Dünya onu 'Hotel Rwanda' filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı!

Güncelleme Tarihi:

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2021 10:48

27 yıl önce düşürülen bir uçak, bütün bir ülkenin kaderini değiştirmişti. Kaderi değişenlerden biri olan Paul Rusesabagina'nın hayatı geçtiğimiz yıl yaptığı bir uçak yolculuğuyla bir kez daha bambaşka bir yöne saptı. Bir zamanların ulusal kahramanı bugünün terör hükümlüsü, Rusesabagina'nın hikayesine biraz daha yakından baktık...

Haberin Devamı

Bütün dünyanın 2004 yılında vizyona giren 'Hotel Rwanda' filmiyle tanıdığı Paul Rusesabagina'nın ülkesinde yargılanmakta olduğu dava geçen hafta sonuçlandı. Rusesabagina, Ruanda'da terör saldırıları düzenleyen bir örgüte para aktarmakla suçlandığı davada 25 yıl hapse mahkûm edildi.

Karar uluslararası kamuoyunda büyük ses getirdi. Özellikle Ruandalı yetkililerin uzun zamandır ABD'de yaşayan Belçika vatandaşı Rusesabagina'yı Ruanda'ya götürmek için hile yaptıklarını açıklaması tepkilerin daha da kuvvetlenmesine neden oldu.

Peki yakın zamana kadar hem ülkesindeki hem de dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın bir kahraman gözüyle baktığı Rusesabagina bu noktaya nasıl geldi? Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

SÖMÜRGECİLİK TARİHİ KADAR ESKİ BİR HİKAYE

Haberin Devamı

Rusesabagina'nın hikayesini anlatabilmek için oldukça geriye, 20'nci yüzyılın ilk çeyreğine gitmek gerekiyor.

1900'lerin başlarında Ruanda bir Belçika kolonisiydi. Koloniciler, 1916 yılında ülkedeki iki etnik grubun (yüzde 15'lik azınlıktaki Tutsiler ile yüzde 85'lik çoğunluktaki Hutular) arasında onulmaz yaralar açan bir sistem kurdu. Ülkedeki yönetim Tutsilere bırakıldı. Üstelik Tutsiler daha iyi eğitim alıp daha fazla gelir getiren üst düzey işlerde görevlendirilirken, Hutulara ise tabir-i caizse pis işler kaldı.

Bu yapı yaklaşık 50 yıl boyunca devam etti. 1959'da Hutular, Tutsi monarşiyi devirdi. 1962 yılında Ruanda bağımsız bir ülke haline geldiğinde yönetimi ele geçiren Hutular oldu ve Tutsiler bir isyancı hareketine dönüştü. 

O dönemde on binlerce Tutsi, Ruanda'dan kaçıp Uganda gibi komşu ülkelere sığındı. Sürgündeki Tutsilerin kurduğu Ruanda Yurtsever Cephesi (RPF) 1990'da ülkeyi işgal etti. Çatışmalar 3 yıl kadar devam etti. 1993'te bir barış anlaşması sağlandı ancak ülkedeki etnik tansiyonun düştüğünü söylemek mümkün değildi.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

DÜŞÜRÜLEN UÇAKLA BAŞLAYAN BİR KATLİAM

Haberin Devamı

Gittikçe yükselmekte olan bu tansiyon 6 Nisan 1994 tarihinde Hutu etnik grubuna mensup Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'nın uçağının düşürülmesiyle zirveye çıktı. Olayda hem Habyarimana hem de Ruanda'nın komşusu Burundi'nin Hutu devlet başkanı Cyprien Ntaryamira ve beraberlerindekiler hayatlarını kaybetti.

Saldırının kimin emriyle gerçekleştirildiği belli değildi ama karşılıksız kalmayacağı ortadaydı.

Radikal Hutular saldırıdan RPF'yi sorumlu tuttu. Hesaplaşma önce muhalefetteki Tutsilerin liderleriyle başladı. Kısa süre içinde sivil Hutular karşılarına çıkan tüm Tutsileri ve onlara yardım eden ılımlı Hutuları katleder hale geldi. RPF ise Hutuların bir soykırım yapmak için devlet başkanının uçağının düşürülmesini bahane ettiğini savunuyordu.

