Güncelleme Tarihi:
ALMAN Parlamentosu, Türkiye’nin karşı çıktığı tartışmalı sözde ‘Ermeni soykırım tasarısı’nı, neredeyse oybirliğiyle onayladı. 631 üyeli Alman Parlamentosu’ndan tasarıya karşı sadece 1 hayır, 1 de çekimser oy çıktı. Oylama öncesi yapılan tartışmada konuşmacılar, 100 yıl önce yaşanan olaylardan bugünkü Türkiye ve Türk hükümetinin sorumlu olmadığını vurguladılar.
Oturumu açan Meclis Başkanı Norbert Lammert, “Parlamento, tarihçiler komisyonu değil. Mahkeme hiç değil. Ama hoş olmayan soruları ve cevapları da göz ardı edemez. Hele bir de Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda işlenen soykırımda Alman İmparatorluğu’nun da suçu varsa, hiç gözardı edemez.”
ALMANYA SESSİZ KALDI
Sosyal Demokrat Parti (SPD) adına konuşan Rolf Mützenich, dönemin Alman diplomatlarının Osmanlı’da yaşanan bu olaylar üzerine yazılar gönderdiğini, Almanya’nın buna sessiz kaldığını söyledi. Sol Parti adına konuşan Gregor Gysi, Almanların Namibya’daki Herrero soykırımının da parlamentoya getirilmesi gerektiğini belirtti. Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) adına konuşan Franz Josef Jung, ‘soykırım’ iddialarına Pontuslu Rumları da kattı.
Tasarının mimarı Yeşiller adına konuşan Cem Özdemir, Türkleri Talat veya Cemal Paşa’yla değil, onların emirlerini yerine getirmeyen, “Biz Ermenilerin kılına dokundurtmayız” diyen Kütahya ve Konya valilileriyle gurur duymaya çağırdı. Tartışmaların ardından tasarı kabul edilirken CDU’dan Ekonomi ve Mali Komisyon üyesi Bettina Kudla ‘hayır’, yine CDU’dan Ulaştırma Komisyonu üyesi Oliver Wittke ‘çekimser’ oy kullandı.
2 TÜRK VEKİL KATILMADI
Alman parlamentosundaki 11 Türkiye kökenli milletvekilinden SPD’li milletvekilleri Gülistan Yüksel ve Mahmut Özdemir oylamaya katılmadı. Türkiye kökenli vekillerden en az 7’sinin tasarı lehine oy verdiği öğrenildi. Tasarıya Alman kabinesinde Türkiye’den tek bakan olan Aydan Özoğuz da destek verdi. Oturuma Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier dahil birçok bakan katılmadı. Kurultayı izleyen İstanbul Ermenilerinden Krikor Manukyan, “Başbakan ve bakanların gelmemesi, benim için bunun yarı kalple kabul edildiği anlamına geliyor” dedi.
TASARIDA NE DİYOR
‘Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara 101 yıl önce uygulanan soykırımı anma ve hatırlama’ başlığını taşıyan 5 sayfalık tasarı şöyle başlıyor: “Alman Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara karşı 100 yılı aşkın bir süre önce başlayan tehcir ve katliamın kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyor. Dönemin Jön Türkler iktidarının talimatıyla 24 Nisan 1915’te Osmanlı Konstantinopolis’inde 1 milyonu aşkın etnik Ermeni’nin sistematik tehciri ve kıyımı başladı. Onların kaderi 20’nci yüzyılda yaşanan korkunç kitlesel kıyımların, etnik temizliklerin, tehcirlerin ve hatta soykırımların bir örneği.”
Almanya’nın sorumluluğu da “Alman Parlamentosu Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri müttefiki Alman İmparatorluğu’nun yüz kızartıcı rolünden dolayı üzüntü duyuyor. Alman İmparatorluğu diplomatlarının ve misyonerlerin Ermenilerin organize tehciri ve kıyımı üzerine gönderdikleri çok açık bilgilere rağmen, bu insanlık suçunu durdurmayı denemiyor” diye yer alıyor.
