Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, G-20 zirvesi için geldiği Kanada'nın Toronto kentinde basın toplantısı düzenledi ve çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, “Obama görüşmesinde İsrail ile ilgili hangi koşulların sunulduğu, ABD Başkanı'ndan hangi yanıtları aldığına” ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Öncelikle Sayın Obama ile Türkiye-ABD ilişkilerini model ortaklık çerçevesi içerisinde görüşme imkanımız olduğu gibi, gerek İran'ın nükleer programı gerek Irak gerek Ortadoğu bunun yanı sıra tabii uluslararası sularda cereyan eden malum olay sebebiyle bir görüş alışverişinde bulunduk. Samimi bir ortam içinde kendileri samimi kanaatlerini bana aktarırken ben de yine aynı şekilde samimi kanaatimi çok açık net kendilerine ifade ettim. Ve yaklaşık 1 saat 15 dakika süren bu görüşmemizin bu samimi hava içerisinde geçmesi... Tabii bunun yanında son dönemde en önemli sıkıntımız olan PKK terörüyle ilgili konuyu yine kendileriyle görüşme imkanım oldu. Onu da kendileriyle paylaştık. Üçlü mekanizmanın gerekleri üzerinde durduk. Bundan sonraki süreçte neler yapılabileceği de yine kendileriyle konuştuk.”
ABD GANA FUTBOL TAKIMLARININ MAÇI
Görüşmede, ABD futbol takımının Gana'ya yenilmesi hatırlatılarak, "Obama görüşmeye girdiğinizde üzgün müydü?" sorusuna Başbakan Erdoğan, "Böyle bir şeyi böyle ciddi bir görüşmede gündeme getirirsem hem dostumuza, arkadaşımıza karşı bir saygısızlık yapmış oluruz. Tam aksine böyle bir durumda acıyı paylaşmak lazım. Böyle bir konuyu tabii kendilerine açmadık" yanıtını verdi.
ERMENİSTAN
Başbakan Erdoğan, 1915 yılı olaylarına ilişkin bir soru üzerine, bu konuyla ilgili notları Kanada Başbakanı Stepen Harper'e daha önce verdiklerini belirterek, “Uluslararası toplantılarda kendileriyle bu konuyu paylaştık, görüştük. Bildiğiniz gibi bu son malum 24 Nisan olayında Kanada'da tesirini göstermiş olacak ki olumlu yaklaşımını görmüş olduk. Bundan sonraki süreçte daha hassas davranmak suretiyle bu konu ele alınırsa, bizler de memnun oluruz” dedi.
Erdoğan, “ABD Başkanı Obama ile görüşmeniz ışığında Türkiye'nin, bu aşamadan sonra Tahran'dan veya Washington ya da 6'lıların İran'ın nükleer programıyla ilgili beklentileri nelerdir? Türkiye'nin arabuluculuk çabaları devam edecek mi?” sorusunu cevaplandırırken, şunları kaydetti:
“Öncelikle bu nükleer program konusunda müzakere sürecinin devam ettirilmesi hususunda bu yaklaşımları devam ediyor. Bizler de bu süreci aynı şekilde devam ettireceğiz. Bu müzakere süreci içerisinde ne gibi gelişmeler olur, onu kısa zaman içinde göreceğiz. Öncelikle İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi'ne yazdığı mektup üzerine, şu anda cevabı söz konusu. Yine bu arada biliyorsunuz, (AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine) Ashton ve (İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said) Celili arasındaki görüşmenin olması söz konusu. Bu görüşme ne zaman olur nerede olur henüz belli değil. Ama bizler de takipçisiyiz. Dışişleri Bakanım İran Dışişleri Bakanı ile bunu takip ediyorlar ve bu süreç ayrıca devam ediyor.”