Haberin Devamı

Milislerin ellerine hükümet karşıtlarının listeleri veriliyor, onlar da listede kim varsa aileleriyle birlikte katlediyordu. Nüfus cüzdanlarında insanların etnik grupları da yazılı olduğundan kimsenin kaçıp saklanma şansı yoktu. Komşular komşuları öldürdü. Bazı Hutu erkekleri, kendilerinin de öldürüleceği korkusuyla Tutsi eşlerini bile katlettiler. Binlerce Tutsi kadın rehin alındı ve seks kölesi olarak çalıştırıldı.

Tam 100 gün süren ve tarihe Ruanda Soykırımı olarak geçen bu korkunç günlerde 800 bin civarında Tutsi ve ılımlı Hutu öldürüldü. Ülkede görevli Birleşmiş Milletler ve Belçika güçleri kıyımı durdurmak için kıllarını bile kıpırdatmadı. Rusesabagina'nın hikayesi de tam olarak o günlerde başladı… Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

Haberin Devamı

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Hotel des Mille Collines

BELÇİKALILARIN OTELİNİ İŞLETİYORDU

1954 doğumlu Rusesabagina yarı Hutu yarı Tutsi bir Ruandalıydı. Eşi Tatiana ise Tutsi'ydi.

Rusesabagina, o zamanlar, başkent Kigali'de bulunan Belçikalılara ait 5 yıldızlı Hotel des Mille Collines'in işletmecisiydi. Tanınmış bir iş adamıydı, çevresi genişti, ekonomik durumu yerindeydi.

Hutular, Tutsi katliamına başladığında Rusesabagina'nın aklında tek bir şey vardı: Eşinin hayatını kurtarmak. Zira çember daralıyor, milisler yavaş yavaş onlara doğru ilerliyordu. Tatiana'nın kardeşi ve eşi de Hutuların öldürdüğü Tutsiler arasındaydı. Çiftin kızları Anaise ve Carine Kanimba daha bebek denebilecek yaşta öksüz ve yetim kaldı.

Haberin Devamı

Carine Kanimba, bu yıl nisan ayında ABC News'e yaptığı açıklamada ebeveynlerinin öldüğü günü şu sözlerle anlattı: "İnsanlara evlerinden çıkmalarını söylüyorlardı. 'Herkes sokakta toplansın, sizi güvenli bir yere götüreceğiz' demişlerdi. Anne ve babam da onlara inandı. İnsanlar sokakta sıraya girdiği anda ateş etmeye başladılar."

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Hotel Rwanda filminden bir kare

"ATEŞ DENİZİNDEKİ KORKU ADASI"

Bu koşullar altında Rusesabagina, eşini ve ailesini de alıp yöneticisi olduğu otele sığındı. Üstelik tek başına da değildi. Yüzlerce Tutsi ve ılımlı Hutu günlerce Hotel des Mille Collines'de yaşadı. Kapının önünde insanlar palalarla doğranırken, otelin içindeki 1268 kişi katliamdan sağ kurtuldu.

Rusesabagina geçmişte yaptığı bir açıklamada oteli, "Ateş denizindeki bir korku adası" olarak nitelendirmişti.

Rusesabagina, Hutu milislerini otelden uzak tutabilmek için elindeki kaynakların tümünü sonuna kadar kullandı. Komutanları önce sözleriyle ya da bağlantılarıyla ikna etmeye çalışıyor, olmadı otelin en seçkin müşterileri için ayrılmış içkileri ve puroları onlara sunuyor, o da olmadı parayla rüşvet verip Hutuları otelin dışında tutmayı başarıyordu.

Soykırım, Temmuz 1994'te Tutsi etnik grubuna mensup Paul Kagame'nin komutasındaki bir isyancı topluluğunun Ruanda hükümet güçlerini yenilgiye uğratmasıyla sona erdi. Kagame böylece soykırım sonrası Ruanda'sının fiiliyattaki lideri haline geldi. 2000 yılında da devlet başkanlığı koltuğuna oturdu.

SOYKIRIM BİTTİ İNTİKAM CİNAYETLERİ BAŞLADI

Soykırımın sona ermesinin ardından otel yeniden açıldı, Rusesabagina da işinin başına döndü. Ancak ülkedeki kaos henüz sona ermemiş tansiyon düşmemişti. Çoğunluğu Hutu 2 milyon Ruandalı komşu ülkelere sığınmıştı. Zira birçok Hutu, milislerin gerçekleştirdiği katliamların parçası olarak görülüyor, sık sık intikam cinayetleri yaşanıyordu.

