Emre KIZILKAYA/CENEVRE
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2008 00:00
İsviçre’nin Cenevre kentinde hareketli günler yaşanıyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) 2001 yılında başlattığı Doha Kalkınma Müzakereleri Turu’nun, gecikmeli de olsa başarıyla tamamlanma umudu doğdu.
153 ülkenin temsilcileri, küresel ticareti yavaşlatan gümrük vergilerini ve koruma duvarlarını, özellikle de "gelişmekte olan ülkeler yararına" indirmek üzere müzakereleri sürdürüyor. Üye ülkelerin ilgili bakanlarının, 13-15 Aralık’ta bir araya gelmesi planlanıyor. Yıl sonuna kadar anlaşma sağlama ihtimali zor, ama imkansız değil. Anlaşma imzalanırsa, tüm ülkeler 2010’dan itibaren ticaret önündeki engelleri kademeli olarak ortadan kaldıracak.
Yoğun gündeminin ortasında Hürriyet’in sorularını yanıtlayan DTÖ Genel Müdürü Pascal Lamy, Türkiye’nin, nüfusunun ve ekonomisinin büyüklüğü sayesinde "hatırı sayılır" bir ülke olarak algılandığını söylüyor. DTÖ’deki en üst düzey görüşmelerin yapıldığı ’Yeşil Oda’da konuştutuğumuz Lamy’ye göre, Türkiye’nin müzakerelerdeki pozisyonu, Avrupa Birliği ve Kore’ye benziyor.
Tekstil ve ayakkabıda fırsat
Lamy, "Masadaki anlaşma Türkiye ve dengi ülkeler için büyük faydalar sağlayacak" diyor ve şu örneği veriyor: "Mesela tekstil ve ayakkabıda ABD gümrükleri yüzde 5’e kadar indirdiği için, Türklere gün doğacak. Elbette bu kalemlerde Türkiye’nin; Pakistan, Hindistan, Sri Lanka gibi rakipleri de olacak. Fakat rekabet küresel ölçekte arttığı için, tüm dünya vatandaşları bundan yararlanacaklar." Küresel ekonomik krizin, ticaretin serbestleşmesini öngören müzakereleri daha da zorlaştırdığını kabul eden Lamy, "Ticareti tikarsak bundan herkes zarar görür. Bu ölçekteki son kriz 1930’larda yaşanmış ve korumacı tedbirlerin artması yüzünden tüm sistem çökmüştü" diyor.
Türkiye’de herkes etkilenecek
UZMANLAR, Doha müzakerelerine kamuoyunun yeterince ilgi göstermemesinden yakınıyor. DTÖ’nün Kurallar Bölümü Hukuk Müşaviri Müslüm Yılmaz, "Burada, Türkiye dahil tüm dünya, ticaretin serbestleşmesi konusunda bağlayıcı taahhütler üzerinde anlaşacak. Örneğin, bugünlerde Konya’da gübre atan çiftçinin devletten alacağı azami sübvansiyon miktarı veya Çatalca’daki fabrikanın çevre koruma maliyetleri değişecek" diyor. Yılmaz, basının ilgisizliğini anladığını, fakat akademik çevrelerin Doha sürecine odaklanması gerektiğini belirtiyor.
Tarım defans sanayi hücumda
TÜRKİYE’nin Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki Daimi Temsilcisi olan Büyükelçi Bozkurt Aran, Ankara’nın Doha pozisyonunu Hürriyet’e anlattı. Türk Büyükelçi, Türkiye’nin tarım ürünleri ticaretinin serbestleşmesi konusunda "defansif," sanayi ürünleri konusunda ise "ofansif" bir tutum sergilediğini söyledi. Türkiye’nin DTÖ’deki G-33 grubu içinde yer aldığını belirten Aran, müzakerelerin başarıyla sonuçlanmasının "kolay bir iş olmadığını" kabul ediyor. Doha’da, küresel rekabetten, patent kurallarına dek dokuz konu masada anlaşma sağlanması zorunlu.