Erdoğan, bölücü terör örgütü ile mücadele konusundaki soruya, şöyle yanıt verdi:
“PKK meselesi, bununla ilgili olarak biliyorsunuz aramızda bir 3'lü mekanizma var. Burada istihbarat paylaşımı noktasında zaten başlamış olan süreç devam ediyor. Orada sıkıntı söz konusu değil. 3'lü mekanizmanın istihbarat paylaşımından öte bazı işlevlerinin olması gerekiyor. Şu anda atık bu işlevin devreye sokulması müzakere ediliyor 3'lü mekanizma içerisinde. Öyle zannediyorum ki 3'lü mekanizmanın bu konuda attığı adımlar bundan sonra daha farklı uygulama alanları bulacaktır. Bunun çalışmaları yapılıyor. Ve bu konuda da ilgili arkadaşlarım Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı ve İçişleri Bakanı bunun sıkı bir takibi içindeler. Bizler de takip etmek suretiyle buradan en kısa zamanda netice almanın gayreti içindeyiz.”
"KUZEY IRAK'TA EGEMENLİK SORUNU VAR"
Erdoğan, Kuzey Irak'ta coğrafi yapısı itibariyle şu anda yerel yönetimin egemenliğinin bulunmadığını belirterek, 'Bölücü terör örgütünün böyle bir yeri ele geçirmiş olması, bir ülkenin hem bir taraftan toprak bütünlüğünü konuşacak, ama toprak bütünlüğünü konuşurken birileri orada bir paylaşım gerçekleştirmiş olacak. Nerede toprak bütünlüğü? O zaman burada ya merkezi yönetimin görevini yerine getirmesi lazım veya yerel yönetimin görevini yerine getirmesi lazım” dedi.
“Bu işin birçok boyutu var. Psikolojik, sosyolojik, güvenlik gibi birçok boyutu var. Üçlü mekanizma zaten bunların çalışmasını yürütüyor. Biliyorsunuz burada Kuzey Irak coğrafi yapısı itibarıyla şu anda yerel yönetim tarafından tamamıyla orada egemen bir yapı yok. Merkezi yönetimin zaten Kuzey Irak'ta hiçbir egemenliği yok. Yani bütün bunlar nasıl bir egemenlik noktasında yönetime alınacak, bu konuları üçlü mekanizma kendi arasında konuşuyor. Buna yönelik adımların atılması... Çünkü bölücü terör örgütü burada belli bir bölgeyi adeta konuşlanmış yönetiyor. Terör örgütünün böyle bir yeri ele geçirmiş olması, bir ülkenin hem bir taraftan toprak bütünlüğünü konuşacağı ama toprak bütünlüğünü konuşurken birileri orada bir paylaşım gerçekleştirmiş olacak. Nerede toprak bütünlüğü? O zaman burada ya merkezi yönetimin görevini yerine getirmesi lazım veya yerel yönetimin görevini yerine getirmesi lazım. Bizler de NATO ülkesi olarak aynı zamanda Afganistan'daki birlikteliğimiz neyse bu birlikteliklerimizi de farklı yerlerde de kararlılıkla sürdürmemiz lazım. Hele hele bu bölgede dayanışmamız çok daha farklı bir önem ifade ediyor ve üçlü mekanizma bütün bunlara dayalı olarak atılmış adımlardır. Bunun gereğini de arkadaşlarımız şu anda çalışıyor, yerine getireceğiz.”
İsrail'in Mavi Marmara Gemisine saldırısı ve ABD'nin Türkiye ile İsrail arasında nasıl bir arabuluculuk sergileyeceği sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu konuların hepsi aramızda görüşüldü. Bu olayın uluslararası sularda cereyan etmiş olması, uluslararası hukukun çiğnenmesidir ki bunda kimsenin tereddütü yok. Kimse burada zaten aksini savunamıyor. Kimse burada İsrail'e bir saldırı, bir tecavüz ifadesini kullanamaz. Kullananların hepsi bir defa önyargılı veyahut art niyetli olduğunu kabul edebileceğimiz tipler olabilir. Ülkeler bile demiyorum çünkü ülkeler, ülke halklarının bunu kabul etmesi mümkün değil. Burada aslolan bir şey var. Olay tamamen uluslararası sulardadır. İkincisi tamamen sivil toplum kuruluşlarının Filistin'e insani yardımıdır. Eğer bu gemilerde bir tane silah yakalanabilseydi, İsrail'in dünyayı ayağa kaldıracağını herhalde sizler de takdir edersiniz. Bir tane silah dahi bulunamamıştır. Adli tıp raporlarının paylaşılması söz konusudur. Bu belge ve bilgileri de tabiiki paylaştık, paylaşıyoruz. Uluslararası mahkemelerde de zaten bunlar oralarda değerlendirilecektir."