1994 sonlarında bir gün Rusesabagina da intikam arayışından nasibini aldı. Bir asker evine dalıp Rusesabagina'yı öldürmek istedi. Girişim başarılı olmadı ama Rusesabagina'nın huzuru kaçtı. İlerleyen dönemde sık sık ölüm tehditleri almaya başladı. Pasaportuna da el konacağı söyleniyordu.

Bu ortamda daha fazla yaşamak istemeyen Rusesabagina ailesi (Paul ve Tatiana, kendi dört çocuklarının yanında öksüz ve yetim kalan Carine ve Anaise'yi de evlat edinmişti) 1996 yılında Ruanda'yı terk ederek önce Uganda'ya sığındı ardından da Belçika'ya göçtü.

Rusesabagina burada siyasi sığınma başvurusu yaptı. Brüksel'in dışında bir ev almışlardı, bir yandan da taksi şoförlüğü yapıyordu. Sessiz sedasız sakin bir hayat sürüyordu. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Film ekibi Berlin Film Festivali'nde

2002'DE YÖNETMEN TERRY GEORGE'LA TANIŞTI

1998 yılında Amerikalı gazeteci Philip Gourevitch'in kaleme aldığı ödüllü 'We Wish to Inform You That Tomorrow We Will Be Killed With Our Families' (Yarın Ailelerimizle Öldürüleceğimizi Bildirmek İstiyoruz) isimli kitapta hikayesinin yer alması Rusesabagina'nın hayatındaki tek sıra dışı durumdu. Çocuklarının New York Times'a anlattığına göre, ara sıra taksisine binenlere Ruanda günlerinden bahsettiği de oluyordu.

Rusesabagina'nın Mercedes'inde yolculuk edenlerden biri de İrlandalı yönetmen Terry George'du. 2002 yılında Brüksel'de tesadüfen tanışan George ve Rusesabagina ertesi yıl birlikte Ruanda'ya bir araştırma gezisine gitti.

Geziyi New York Times'a anlatan George'a göre, Rusesabagina, Kigali Havalimanı'nda soykırımdan sağ kurtulanlar tarafından bir kahraman gibi karşılanmıştı. Hotel des Mille Collines'in çalışanları da eski yöneticilerini gözyaşları içinde kucaklamıştı.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

2004'TEN SONRA TÜM DÜNYA ONU TANIDI

George'un yönettiği 'Hotel Rwanda' filmi 2004 yılında vizyona girdi. Hollywood'dan ve eleştirmenlerden büyük övgü alan filmin Los Angeles'taki prömiyerinde Angelina Jolie, Harrison Ford, Matt Damon gibi isimler Rusesabagina ile boy boy pozlar verdi. Jolie, "Paul gibi insanlara hayranlık duymalıyız" diye konuştu. Uluslararası Af Örgütü filmin promosyonunu yaptı. Filme Oscar'larda 3 adaylık çıktı. Bunlardan biri de Rusesabagina'yı canlandıran Don Cheadle'ın yarıştığı en iyi erkek oyuncu kategorisiydi.

Filmin Ruanda prömiyeri de Nisan 2005'te yapıldı. Rusesabagina kendini güvende hissetmediği için son dakikada ülkesine dönüp gösterime katılmaktan vazgeçmişti. George, "Kigali'ye gitmemesi diye uyarılar aldığını söylemişti" diye anlattı o günleri.

Ruanda'daki gösterimde ise işler sorunsuz gidiyordu. Devlet Başkanı Kagame ve eşi Jeannette filmi yönetmen Terry George'la birlikte memnuniyet içinde izlemiş, ekranda kendi yüzü göründüğünde seyirciler tezahürat yapınca ufak bir kahkaha bile atmıştı. Hatta Kagame bir yıl sonra Don Cheadle'ı ailesiyle birlikte Kigali'ye davet edip şahsen ağırlamıştı. Ancak Rusesabagina özellikle ABD'de ünlenmeye devam ettikçe Kagame'yle araları da açılmaya başladı. Zira Rusesabagina yavaş yavaş bir Kagame muhalifine dönüşüyordu. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Paul Rusesabagina ve Don Cheadle

