Güncelleme Tarihi:
ABD'de boşanmış bir çift, dondurulmuş bir embriyonu paylaşımıyor. Mahkemede çözüm arayan, kimlikleri gizlenen çiftten anne döllenmiş yumurta üzerinde hak iddia ediyor ve yeniden evlat sahibi olmak için kullanmak istiyor. Baba ise dölünü taşıyan embriyonun imhasında ısrar ediyor. Bir hukuk, etik ve insanlık kavgası...
Bilimin sınır tanımayan - ve korkutan - gelişmesi, akla gelmedik hukuk ve etik sorunları yaratıyor. Tıpkı, İngiliz The Times'ın ekine manşet yaptığı ‘döllenmiş yumurtanın velayet davası’ gibi.
İKİZ DOĞURDU
Boşanmış bir çiftin mutlu günlerinin hatırası, dondurulmuş embriyon ne yapılmalı? Bir kadın, eski kocasının itirazına rağmen bu bebeği dünyaya getirmeli mi? ABD, bu hukuki ve insani meseleye mahkemede cevap arıyor. Anne çocuğu doğurmak isterken, baba yok edin diyor. Embriyon için yaşanan bu hukuk savaşını kim kazanırsa kazansın, etik tartışmalar bitmeyecek, yaralar kapanmayacak.
Hikaye 8 yıl öncesine uzanıyor. Massachusetts'deki bir klinikte bugün paylaşılamayan yumurta dölleniyor ve donduruluyor. Bir zamanlar hayatı paylaşan kahramanların isim ve soyadlarının sadece baş harflerini biliyoruz. Bu dava AZ'nin BZ'ye karşı savaşı. Çalışan annenin avukatı Gretchen Van Ness dört yıldır süren davaya Temyiz Mahkemesi'nde çare arandığını söylüyor. 15 yıl boyunca sürekli doktorlara taşınan, sayısız ameliyat geçiren ve sonucunda muradına eren BZ, doğurmak istediği embriyondan ‘evladım’ diye söz ediyor.
Öykünün en başına dönüyoruz. Yıl 1977. Yer Virginia Eyaleti. AZ ve BZ silahlı kuvvetlerde çalışırken tanışıp evleniyor. İki yıl çocuk sahibi olamayınca suni döllenme için tedaviler başlıyor. 1985'te tek çarenin laboratuar ortamında döllenmiş yumurta olduğu sonucuna varılıyor. Sayısız ultrasonlar, enjeksiyonlar, rahime ceninin yerleştirilmesi deneyimlerinden sonra Nisan 1992'de rüyaları gerçek oluyor. BZ ikizlerini kucağına alıyor. Tam 15 yıllık sabırdan sonra gelen bebeklerin adı CZ ve DZ. Döllenmiş yumurtaların bir kısmı saklanıyor. İşte bugün paylaşılamayan embriyon bu.
Yıllarca evlat için çırpınma ve ikizleri yetiştirme stresi, evliliği çatırdatıyor. Nisan 1995'te genç kadının yeniden hamile kalmak için kliniğe başvurması ve bunu eşinden habersiz yapması birlikteliklerine son noktayı koyuyor. Müthiş öfkelenen AZ'nin şiddetinin nasıl patladığı bilinmiyor. Ancak, genç kadının hamilelik girişiminin sonuçsuz kalmasından sonra AZ boşanma davası açıyor. Ve geçmişle ilgili tüm bağlantıları kopartmak için ‘son hatıra’nın kullanılmasına izin vermiyor ve bu kararını da mahkeme kabul ediyor. BZ'nin avukatları şimdi bu yasağı kaldırmaya çalışıyorlar.
YİNE DOĞURMAK İSTİYOR
BZ, normal şartlarda hamile kalamıyor. İki çocuğu yeterli görmediğinden döllenmiş yumurtasının rahmine yerleştirilmesiyle bir çocuk doğurmak istiyor. Dondurulmuş embriyo operasyonunda yaş sınırı 45. BZ de 45 yaşında. Ayrıca, bir dondurulmuş embriyon en çok 5 yıl sonra ana rahmine yerleştirilebiliyor. BZ'nin embriyonu 8 yaşında. Yani karar temyizde bir an önce bozulmazsa, BZ için çok geç olacak.
Buna karşılık AZ de 4 yıl önce ayrıldığı eşinden bir çocuk istemiyor ki bu da onun hakkı.
Bu davadan beri kliniklerin, embriyon dondururken, ileride çıkacak hukuki davalara karşı çiftlerden sözleşme istemeye başladığı söyleniyor.
Yalnız AZ ve BZ değil, hukukçular da içtihat yaratacak bu davanın sonucunu heyecanla bekliyor.