HEPSİ ORADAYDI
ALMAN Parlamentosu, 1915 olaylarıyla ilgili tasarıyı oylarken, dışarıda da Türkiye karşıtı göstericiler toplandı. Ermenistan, Yunanistan ve Süryani bayraklarının yanı sıra HDP’nin ve terör örgütü PKK ile Suriye’deki uzantısı YPG’nin flamaları açıldı. Parlamentonun içinde de Ermenistan bayrakları dikkat çekti. Göstericiler ‘soykırımı tanıyın’ yazılı pankart açtı. Karar, Ermenistan’da memnuniyet yarattı. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan, “Alman Parlamentosu’nun Ermeni ve diğer Hıristiyanlara karşı işlenen soykırımı tanımasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. DIŞ HABERLER
NEDEN HAYIR DEDİM
FEDERAL Meclis’te dün Ermeni Soykırım tasarısına ret oyu veren Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekili Bettina Kudla (54), “Başka ülkelerde meydana gelen tarihi olayları değerlendirmek Federal Meclis’in görevi değildir. Meclis’e sunulan önergede kaynak olarak, tarihçilerden bunun soykırım olduğunu gösteren bir değerlendirme yok. Bu önergenin politik ve mali sonuçlarını şimdiden öngörmek mümkün değil” diyerek ret oyunun gerekçesini açıkladı.
Kudla, bu karar yüzünden Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin bozulabileceğine dikkat çekerek “Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanan sığınmacı sözleşmesine de zarar verebilir. Bunun sonucu da hem sığınmacı hem de mülteci sorununun çözümünü zorlaştırır. Türkiye ile AB arasında yapılan anlaşmanın bozulması çok ciddi insani sonuçlara ve Almanya için büyük mali yüke yol açar” dedi. Kudla ayrıca Almanya’nın suçlanmasına da karşı çıkarak “Alman İmparatorluğu’nun Ermeni tehciri olaylarında suç ortağı olduğu sonucuna varmak da doğru
değil. Bu sorumluluğun neden kaynakladığı da önergede belirtilmiyor” dedi.
TASARININ MİMARI
YEŞİLLER Eş Başkanı Cem Özdemir,oylamadan sonra Hürriyet’in, “2001 yılında Frankfurter Allgemeine gazetesinde ‘soykırımın parlamentoların işi olmadığını’ yazdınız. O günden bugüne ne değişti” sorusuna şu yanıtı verdi: “Değişen bir şey yok. Eğer Türkiye Zürih Protokollerini imzalasaydı, bugün bu tasarı Meclis’e gelmezdi. Bugün bu tartışma yaşanmazdı.” 2009 yılında Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi çerçevesinde Zürih’te protokol imzalanmıştı. Ancak bunlar hayata geçirilememişti.
'HRİSTİYANLARA DEFOLUN DENİYOR'
Deutche Welle'nin sorularını yanıtlayan Cem Özdemir, daha önce 1915 olaylarıyla ilgili farklı şeyler söylediği iddialarına şöyle yanıt verdi: Aradan süreç geçti. Hrant Dink öldürüldü. Açılan kiliseler bugün tekrar kapatılıyor. Heybeli Ada’daki Ruhban Okulu bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olarak halen daha kapalı. Yani bugün Türkiye’de yaşayan Hristiyanlara ‘defolun gidin’ deniyor. Dörtte biri Hristiyandı nüfusun, bugün yüzde birin altında. Yani başka bir şey söylemeye gerek var mı? Herkes elini vicdanına koysun ve şunu kendisine sorsun: Türkiye’nin kökeninde Enver Paşa, Tâlât Paşa, Sarıkamış’ta Türkleri, 70 bin insanı donduranlar mı köken olarak var, yoksa Kütahya Valisi gibi ‘Benim bölgemde Ermenilerin kılına dokunanlar benim kapımdan geçmek mecburiyetinde' diyenler mi? Ben onları köken olarak kabul ediyorum. Benim örneğim bunlar. Evlatlarıma bunları örnek gösteriyorum. Mevlevîleri örnek gösteriyorum, Konya Valisi'ni örnek gösteriyorum. Çünkü onlar dediler ki, ‘Ermeniler de bizim gibi bir Allah’a inanıyor, onlara saldıran, bana bir Müslüman olarak saldırmış olur.' Bir de farklı kişileri örnek alanlar var.. Katilleri örnek alanlar var. Herkes tercihini koymalı. Ben tercihimi yaptım.
BAĞIMIZ DERİN
OYLAMAYA katılmayan Başbakan Angela Merkel, karar tasarısının kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada bazı farklı görüşlere rağmen Türkiye ile Almanya arasındaki sıkı bağları vurguladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Berlin’de düzenlediği ortak basın toplantısında bir soru üzerine Merkel, “Almanya’yla Türkiye’yi birbirine bağlayan çok şey var. Bir konuda farklı görüşlere sahip olsak bile, bizim dostluğumuz ve stratejik bağımız derin” dedi. Merkel, Almanya’nın Türkiye’yle Ermenistan arasındaki diyaloğu desteklediğini ve Ankara’yla iyi ilişkiler istediğini söyledi.