"RUANDA'NIN İMAL EDİLMİŞ KAHRAMANLARA İHTİYACI YOK"

Film yayınlandıktan sonra tüm dünyada tanınan ve bir kahraman olarak görülmeye başlayan Rusesabagina'ya Kasım 2005'te ABD'nin en büyük sivil payesi olan Başkanlık Özgürlük Madalyası verildi. Bu gelişmenin ardından Ruanda'nın hükümet yanlısı gazetesi New Times'da Rusesabagina'yı eleştiren bir dizi haber yayımlandı. Haberlerden birinde "Madalyalar almak için Ruanda Soykırımı'nın ruhunu satan bir adam" ifadesi yer alıyordu. Birkaç ay sonra ise Kagame yaptığı bir konuşmada, "Ruanda'nın Avrupa'da, Amerika'da imal edilmiş kahramanlara ihtiyacı yok" diyordu.

Hotel Rwanda'nın yarattığı ilgiyle Rusesabagina, taksi şoförlüğünü bırakıp profesyonel konuşmacılığa başladı. Dünyayı dolaşıyor verdiği konferanslarda insanları soykırıma karşı uyarıyordu. 1100 Yahudi'yi Nazilerden kurtaran Alman iş adamı Oskar Schindler ile kıyaslanıyordu. Bir Kongre delegasyonuyla Afrika'yı dolaşıyordu. Kurduğu Hotel Rwanda Rusesabagina Vakfı ile iki yıl içinde 241 bin 242 dolar toplamıştı. 2006'da George Clooney ve Holokost'tan kurtulmuş Elie Wiesel ile birlikte Washington'da bir Darfur'da yaşanacak yeni bir soykırıma dikkat çekmek isteyen bir yürüyüşe katılmış ve "Orası da bir başka Ruanda" demişti.

RUSESABAGINA'NIN KİTABI İPLERİ KOPARDI

Rusesabagina ile Kagame arasındaki ipler 2006 yılında otobiyografisi 'An Ordinary Man'in (Sıradan Bir Adam) yayımlanmasıyla koptu. Rusesabagina kitapta Kagame dönemi Ruanda'sından "Küçük bir grup elit Tutsi tarafından yönetilen ve onların çıkarı için çalışan bir ülke" olarak nitelendirmişti. Yönetim kadrolarındaki birkaç Hutu ise "yerel halk tarafından Hutus de servis yani 'kiralık Hutular' diye bilinirler" ifadeleriyle anılıyordu.

İş bununla da kalmadı, Haziran 2007'de Rusesabagina Kagame'yi Uluslararası Ruanda Savaş Suçları Mahkemesi'ne şikâyet etti. Gerekçesi Kagame'nin askerlerinin soykırım sırasında işlediği suçlar ve yaptığı kıyımlardı.

Bunun ardından 6 ay boyunca New Times gazetesinde Rusesabagina hakkında 21 haber yayımlandı. "Rusesabagina'nın Megalomanlığının Sınırı Yok" gibi başlıkları olan haberlerde, katliamlar esnasında Hotel des Mille Collines'de olup hayatta kalan birçok kişinin görüşleri yer alıyordu. Bu kişiler Rusesabagina'nın hayatta kalmalarındaki rolünü abarttığını, katliamdan kâr elde ettiğini öne sürüyordu. Bir hükümet yetkilisi otelin "gerçek hikayesi"ni anlatan bir kitap bile yayımladı.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

PARA MI KAZANDI HAYAT MI KURTARDI?

Bu o günden beri Ruanda'nın ve dünyanın gündeminden düşmedi. 2012'de Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung'da yayımlanan bir haberde Rusesabagina, "iyiliğe inanmayan bir vurguncu" olarak nitelendirildi ve soykırımdan para kazandığı yazıldı. Rusesabagina'nın otelde kalanlardan para istediği de haberde yer alırken, Rusesabagina bu işten kâr ettiğini yadsımadı ancak kurtardığı hayatları vurguladı.

