yüksek komiserliğinin verilerine göre dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkenin Cumhurbaşkanı olarak burada bulunuyorum. Size şu anda bu tablonun cumhurbaşkanı olarak hitap ediyorum” dedi. Erdoğan 2015 yılında denizden kurtarılan mülteci sayısının 90 bin olduğunu söyledi.
Sığınmacılara kapılarını açtıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı, “Suriyeli sığınmacılar için yaptığımız harcama 9 milyar doları aştı, Türkiye’ye gelen yardım ise 420 milyon dolardır” diyen Erdoğan, Türkiye’nin kapılarını kimseye kapamadığını ifade ederek, “Türkiye kapılarını kimseye kapamadı, ırkı dini dili ne olursa olsun kapısını açtı. Çünkü gelenler insan ve bu insanlar 7’den 70’e ölümden kaçıyordu Bombalardan kaçan insanlara kapımızı kapayamazdık. Açtık bir taraftan çadır kentleri kurduk, bir taraftan konteyner kentleri kurduk. Eğitiminden sağlığa her türlü ihtiyacı karşıladık” dedi.
“ALMANYA BİZDEN DAHA MI FAKİR, FRANSA BİZDEN DAHA MI FAKİR, HOLLANDA BELÇİKA BUNLAR BİZDEN DAHA MI FAKİR”
Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl sığınmacı krizinin dönem başkanı olduğumuz G-20’nin gündeminde yer almasına özel önem verdik. Alınan güvenlik önlemleri ve kapatılan kapılar, sığınmacı ve göç akınlarını engellemeye yetmiyor. Almanya bizden daha mı fakir, Fransa bizden daha mı fakir, Hollanda Belçika bunlar bizden daha mı fakir onlar kapılarını kapatıyor ama bizse tam aksine kapılarımızı açıyoruz. Bombalardan kaçanlara biz kapılarımızı da gönlümüzü de açtık ve onları şu an misafir ediyoruz” dedi.
“SURİYE TOPRAKLARININ KUZEYİNDE BİR ŞEHİR KURALIM.”
Erdoğan, “Keşke gücümüz yetse de bütün kampları konteyner kamp haline dönüştürsek, ama bunu yapmanın ötesinde ben sayın Obama’ya da sayın Putinle de, diğer AB üyesi ülkelerin liderleriyle G-20 de tek tek konuştum ve kendilerine tek tek şunu teklif ettim: Suriye topraklarının kuzeyinde bir şehir kuralım. Biz inşaatta mahir bir ülkeyiz. Bir donörler oluşsun verilecek destekle oralarda konutlar inşa etmek istiyoruz. Gerek Suriye’den çıkacak olan mültecilere gerekse Türkiye’deki mültecilere biz oralarda konutlar yapalım. Bunun için iki şey çok önemli terörden arındırılmış bölge, ki bu bölge var. Ama bir de uçuşa yasak bölge ilan etmemiz gerekir ki bu insanlar korku içinde olmasın, yaşamasınlar. Ne yapacağımızı sordular okullarını yapacağız, hastanelerini yapacağız. Örn 500 metre karelik her birine birer yer, bunun için de 100-150 mt karelik konutlar yapmak suretiyle onları oraya taşıyalım çok güzel dediler ama hala cevap bekliyoruz” dedi.