“FURKAN DOĞAN ABD VATANDAŞIDIR”
İsrail'in Mavi Marmara Gemisine saldırısında hayatını kaybeden 8 Türk vatandaşı ile bir de Türk orijinli ABD vatandaşı olduğunu anımsatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Furkan Doğan, ABD vatandaşıdır. Dolayısıyla bizler Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, ABD de Amerika Birleşik Devletleri olarak herhalde vatandaşının hukukunu, bizler nasıl koruma mücadelesini ulusal ve uluslararası bazda veriyorsak, vereceksek, aynı şekilde ABD de bunu uluslararası bazda da ulusal bazda da gereğini yapacaktır.
Talepler nedir denilince, öncelikli 3 tane talep gündemdedir. Bunlardan biri İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkidir ki bu Türkiye'den özür dilenmesidir. Türk vatandaşlarına karşı... Burada 33 ülkeden insan var bu gemide. Ama bir de burada Türk vatandaşları var. Diğer ülkelerin aslında yönetimlerinin de burada devreye girmesi lazım. Biz Türkiye olarak, Türkiye'den özür dilenmesini istiyoruz. İkincisi Türkiye Cumhuriyeti bandralı bir gemi var. Bayrağımız var, bu bayrağın olduğu bir gemiye karşı böyle bir saldırı. Hem denizden, hem havadan indirme bindirme harekatı yapılıyor. Üçüncüsüyse biz bölgede bir barışın tesisi için Filistin'e ambargonun artık kaldırılmasının gereğini istiyoruz. Artık bu daha fazla uzatılamaz. Aksi takdirde geleceğe yönelik süreci bu işin olumlu etkilemesi de mümkün değil.
Eğer olumlu bir süreç isteniyorsa bu adımların atılması lazım. Çünkü eğer Filistin'de 2 devletli bir yapı istiyorsak bu adımın atılması olmazsa olmaz bir şart konumuna gelmiş Çünkü orada insanlar yaşıyor. Bu konuda BM'nin elimizde raporları vardır. Bu raporlar, her konuda en sıkıntılı dönemini yaşadığını ifade ediyor. Bunların takipçisi olacağımızı açıkça söylemek isterim. Temenni ederim ki 7 Temmuzda ABD'ye İsrail Başbakanının yapacağı ziyaret, olumlu neticelerin alınmasına vesile olur."
AB ÜLKELERİNİN LİDERLERİNİN YAKLAŞIMI
Başbakan Erdoğan, Mavi Marmara Gemisine yönelik İsrail saldırısıyla ilgili bilgi ve belgeleri Avrupa Birliği liderleriyle de paylaşıp paylaşmadığının ve terörle mücadelenin gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, şöyle dedi:
“Konuşmalarında hepsinin yaklaşımı olumlu. Temenni ederiz ki uygulamada da olumlu neticeler alırız. Avrupa Birliği liderleriyle paylaştık. Kendilerine, her iki konuyu da yani adli tıp bilgi ve belgeleri çerçevesinde aktardık. Paylaştık. Gerek sayın Medvedev ile yaptığımız görüşme, gerek sayın İngiltere Başbakanı Cameron ile yaptığımız görüşme, aynı şekilde Sayın Berlusconi ile görüşme, Sayın Merkel ile yaptığımız görüşme, İspanya Başbakanı Zapatero ile yaptığımız ikili görüşmelerde bunları aynı şekilde paylaştık. Görüşmelerimizde hepsi de bu acıyı bizimle beraber paylaştıklarını söylüyorlar ve üzerlerine düşeni bundan sonra da yapacaklarını söylüyorlar. Temenni ederim ki bundan sonra da yaparlar.”