Mayıs 2020'de en azından görünüşte bağımsız bir oluşum olan Ruanda Soykırımla Mücadele Ulusal Komisyonu, Hotel des Mille Collines'de yaşananların iç yüzüne dair bir rapor paylaştı. Raporda otelin içinde hayatta kalmış onlarca kişinin tanıklıkları yer alıyordu. Konuşanlar aynı şekilde Rusesabagina'yı kâr peşinde koşmakla suçluyordu.

Soykırım kurbanlarını temsil eden Ibuka Derneği'nin başkanı Etienne Nsanzimana da Eylül 2020'de France 24'e yaptığı açıklamada, "Hollywood bir efsane yarattı, bunlar gerçek değildi. Rusesabagina 1994'te oteli gördü ve kontrolü ele alıp kendi çıkarlarına hizmet etmeye karar verdi. Daha sonra da hikâyeyi sattı" dedi.

Rusesabagina'yı vurgunculukla suçlayanlardan biri de o zamanlar otelin konsiyerji olarak görev yapan Wellars "Zozo" Bizumuremyi'ydi. Nisan ayında ABC News'e konuşan Bizumuremyi, "Paul insanları koruduğunu söylüyor – yalan! Eğer paranız yoksa otelde kalmanıza bile izin vermezdi" ifadelerini kullandı. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

SUİKAST GİRİŞİMİNE UĞRADIĞINA İNANIYORDU

Ancak iş sadece hakkında gazetelerde çıkan haberlerle bitmiyordu. Ruanda hükümeti Rusesabagina üzerindeki baskısını her yönden artırıyordu. 2007'de Chicago'da bir panelde konuşan Ruanda'nın ABD Büyükelçisi, Rusesabagina'yı Kongo'nun doğusundaki isyancı gruplarına para aktarmakla suçlamıştı örneğin.

Üstelik kimliği bilinmeyen kişiler iki kez Rusesabagina'nın Brüksel'deki evine girmiş, çekmeceleri karıştırıp bazı belgeleri çalmıştı. Bir kez trafikte aracı başka bir aracın etkisiyle yoldan çıkınca, Rusesabagina bunun bir suikast girişimi olduğuna inanmıştı.

Bu nedenle 2009 yılında eşiyle birlikte ABD'nin Teksas eyaletinin San Antonio şehrine taşındı.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Kagame 2018'de Elysee Sarayı'nda

ULUSLARARASI KAMUOYU KAGAME'YE SIRTINI DÖNDÜ

2010'ların ilk yarısı Kagame hükümetini eleştiren üst düzey isimlerin çeşitli şekillerde hayatını kaybettiği olaylara sahne oldu. Ruanda'nın ulusal istihbarat biriminin eski yöneticisi Güney Afrika'da, kaçak bir politikacı Belçika'da ölü bulundu. Ülke içinde de Kagame'yi eleştirenler ortadan kayboluyor ya da esrarengiz şekillerde yaşamlarını yitiriyordu.

2010'da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin yayımladığı bir rapor Kagame'nin özellikle Batı dünyasındaki itibarının lekelenmesine neden oldu. Raporda Ruanda ordusu askerleri ve müttefik milisler tecavüzlerle, on binlerce sivilin öldürülmesiyle ve Kongo'nun doğusunda çocuk askerler eğitmekle suçlanıyordu. Raporun 2012'de yayımlanan versiyonu, benzer suçlamaları bir kez daha gündeme getirdi. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

2010'da Ruanda savcılığının Rusesabagina'yı Kongo'da faaliyet gösteren isyancılara para aktarmakla suçlaması üzerine, Rusesabagina, FBI ve Belçikalı yetkililer tarafından sorgulandı ancak hakkında bir işlem yapmadı.

2018'DE KANLI KÖY SALDIRILARI DÜZENLENDİ

Ruanda'da 2018 yılının haziran ve temmuz aylarında oldukça kanlı olaylar yaşandı. Silahlı kişiler Ruanda'nın güneyindeki Burundi sınırında bulunan köylere saldırdı. Ruandalı yetkililer saldırılardan Ruanda Demokratik Değişim Hareketi'nin (MRCD) silahlı kanadı olan Ulusal Özgürlük Güçleri'ni (FLN) sorumlu tuttu.

