Güncelleme Tarihi:
17 yıl önce geçirdiği bir trafik kazası sonrası bitkisel hayata giren Eluana Englaro’nun Babası Beppino Englaro ilk kez 1997 yılında zamanın hükümetine başvurarak kızının dönüşü olmayan bir yolda seyrettiğini ve ötenazi istediğini bildirdi.
Ne var ki daha sonra değişik hükümetlere gönderdiği aynı tarzda isteğine hiçbir zaman yanıt alamadı. Bunun üzerine Englaro ailesi avukatları aracılığı ile Anayasa Mahkemesine başvurdu. Ülkede ötenazi dini inançlar nedeniyle benimsenmiyordu.
Anayasa Mahkemesinden de beklenen yanıt bürokrasiye takıldığından uzun süre gelmedi. Bu arada Baba Englaro kızını ötenazinin yasal olduğu bir ülkeye götürmek istedi ama burada da bazı engellere takıldı. Nihayet Anayasa Mahkemesi ötenazi için bir sakınca olmadığını Englaro ailesinin avukatlarına bildirdi.
Ancak bu kez Vatikan çığlıklar atmaya başladı. “Tanrı’nın verdiği canı makineler değil ancak yine Tanrı alabilirdi. Doğurganlığı hala sürebilen bir varlığın bitkisel hayatta olmasına karşın yaşamının kesilmesi bir “Cinayetti”.
Yapay yaşam sondasını çeken ellerde “Cellattı” kiliseye göre. Baba Beppino Englaro Vatikan’a rest çekerek “ Din inançlarının değerleri” ile kızına ötenazi yapılması arasında bir bağ almadığını vurgulayarak Eluana’ya ötenazi yapabilecek aparatlara sahip bir hastane aramaya başladı.
Sonunda Udine kentinde ki “ Le Quieta” kliniğinden yeşil ışık yandı.
Yine bürokrasi engelleri aşılarak Eluana yıllardır yattığı Lecco’da ki hastaneden alınarak “Ölüm yolculuğu”na çıkartıldı.
İşte ne olduysa Eluana’nın bitkisel yaşamda ki vücudu “Le Quieta” kliniğine getirildikten sonra başladı. Çizme bir anda Eluana’ya kilitlendi. Udine savcılığı Anayasa Mahkemesi kararının uygulanabileceğini belirtirken son anda uyanan hükümet biraz’da inançlı Katoliklerin baskısıyla Eluana’ya ötenaziyi engelleme yarışına girdi.
Önce Anayasa mahkemesine başvuruldu. Ama Anayasa Mahkemesi kararından dönmedi. Udine Belediyesi Sağlık Komisyonu ötenazi’yi durdurabilmek için sadece klinikteki aygıtların elverişli olmaması gerektiğini belirtti. Bu arada Eluana’nın doktorları ile klinik sorumluları yapay beslenme sondasını çekecekleri saati belirledi.
Aynı anda hükümet yasayı yetiştiremeyeceğini anlayınca bir hükümet kararnamesiyle ötenaziyi yasa çıkana dek yasaklama yolunu seçti. Burada da kararnameyi Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun imzalaması gerekiyordu.
Ama Cumhurbaşkanı Vatikan kadar Eluana’yı yaşatmak isteyen sivil toplum örgütlerini karşısına alma uğruna “ Anayasaya aykırı” diye kararnameyi imzalamadı. Eluana’nın ötenazisi birdenbire tıp alanından çıkarak siyaset alanında bir zıtlaşma oyuncağı haline geldi.
Başbakan Silvio Berlusconi saate karşı jet hızıyla Yasayı çıkartmak için hafta sonu Senato’da çalışmalara hız verdi. Yapay beslenme sondası çıkartıldıktan sonra Eluana’nın yaşaması 10 gün sürebilirdi. İşte bu 10 günde Senato’da oylanacak olan tasarı daha sonra Temsilciler Meclisinde de oylanacak ve Cumhurbaşkanına imzalaması için gönderilecekti. Senato Sağlık Komisyonu yasa tasarısına tam şekil verirken Eluana yapay besinsiz 62. saatinde kalbi durarak öldü.
Tabii arkasından da büyük polemikler getirerek ailesinin isteği doğrultusunda 38 yaşında yaşama veda etti. Başbakan kararnameyi imzalamayan Cumhurbaşkanına yüklenerek “Katil” iması ile hedef gösterdi. Vatikan “Eluana’yı öldürenleri Tanrıya havale etti. Sağlık Bakanı ellerinden bir şey gelmediği için öfke kustu. Muhalefet, iktidarı ihmalle suçladı ve Baba Englaro son sözü söyledi “ Tam 17 yıldır yalnızdım. Bu saatten sonra yine yalnız kalmak istiyorum.” dedi.
Eluana öldükten 24 saat sonra Senato yapay beslenme sondasının çıkartılmasına karşı yasayı onaylayarak ilk adımı attı. Yasa Tasarısı Temsilciler Meclisinde oylandıktan sonra Cumhurbaşkanına gönderilecek.
Önümüzdeki 15 gün içerisinde de Ötenaziyi biyolojik olarak yasaklayacak ana temel yasa parlamentoda görüşüldükten sonra yine Cumhurbaşkanına imzaya gönderilecek. Eluana ötenazide dünyanın dikkatini çeken bir simge haline geldi. Ama ilk olmayacağı da kesin.