Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2005 01:47
2007 yılında AB üyesi olmaya hazırlanan Romanya, ‘Drakula’ diye tanınan Kazıklı Voyvoda günlerinde yaşanan olayların benzerlerine tanık oluyor. Bedenini şeytana teslim ettiği gerekçesiyle bir rahibenin çarmıha gerilip öldürülmesinin ardından, kırsalda kötü ruh taşıdığına inanılan cesetlerin mezarlıktan çıkarılıp kalplerinin söküldüğüne dair hikayeler anlatılıyor.
MARICIA Irina Cornici. 23 yaşında genç bir kadındı. Kendini dine adamaya karar vermiş, Romanya’nın kuzeybatısındaki bir manastıra kapanmıştı. Şizofreni belirtileri gösteren rahibe Cornici, rahip Daniel Petru Corogeanu’ya göre ruhunu şeytana teslim etmişti.
Rahip, ‘İnsanlar, şeytanın varlığını bilmeli. Varlığını, ele geçirdiği insanların jestlerinden konuşmalarından anlıyorum, insan genelde zayıftır ve şeytani güçlerin kendisini yönlendirmesine izin verir’ diyordu. Dört rahibe önce şeytana karşı korunmak için alınlarındaki haç işaretini yağlıyor, sonra da rahibe Cornici’yi çarmıha geriyordu. Rahibe üç gün boyunca aç, susuz asılı kaldıktan sonra geçen çarşamba günü öldü. Cumartesi günü kendisi için yapılan cezane törenini yine şeytan çıkarma ayinini yürüten rahip Daniel Petru yönetiyordu. Cenaze töreni sırasında yaklaşmakta olan fırtınanın habercisi olarak şimşekler çakmaya başladığında rahip Daniel, ‘Fırtına, Tanrı’nın arzusunun yerine getirildiğinin bir kanıtı’ diyordu.
Polis Sözcüsü Michaela Straub, eksorsizm ayinine katılan beş kişinin ‘kurbanın özgürlüğünü sınırlayarak, ölümüne sebebiyet vermekten’ yargılanacaklarını, en fazla 20 yıl hapis cezası alabileceklerini söyledi.
MEZARDAN ÇIKARIP KALBİNİ SÖKTÜLER
Vahşi uygulamaları yüzünden ‘Kazıklı Voyvoda’ diye de bilinen 15’inci yüzyılda yaşamış Eflak Prensi Dördüncü Vlad’ın memleketi olan Romanya’da ‘rahibenin çarmıha gerilmesi’ gibi çağdışı yöntemle zaman zaman gizliden gizliye uygulanıyor.
Takvim 2003 yılının Aralık ayını gösteriyordu. Hastalık ve alkol yüzünden zor günler yaşadıktan sonra Petre Toma, bir kaza sonucu ölmüş ve ülkenin güneybatısındaki Marotinu de Sus kentinde gömülmüştü. Ancak köy sakinleri, ruhunun huzura ermeyeceğinden emindi. Kızkardeşi bile gelinin hastalığından Petre’yi sorumlu tutuyor ve ruhunun yakınlarının kanını emmeye devam ettiğine inanıyordu.
Ecinnilere yönelik Rumen geleneği uygulanacaktı. Geceyarısından hemen sonra altı erkek, köyün hemen dışında Petre’nin yattığı mezarlığa gittiler. Mezarı açan köylüler, bir tırmıkla cesedin göğsünü yarıp kalbini çıkardılar. Cesedine sarmısak serptikten sonra mezarı kapadılar. Petre’nin kalbini yakıp, küllerini suya attılar, şifa niyetine hasta kadına içirdiler. Aradan bir yıl geçtiğinde sokaklarda, ‘Hasta kadın iyileşiyor, doğru birşey yaptılar’ fısıltıları duyuluyordu.
Petre’nin kızının şikayeti üzerine olaya karışan kişiler, mezar açtıkları gerekçesiyle altışar ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak hiçbiri cezasını çekmedi.
Kazıklı Voyvoda ya da Drakula
Kazıklı Voyvoda olarak tanınan Eflak Prensi Dördüncü Vlad, Voyvoda Dracola’nın oğlu. Fatih Sultan Mehmed zamanında Türk esirlerini kazığa oturtarak Balkanlarda kanlı bir iz bıraktı. Esirlerin derilerini yüzdürerek üzerine tuz sürdürüp keçilere yalatan, Osmanlı elçilerinin çıkartmak istemedikleri sarıklarını kafalarına çaktıran, annelerin memelerini kestirip yerlerine çocukların başlarını sokturan bu barbar, kendi adamlarından biri tarafından 1462 yılında öldürüldü. İrlandalı yazar Bram Stoker’ın ‘Drakula’ karakterine esin kaynağı oldu.
Çarmıha germenin üç versiyonu var
‘T’, ‘t’ ve ‘X’ olmak üzere üç çeşit çarmıha germe yöntemi bulunuyor. M.Ö. 6’ncı yüzyılda Persler’de rastlanan bu uygulama Ortadoğu’ya yayıldıktan sonra Roma’ya ulaştı. Roma’da köleler, korsanlar ve düşmanlar için uygulanırdı. Kurbanların çoğu kavurucu sıcakta nefes almakta zorlandığı için ölürdü. Çarmıha gerilmiş kolları, nefes almalarını zorlaştırdı.