FLN'in o zamanki başkanı olan Rusesabagina'nın birkaç ay sonra yaptığı videolu açıklamada "mümkün olan her yolla değişimi getireceğiz" demesi de suçluluğunun kanıtı olarak görüldü. (Rusesabagina geçen yıl cezaevinden New York Times'a yaptığı açıklamada böyle bir video çektiğini hatırlamadığını söyledi.) Sözün kısası Rusesabagina artık ülkesinde bir kahraman değil, kan döken can alan bir örgütün lideri konumundaydı.

BİR UÇAKLA KADERİ YİNE DEĞİŞTİ

Rusesabagina, 26 Ağustos 2020 günü bugün muhtemelen pişmanlık duymasına neden olan bir şey yaptı: Chicago'dan Dubai'ye doğru hareket eden bir uçağa bindi. Yolculuğunun sebebine dair ailesine çok fazla açıklama yapmamış sadece "Toplantılarım var" demişti.

Pandeminin ortasında böyle bir yolculuğa çıkması biraz garipti. Zira şubat ayından beri Brüksel'deki eşini göremiyor, Boston'da yeni doğmuş torununu ziyaret edemiyordu ama kıtaları aşacak bir yolculuğa çıkıyordu.

27 Ağustos akşamı Dubai'ye inince ailesini arayıp sağ salim indiğini bildirdi. Orada Burundi doğumlu bir din adamı olan Constantin Niyomwungere ile buluştu. Dubai'de sadece 6 saat kaldıktan sonra Niyomwungere ile birlikte Burundi'nin Bujumbura şehrine hareket ettiğini sandığı bir özel jete bindi. Ama bilmediği bir şey vardı. Uçak merkezi Yunanistan'da bulunan GainJet isimli bir şirkete aitti ve şirketin en iyi müşterilerinden biri Ruanda Devlet Başkanı Kagame'ydi. Uçak 28 Ağustos günü sabaha karşı Kigali'ye indi ve Rusesabagina derhal gözaltına alındı.

Ruanda istihbarat şefi General Joseph Nzabamwita basına yaptığı açıklamada, gülümseyerek, "Kendi ayağıyla geldi. Harika bir operasyon oldu" diye konuştu. New York Times'a göre, Kagame yurt dışındaki muhaliflerini Ruanda'ya getirmek için daha önce de böyle numaralara başvurmuştu. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Rusesabagina'nın eşi ve kızları

RUSESABAGINA BURUNDİ’YE NEDEN GİTTİ?

Rusesabagina'nın ABC News'e konuşan kızı Carine Kanimba babasının Dubai biletlerini kendisinin organize ettiğini ancak sonrasında Burundi'ye geçeceğinden haberi olmadığını söyledi. Kanimba, "Dubai planları hakkında çok bilgi sahibi değildim. Ama çok seyahat ettiği için çoğunlukla o detaylara girmiyorduk" dedi. Kanimba, "Telefonda bile ne söylediğimize dikkat ediyorduk çünkü Ruanda hükümetinin babamın peşinde olduğunu biliyorduk. Suikast girişimleri oldu, evimize girdiler, telefonunu dinlediklerini de biliyorduk" diye konuştu.

Rusesabagina Burundi'ye Papaz Niyomwungere'nin daveti üzerine gittiğini, ülkedeki kiliselerde Ruanda Soykırımı hakkında konuşması için davet edildiğini söyledi. Ruandalı yetkililer ise yolculuğun gerçek amacının Burundi ve Kongo'daki silahlı grupları organize etmek olduğunu savunuyordu.

Papaz Niyomwungere'nin Ruanda istihbarat kurumu için çalışan bir muhbir olduğu da daha sonra açığa çıktı. Rusesabagina'nın yargılanma sürecinde tanık olarak dinlenen Niyomwungere, "Benim, pilotun ve kabin ekibinin uçağın Kigali'ye gittiğinden haberimiz vardı. Nereye gittiğimizi bilmeyen tek kişi Paul'dü" dedi. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

KAÇIRILDI MI KAÇIRILMADI MI?

Rusesabagina ise mahkemede, Kigali'ye indikten sonra elleri, ayakları ve gözleri bağlı halde bilinmeyen bir yerde üç gün tutulduğunu, ailesine ve avukatlarına ulaşamadığını söyledi. Rusesabagina'nın avukatları da Ruanda hükümetini müvekkillerini kaçırmakla ve ülkeye yasa dışı yollarla getirmekle suçladı.

