Güncelleme Tarihi:
Olli Rehn, Avrupa Parlamentosu’nda Hristiyan Demokrat kanada mensup Yunan Milletvekili Antonios Trakatellis’in yazılı soru önergesini yanıtladı. Katılım Ortaklığı belgesine göre Türkiye’nin dini özgürlükleri ve dini azınlıkları koruma zorunluluğu bulunduğunu belirten Trakatellis, “Malvarlıklarına el koymaktan başka, karar özellikle Türkiye’den ‘Üye Devletler’deki uygulamayla aynı doğrultuda, tüm dini cemaatlerin fonksiyonlarını sürdürmesi için koşulları oluşturmasını’ istemektedir” dedi.
Bunun gayrı Müslim cemaatlerin tüzel kişilik kazanmasını, üyelerinin ve gelirlerinin yasal ve adli olarak korunmasını, eğitim, atama ve yönetici kadrolarının öğretimini ve mülkiyet haklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 numaralı protokolü doğrultusunda tanınmasını içerdiğini kaydeden Trakatellis, “Türkiye özellikle yasal ve adli koruma ve Ekümenik Patrikliğin tüzel kişiliğinin tanınması konusunda bu karara uymakta mıdır?” sorusunu yöneltti.
Yunan vekil Türkiye’de tamamen dini ve ruhani konulara ait alınan yüksek yargı kararlarının topluluk müktesebatını, temel hakları ve AB-Türkiye ortaklığını ihlal edip etmediğini, AB Komisyonu’nun bu konuda neler yapmayı düşündüğünü sordu.
REHN’İN YANITI?
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, Komisyon’un Türkiye’de dini özgürlükler konusunu, Katılım Ortaklığı belgesindeki şartlar, öncelikler ve ilkeler doğrultusunda yakından izlediğini bildirdi. Gelişmelerin yıllık Komisyon İlerleme Raporlarında ele alındığını katılım müzakerelerinin bir parçası olarak Adli ve Temel Haklarla ilgili 23’üncü Fasıl kapsamında gözden geçirildiğini kaydeden Olli Rehn, “Son olarak bu konular Türk yetkililerle uygun her platformda, düzenli siyasi diyalog çerçevesinde görüşülmektedir” dedi.
Komisyon’un Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından garanti edilen özgürlükler ve haklara tam olarak saygı gösterilmesine yönelik çözümlere ulaşmayı içeren bir bakış açısıyla dini özgürlükle ilgili konuları izlemeyi sürdüreceğini anlatan Rehn şöyle devam etti:
“Bu haklara göre (a) Patrik ve Patriklik kiliseyle ilgili Ekümenik ünvanını kullanmada özgür olmalıdır; (b) Türkiye gayrı-Müslim dini cemaatlerin tüzel kişilik edinebilmelerini sağlamalıdır; ve (c) Türkiye dini özgürlük ve organize dini cemaatlerin yaşantılarına katılım söz konusu olduğunda Türk ve yabancı uluslardan kişilere eşit muamele yapmalıdır.”