'Eğitime yatırım geleceğimize yatırımdır'

Göreve başladığı dört yıldan beri Almanya’da yaşayan Türk kökenli çocuk ve gençlerin eğitim kurumlarındaki başarıları, Türkçenin ve Türk kimliğinin korunması için yoğun angajman gösteren Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, liseyi çok iyi dereceyle bitiren gençleri hem kutladı hem de ödüllendirdi.

Yunus Emre Güllü.�

Not ortalaması:1.0
Sude Yıldız.
Not ortalaması: 1.2
Yonca Güngör.
Not ortalaması: 1.2
Emel Ertürk.
Not ortalaması:1.2
Yusuf Dursun.
Not ortalaması: 1.5
Hepsi de Berlin’de liseyi bitirmiş.
Pırıl pırıl gençler.
Hepsi de hayat dolu.
Hepsinin de gözlerinin içi gülüyor.
Kendileriyle birlikte gelen anne-babaları, kardeşleri onlarla gurur duyuyor.
Büyükelçi de öyle.

Kızlı erkekli bu gençlerin Türk kökenli diğer gençlere örnek olduklarının altını çiziyor Büyükelçi Karslıoğlu. Karslıoğlu, “Olağanüstü başarınızdan dolayı gurur duyuyoruz. Bu ödülü Almanya’daki çocuklarımızın eğitimine verdiğimiz öneme dikkat çekmek için veriyoruz. Türkçeye, Türk kültürüne, inançlarımıza ve değerlerimize sahip çıkarak burayla daha yoğun ve zengin bir temas içinde olmamız gerekiyor. Almanya’daki Türk toplumunun eğitimine verdiğimiz önemi vurgulamak, özellikle ‘gymnasium’ (lise) düzeyinde eğitime ilgiyi teşvik etmek, başarılı Türk öğrencilerin ve velilerinin görünürlüklerini artırmak amacıyla, Almanya’daki başkonsolosluklarımız tarafından görev bölgelerindeki en yüksek ortalamaya sahip Türk ve Türkiye kökenli başarılı lise öğrencilerine teşvik ödülleri verilmesi uygulamasını geçtiğimiz yıllarda başlatık. Erasmus Programı dahilinde Türkiye’ye giderek Türkçe’nizi geliştirmenizi ve oradaki akranlarınızın da buraya gelerek Almanya’yı tanımasını tavsiye ediyorum. Sizlerin iyi bir eğitim alması için fedakarlık gösteren anne ve babalar olmak üzere sizlere teşekkür ediyor, sizin gibi Türk, Türkiye’den gelen her renkten, inançtan gençlerimizi teşvik ediyor destekliyoruz” dedi.
Tabii Almanya’daki Türk kökenli öğrenciler arasında liseyi bitirenlerin oranın çok düşük olmasından da yakındı.
Almanya’daki Türk kökenli toplumun bu ülkede hak ettiği yeri alabilmesi için eğitim düzeyinin artmasının kaçınılmaz olduğunu da vurguladı.
Büyükelçi, “Eğitime yatırım, geleceğimize yatırımdır” dedi.

ÖZLENEN TABLO

Büyükelçilikteki diğer etkinlikte de hem öğrenciler, hem öğretmenler hem de Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri bir araya geldi.

Eğitim Müşaviri Prof. Cemal Yıldız ve Berlin Başkonsolosluğu bünyesindeki Eğitim Ataşesi Dr. Gürsel Gür’ün öncülüğünde düzenlenen etkinliğe Büyükelçi’nin eşi Gamze Karslıoğlu, Elçi Müsteşar Ufuk Gezer, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Ahmet Emre Bilgili ile Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürü Bülent Çiftçi’nin yanı sıra başta Berlin olmak üzere Almanya’nın çeşitli kesimlerinden Türk kökenli bilimadamları bir araya geldi. Devlet burslu öğrencilerin yanı sıra Alman DAAD burslu Türk öğrencilerin de katıldığı kahvaltıda, hem tanışma imkanı bulundu hem de eğitim kurumlarında başarının nasıl artırılabileceği konuşuldu.
Hem Berlin Senatosu tarafından görevlendirilen hem de Türkiye’den gönderilen öğretmenlerin kahvaltıdan sonra katıldığı bir seminerde ise çok dilliliğin önemi üzerinde duruldu.

Potsdam Üniversetesi’nden Prof. Christoph Schröder, ‘Çok dilli sınıflarda Türkçe öğretimi’ başlığı altında bir sunum yaptı.

