Güncelleme Tarihi:
1935 yılında yani neredeyse 90 yıl önce Mısır'ın Luksor şehrinde keşfedildiğinden bu yana “Çığlık Atan Kadın” (Screaming Woman) lakabını taşıyan mumya, yüzünde taşıdığı ifadeyle merak uyandırmayı sürdürüyor.
Edvard Munch'un “Çığlık” tablosuna çok benzeyen bu Mısır mumyasının neden bu kadar şaşırtıcı bir ifadeye sahip olduğu uzun süredir araştırılıyordu.
3 BİN 500 YILDIR ÇIĞLIK ATAN MUMYA...
Kadının yaklaşık 3 bin 500 yıl önce gömüldüğü düşünülüyor. Bu mumya, 1935 yılında kadın firavun Hatşepsut döneminde önemli bir mimar olan Senmut'un mezarının altındaki ahşap bir tabutta keşfedilmişti.
Çığlık atan kadın mezarında yalnız değildi… Arkeologlar Luksor yakınlarındaki alanda Senmut'un annesi Hat-Nufer için de bir mezar odası ve akrabalarının ayrı ayrı gömülerini keşfettiler.
Kahire Üniversitesi'nde radyoloji profesörü olan Dr. Sahar Saleem, "Çığlık atan mumyanın üzerinde herhangi bir isim kaydedilmemiş olsa da, muhtemelen gömülecek ve ailenin ebedi dinlenme yerini paylaşacak yakın bir aile üyesiydi" dedi.
Frontiers in Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre mumyayı "sanal olarak incelemek" için bilgisayarlı tomografi (BT) tarama teknolojisinin yanı sıra cildi, saçı ve uzun siyah peruğu incelemek için X-ışını kırınım analizi gibi teknikler kullanıldı.
YAŞI, BOYU VE HASTALIKLARINI TESPİT ETTİLER
Ekip, mumyanın iyi korunmuş olduğunu ve kadının hayattayken yaklaşık 1,55 metre boyunda olduğunu tahmin ettiklerini söylüyor. Taramalar kadının 48 yaşlarında öldüğünü ve omurgası da dahil olmak üzere hafif artriti olduğunu ortaya çıkardı.
Arkeologlar, 3 bin 500 yıl önce ölen kadının yüzüne o korkunç ifadeyi veren açık ağzının nadir görülen bir “ani ölüm” katılığından kaynaklanmış olabileceğini söylüyor. Ancak araştırmacılar mumyalama kesisine dair bir iz bulamadılar ve tüm organlar hâlâ mumyanın içindeydi.
Saleem, bunun şaşırtıcı olduğunu söylüyor çünkü o dönemde mumyalama işlemi yapılmadan önce ölen kişinin kalp hariç bütün iç organları çıkarılıyordu.
YOKSUL BİRİ OLAMAZ
Çalışma, bu tür bir ihmalin genellikle orta ve yoksul sınıfların kalitesiz mumyalanmasından kaynaklandığını belirtirken Saleem, çığlık atan kadın için durumun böyle olmadığını söyledi.
Çığlık atan kadın gömülürken parmağında gümüş ve altından iki yüzük vardı ve üstelik mumyalanmasında kullanılan ardıç reçinesi ve buhur gibi malzemeler oldukça pahalıydı ve yoksul biri için kullanılmıyordu.
Yapılan analizlerde kadının saçlarında kınanın yanı sıra ardıç da tespit edilirken, örülmüş hurma liflerinden yapılmış perukta ardıç ve buhurun yanı sıra çeşitli minerallerin izlerine rastlandı. Bunun da lifleri sertleştirmek ve onlara genç bir siyah renk vermek için olduğu düşünülüyor.
Yapılan tüm bu araştırmalar mumyalama, peruk yapımı ve antik mumyalama malzemeleri ticareti hakkında önemli bilgiler verdi.
Ancak “Çığlık Atan Kadın” mumyasının yüzündeki bu gizemli ve korkunç ifadenin kadının açık ağzının kapatmayı ihmal eden bir dikkatsizlikten kaynaklanmadığı da anlaşıldı.
"YOĞUN DUYGULAR ALTINDA GERÇEKLEŞEN ANİ VE VAHŞİ BİR ÖLÜM"
Yani kadın gerçekten ölürken yüzünde ani ve korkunç bir ölüm yüzünden bu ifade oluşmuş ve mumyalanırken de bu ifade yok edilememişti… Bunun sebebinin "kadaverik spazm" olduğu ve bunun da genellikle yoğun duygular altında gerçekleşen vahşi ölümlerle ilişkili olduğu biliniyor.
Saleem olayı "Bu açık ağzın nedeninin acılı bir ölüm ya da duygusal stres olabileceğini öne sürüyoruz. Mumyalayıcılar ağzı kapatamamış ve büzüşmüş cesedi çürümeden ya da gevşemeden önce mumyalayarak ölümden sonra da açık ağzını korumuşlardır" diye yorumladı.
Gizemli mumyanın ölüm nedeni belirsizliğini korurken, bu kadın "çığlık atan" tek mumya değil. Saleem ve meslektaşları daha önce de Firavun 3. Ramesses'in oğlu olan ve babasını öldürmek için bir komploya karışan Prens Pentawere'ye ait olduğu düşünülen bir mumya bulmuştu.