Kagame ise Rusesabagina'yı Kigali'ye getiren uçağın ücretinin hükümet tarafından karşılandığını doğruladı ancak yasa dışı bir durum olmadığını çünkü Rusesabagina'nın "inandığı ve yapmak istediği şeylere dayanarak ülkeye götürüldüğünü" belirtti. Kagame, "Kaçırma diye bir şey yok. Doğrusunu söylemek gerekirse her şey kusursuz" diye konuştu.

Mahkeme de Rusesabagina'nın kandırılarak Ruanda'ya getirildiğini kabul etti ancak kaçırılmadığına bu nedenle hakkındaki suçlamaların düşürülemeyeceğine karar verdi.

Duruşmalar esnasında Rusesabagina'ya 2018'deki kanlı köy saldırıları da soruldu. MRCD'nin bir silahlı kanadı olduğunu reddetmeyen Rusesabagina, "FLN'i bir terör örgütü olarak kurmadık. FLN'in bazı suçlar işlediğini yadsımıyorum ama benim rolüm diplomasiydi. Ben siyasi platformun parçasıydım" ifadelerini kullandı.

MAHKEMEYE ÇIKMADI, CEZASINDA İNDİRİM YAPILMADI

Yaklaşık 1 yıldır devam eden mahkeme, 20 Eylül günü sona erdi. Yukarıda da dediğimiz gibi Rusesabagina 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Rusesabagina'yla birlikte yargılanan diğer 20 sanık ise 3 ila 20 yıllık cezalara mahkum edildi.

Yargıç Beatrice Mukamurenzi, mart ayından beri duruşmaları boykot eden Rusesabagina'nın cezasında bu nedenle indirim uygulanmadığını belirterek, "Ruanda'ya saldıran bir terör örgütü kurdu. Terör faaliyetlerine para yardımı yaptı. Bu faaliyetlere giden aylık ödemeleri onayladı. Tüm bunları gizlemek için bir şifre oluşturdu" diye konuştu.

Dünya onu Hotel Rwanda filmiyle tanıdı... Gerçek hayatı da filmleri aratmadı

Rusesabagina geçen yıl hapishane üniforması içinde

BELÇİKA'DAN ABD'DEN TEPKİLER GELDİ

Batı'daki destekçileri ise Rusesabagina'nın yargılanmasının haksız ve siyasi olduğuna dair görüşlerinde ısrarcı. Kararın açıklanmasının ardından Belçika ve ABD hükümetlerinden Ruanda'yı protesto eden açıklamalar geldi. Belçika Dışişleri Bakanı Sophie Wilmes, "Rusesabagina adil ve hakaniyetli bir biçimde yargılanmamıştır. Masumiyet karinesine de saygı gösterilmemiştir" dedi. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

Boston Üniversitesi'nde Ruanda uzmanı bir siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Timothy P. Longman, New York Times'a, "Dava Ruanda'da muhalefetin sessizleştirilmesinin uzun tarihinin bir parçası. Hiçbir Ruandalının Başkan Kagame ve Ruanda Yurtsever Cephesi'ne karşı konuşamayacağı mesajı açıkça verilmiş oldu" dedi.

Adalet İçin Clooney Vakfı adına davayı takip eden Geoffrey Robertson da "Bu bir gösteri mahkemesi, adil bir yargılama değil" ifadelerini kullandı.

Davayı Belçika'dan takip eden kızı Carine Kanimba ise “Mahkemeyi izlemek çok acı vericiydi" dedi ve ekledi: "Babamı suçlu bulacaklarını biliyorduk. Daha mahkeme salonuna adım atmadan önce senaryo yazılmıştı. Bu hükmün hiçbir anlamı yok."

ŞİMDİ NE OLACAK?

Konuya yakın kaynaklar, mahkemenin sona ermesiyle Batılı hükümetlerin Rusesabagina'nın serbest bırakılması yönünde Kigali hükümetine yaptığı baskıların artacağını söylüyor.

ABD Başkanı Joe Biden'ın ekim ayında Roma'da yapılacak G20 zirvesi sırasında Kagame'yle yapacağı görüşmede, Rusesabagina meselesini de gündeme getirmesi bekleniyor. Bu haber Hurriyet.com.tr'den izinsiz kopyalanmıştır.

BAKMADAN GEÇME!