Güncelleme Tarihi:
HÜKÜMETLERARASI İklim Değişikliği Paneli (IPCC), iklim değişikliğine dair 2021 raporunu yayımladı. 195 hükümetin desteklediği raporda insanlığın, tartışmasız şekilde küresel ısınmaya neden olduğu ve gezegenin durumunu kalıcı olarak kötüleştirdiği vurgulanıyor.
KURAKLIĞI YAŞIYORUZ
Gezegenin büyük bölümünün aşırı sıcaklara maruz kaldığına dikkat çekilen raporda, bunun insan etkisinden kaynaklandığının “çok net” olduğu vurgulandı. Raporda ayrıca Akdeniz, Güney Avustralya ve Kuzey Amerika’nın batı kıyılarının kuraklıklarla karşı karşıya kaldığı anlatılırken, mevcut iklim politikaları ve Ulusal Katkı Beyanları doğrultusundaki en iyi tahminlerle bile 2100 yılına gelindiğinde küresel ısınmanın +2.7°C’ye ulaşacağı belirtildi. Dünya yüzey sıcaklığında +2.5°C’lik bir artış en son 3 milyon yılı aşkın zamanda gerçekleşmişti. Bu dikkate alındığında gezegenin karşı karşıya olduğu ısınma hızı, eşi benzeri görülmemiş ölçekte.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay da bu yıl yaşanan yangınların, gelecekte yaşanacakların göstergesi olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Açık açık yazmasa da freni patlamış bir otobüsün içinde, son sürat uçuruma doğru gittiğimizi söylüyor aslında. Türkiye olarak bizler de bu otobüsün içindeyiz. Sadece bu yıl yaşadığımız seller, kuraklık ve son olarak orman yangınları gelecekte olabileceklerin göstergesi” dedi.
IPCC raporuna göre küresel sıcaklıklar öngörülenden on yıl önce, 2030’a kadar 1.5 derece yükselmiş olacak. Bu da 20-30 yıl içinde ekstrem hava olaylarında önemli bir artış olacağı anlamına geliyor.
19’uncu yüzyıldan bu yana kömür ve petrol ürünlerinin kullanımının da etkisiyle sıcaklıklar 1.1 derece arttı.
Şimdi hesaplamalar gösteriyor ki, ne kadar sert emisyon azaltımı yapılırsa yapılsın gelecek 20 yılda 1.5 derecelik artışa ulaşılmış olacak.
1.5°C eşiği ne kadar geçilirse öngörülemez ve ciddi risklerin oluşma olasılığı da o kadar artıyor. Artışın 1.5 dereceyle sınırlandırılabilmesi içinse ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri gerekiyor.
ETKİLERİ NELER OLACAK
Uzmanlara göre, deniz kenarındaki ülkelerde geçmişte yüzyılda bir görülen seller artık çok daha sık bir şekilde görülecek.
1 milyara yakın insan sıcak dalgası tehdidi yaşayacak, yüz binlerce insan aşırı kuraklığın etkisine girecek. Bazı hayvan ve bitki türleri yok olacak.
Dünya’nın buz tabakasını kaybetmesinin bir sonucu olarak küresel ölçekte deniz seviyesindeki artış bu yüzyılın sonunda 2 metreyi bulacak.
YÜZDE 90 İNSAN SORUMLU
Son on yılda Arktik deniz buzunun seviyesi, 1850’den beri en düşük seviyesine geriledi. Rapora göre Arktik buzullarının erimesinden yüzde 90 insan sorumlu.
Dağlarda ve kutup bölgelerinde yer alan buzulların en iyi senaryoda bile on yıllar, hatta yüzyıllar boyunca erimeye devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda, çözülme sonucu donmuş haldeki karbonunun atmosfere salınmasının geri döndürülemez etkileri olacak.
ACİL HAREKETE GEÇMELİ
IPCC raporu kasım ayında İskoçya’da yapılacak hükümetler arası iklim müzakereleri öncesinde büyük ses getirdi. Eski Başkan Donald Trump döneminde emisyon kısıtlaması taahhütlerinden geri dönerek Paris Anlaşması’ndan çıkan ABD’de anlaşmaya dönen yeni yönetim harekete geçilmesi çağrısında bulunurken, benzer bir açıklama diğer önemli emisyon üreticisi AB’den geldi.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans: Eğer hemen şimdi ve hep birlikte harekete geçersek iklim değişikliğinin kontrolden çıkmasını durdurmak için geç değil.
IPCC 2001 raporunun başyazarı Michael E. Mann: Tehlikeli iklim değişikliğinden kaçınmak için sıfır yılımız kaldı çünkü o artık burada.
TEK ÇARE EMİSYONLARI HIZLA AZALTMAK
Küresel ısınmanın ana sebebi insan faaliyetleri kaynaklı emisyonlar olarak görülürken emisyon azaltımına yönelik en iddialı senaryoların uygulanması halinde dahi küresel sıcaklık artışının gelecek 20 yıl içinde 1.5 dereceyi aşma riski yükseliyor.
Sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılabilmesi için ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri gerekiyor.
Atmosferdeki karbon emisyonu yoğunluğu 2019’da 2 milyon yıl içinde en yüksek seviyesine ulaştı. Önemli sera gazları olan metan ve azot oksit gazlarının konsantrasyonları 2019’da 800 bin yıldaki en yüksek seviyesinde gerçekleşti.