Ebeveynlerin evde çocuklarıyla Türkçe konuşmalarının çocukların iki dilli olarak büyümesi için en iyi yol ve fırsat olduğunun altını çizdi.
“Kimse çocuğununun Almanca öğrenemeyeceği kuşkusu yaşamasın. Çocuklar yuvada ve okulda nasıl olsa Almanca öğrenecekler. Evde Türkçe konuşlması halinde çocuklar hiç zorlanmadan bir dile daha sahip olacaklar” dedi.
Eşinin Türk kökenli oludğunu söyleyen ve çok iyi derecede Türkçe bilen Prof. Schröder, “Eşim evde çocuğumuzla Türkçe konuşuyor. Ben de hem Türkçe, hem Almanca konuşuyorum. Kendi dilinizi konuşmaktan çekinmeyin” dedi.

Aynı gün STK temsilcileriyle de ayrı bir toplantı yapıldı.

Toplantıda Türk kökenli çocukların mevcut eğitim durumları ve tespit edilen sorunların çözümleri için yapılması gerekenler konuşuldu. Katılımın oldukça yüksek olduğu toplantıda, ileriye yönelik çeşitli projeler geliştirme ve işbirliğini artırma konularında tam bir görüşbirliği sağlandı.

KARA TABLO

Eğitim Müşaviri Prof. Cemal Yıldız, geçen yıl başlatılan eğitim seferberliğini artırarak sürdüreceklerini söyledi.
Prof. Yıldız, “Almanya genelinde eğitim alanında yaşanan kronik sorunlara parelel olarak, Türk öğrencilerin okul başarılarında izahı güç bir gerileme gözlemlenmektedir. Son 10 yıl içinde Alman öğrencilerde, abitur (lise diploması) yapıp üniversiteye kayıt yaptıranların oranı yüzde 36’dan yüzde 57’ye çıkmışken, Türk öğrencilerde bu oran bazı eyaletlerde yüzde 8’lerden yüzde 6’lara düşmüştür. Yine meslek yapan Türk öğrencilerin oranlarında bir iyileşme sağlanamamıştır. Aynı şekilde istatistikler incelendiğinde, sonderschuleye giden öğrencilerin oranı, gymnasium’a gidenlerin oranının neredeyse iki katıdır. Alman okullarından geçerli diploma alamadan işsizler kervanına katılan gençlerimizin oranı da yüzde 20’yi bulmakta ve bu da mevcut tabloyu daha da karamsarlaştırmaktadır” dedi.
Prof. Yıldız, “Almanya’daki Türk toplumu göçün 54’üncü yılında. Pek çok kazanımlar elde edilmesine rağmen büyük bedeller de ödedi. Bu bedellerin en ağırı bence anadilimiz Türkçedir. Şimdi önlem almazsak, dil kaybı gerçekleşecek ve bu da kimlik ve kişiliği çok olumsuz yönde etkileyecektir” diyerek uyarıda da bulundu.

* * *

Evet, Almanya’daki eğitim kurumlarındaki başarıyla ilgili araştırmalara bakıldığında Türk, Arap ve İtalyan kökenli öğrenciler hep son sıralarda yer almaktadır.
Buna karşın Vietnam, İspanyol, Rus ve Yunan kökenli öğrenciler ise başarı skalasının ilk sıralarında.
Ancak sekiz Avrupa ülkesinde yaşayan Türk gençlerinin eğitim durumlarını karşılaştıran ve Volkswagen Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya baktığımda, Almanya dışındaki Türk gençlerin daha başarılı olduğunu görüyorum.
Üniversiteye giden Türk gençlerinin oranı Fransa’da yüzde 40, İsveç’te yüzde 37, Hollanda’da ve Belçika’da yüzde 26.

Almanya’da ise Türk gençlerinin sadece yüzde 3’ü üniversite ve yüksekokula gidiyor.

Lise diploması konusunda da aynı tablo ortaya çıkıyor. İsveç’te eğitim gören Türk kökenli gençlerinin yüzde 56’sı liseye giderken, bu oran Fransa’da yüzde 53, Belçika’da yüzde 51, Hollanda’da yüzde 25.
Dünyanın en zengin ve en gelişmiş sanayi ülkelerinin başında gelen Almanya’da ise bu oran yüzde 10’un bile altında.
Uzmanlara göre, Almanya’daki Türk gençlerinin Almanya dışındakilere kıyasla daha başarısız olmaları bu ülkedeki eğitim sisteminden kaynaklanmakta.
Evet bu doğrudur.

Ama ne olursa olsun, kalıcı olduğumuz bu ülkede daha iye yerlere gelebilmek için hem ebeveyn hem de yeni nesiller olarak eğitime çok daha önem vermeliyiz.