Güncelleme Tarihi:
ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa ülkelerin öfkelendirerek İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilme kararı, Trump döneminin en kritik dış politika kararı olarak değerlendiriliyor. Ancak İran konusunda Trump'ın önünde daha kritik kararlar bulunuyor.
ABD yönetimi içinde çok sayıda destekçisi bulunan Halkın Mücahitleri Örgütü'nün (MEK) ABD Başkanı Donald Trump'ın aklına İran'daki rejim yerine gelecek yeni yapı olarak sokulması, MEK'in en büyük destekçilerinden John Bolton'un Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olmasıyla neredeyse kesinleşti. Yıllar boyunca MEK'in hiçbir etkinliğini kaçırmayan ve örgütün en önemli ABD'li destekçileri arasında bulunan Bolton, Trump'ın İran politikasından sorumlu isim koltuğunda. ABD merkezli Foreign Policy dergisindeki makaleye göre, MEK ilk defa ABD başkanlık makamının bu kadar yakınlarına ulaştı.
Ancak bu politika bazı Beyaz Saray yetkilileri tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Bunun nedeni ise MEK'in İran halkı içinde yeterli sayıda destekçisinin bulunmaması.
Meryem Racavi
NE KADAR GERÇEKÇİ?
Haberde Trump yönetiminde İran konusundaki söz konusu görüşün ne kadar gerçekçi olduğu yönünde tartışmalar bulunduğu ifade ediliyor. MEK'in dünya genelinde en yüksek tahminle 15 bin mensubu olduğu belirtiliyor.
Alman Spiegel Online haber portalında yayınlanan Hasnain Kazım imzalı haberde, 'Trump bu tür ifadelerden geri duruyor. Kendi güvenlik danışmanı bu konuda hakkında yıllardır konuşuyor... 'İran rejiminin davranışı ve temelleri değişmeyecek. Bu nedenle tek çözüm rejimin kendisini değiştirmek' ifadesi yer aldı. Bolton'un kısa süre önce MEK destekçilerinin toplantısına katıldığı biliniyor.
Spiegel'in haberinde John Bolton'un MEK için düzenlenen son etkinlikteki şu ifadelerine yer verildi: '2019'dan bile önce hep birlikte Tahran'da kutlama yapıyor olacağız'
Ancak MEK'in politik tutumu ABD'de Cumhuriyetçi ya da Demokrat bütün politikacıların desteğini çekmesine neden oluyor. Örneğin, MEK, İran'ın nükleerden arındırılmasını savunuyor ve kadın-erkek eşitliğine yönelik uygulamaları Batı ülkeleri tarafından biliniyor.
İLK DEFA ABD BAŞKANI'NA BU KADAR YAKIN
Bolton'un Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Danışmanı konumuna gelmesi, MEK için tarihindeki en büyük ödül oldu. Foreign Policy'e konuşan Tabatabai, "MEK, geçmişin aksine, şu anda ABD'deki karar alıcı en üst seviyelerle direkt bir kanala sahip" yorumunda bulundu.
MEK'in en önemli destekçileri arasında ABD Başkanı Donald Trump'ın kişisel avukatı ve New York eski valisi Rudy Giuliani de bulunuyor. Hareketin lideri Mesud Racavi’nin 2003’te 'ortadan kaybolması' üzerine liderliği eşi Meryem Racavi üstlenmişti. Meryem racavi halen Paris’te yaşıyor. MEK üyeleri Meryem Racavi için 'İran'ın sürgündeki cumhurbaşkanı' ifadesini kullanıyor.
'İRAN DESTEKÇİSİ LOBİ YOK, ELLERİ RAHAT'
Washington merkezli, İranlı muhalif gruplar hakkında haber yapan bir uzman, 'MEK her zaman iyi organize ve sürekli bir örgüt olmanın avantajına sahip. Özellikle İran destekçisi bir lobinin olmadığı Washington D.C.'de MEK'in çok rahat hareket etmesinin mümkün olduğu belirtiliyor.
ABD İLE İLİŞKİSİ 'REJİME' GÖRE ŞEKİLLENİYOR
ABD ile MEK arasındaki ilişkinin geçmişine göz atıldığına, bu ilişkinin ABD yönetiminin İran'daki değişim rüzgârlarıyla yakın ilişki içinde olduğu söylenebilir. İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin göreve gelmesiyle esen reform rüzgârına karşılık olarak ABD, İran'ı memnun etmek için MEK'in 1997 yılında terör örgütü olarak ilan etmişti. Kısa süre sonra benzer bir hamle Avrupa Birliği tarafından gelmişti.
ABD eski başkanı George W. Bush, 2003 yılında Irak'ın işgalini meşrulaştırmak için öne sürdüğü tezlerden birisi Saddam Hüseyin'in ABD'nin terör örgütü olarak saydığı MEK'i himâyesi altında tutmasıydı. Buna karşın İran'da Mahmud Ahmedinejad'ın göreve gelmesi, ABD ve İsrail'e karşı sert bir retorik kullanmasının ardından ABD'nin MEK kartı devreye girdi.
ŞAHI DEVİRMEK İÇİN KURULDU
6 Eylül 1965 tarihinde İran Şahı Pehlevi'yi devirmek amacıyla kurulan MEK, 1979'daki İran İslam Devrimi'nin ardından sürgüne mecbur edildi. İran-Irak savaşı esnasında Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in himayesi altına geçen ve savaşta 'rejime' karşı Irak ordusunu destekleyen MEK, hâlihazırda günümüzde savaş sırasındaki konumu nedeniyle halkın büyük kesiminde nefretle anılıyor.
Georgetown Üniversitesi'nden İran uzmanı Ariane Tabatabai, "Bu, İran'ın yakınn tarihindeki en travmatik olayda düşmanla işbirliği yapan bir örgüttü" sözleriyle, MEK'in tarihin bu kesitindeki tutumunun İran halkı tarafından asla unutulmayacağını vurguluyor. 1979'da Şah'ın ülkeyi terk etmesinin ardından ilk etapta Humeyni'yi destekleyen MEK mensupları, hareketin lideri Mesud Racavi'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmasına izin verilmemesinin ardından Humeyni'nin 'can düşmanı' halini almıştı. Bunun ardından İran'da MEK üyelerine başlayan sürek avı Mesud Racavi'nin ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanmıştı.