DİTİB’in 4 imamına Alman baskını

Federal Savcılık, baskınların Alman Ceza Yasası’nın 99’uncu maddesi uyarınca ‘yabancı bir ülke adına casusluk yapmak’ şüphesiyle düzenlendiğini açıkladı. DİTİB görevlilerinin  FETÖ yanlıları hakkında bilgi toplayıp bu bilgileri Köln Başkonsolosluğu’na rapor ettikleri iddia ediliyor. Alman Adalet Bakanı Heiko Maas, DİTİB’ten casusluk suçlamalarını ivedilikle, eksiksiz biçimde açıklığa kavuşturmasını isterken “DİTİB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile sıkı bir bağlantı içinde olmasını öngören tüzüğünü değiştirmesi gerektiğini” belirtti. Konu dün, Alman Parlamentosu’nun Genel Kurulu’nda da gündeme geldi. Soruları yanıtlayan İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Krings imamların Almanya’yı terk etmeleri konusunda Türk yetkilileri ve DİTİB’le görüşme yapmadıklarını söyledi. Krings, ne kadar imam ve din hizmetleri ataşesinin Almanya’yı terk ettiği konusunda ellerinde sayı olmadığını kaydetti. Dünkü operasyonların DİTİB’e bağlı lojmanlara düzenlendiği, ancak söz konusu dört imamın Türkiye’ye geri çekilmiş olduğu belirtildi.

GÖRÜLMEMİŞ YILDIRMA POLİTİKASI

Baskına TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’ndan kınama geldi. Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yazılı açıklamada özetle şöyle dedi: “Hukuki açıdan dayanağı olmayan bir ajanlık ithamı kisvesi altında Almanya’da en fazla üyeye sahip bir İslami cemaate yönelik emsali görülmemiş bir yıldırma politikası uygulanmaktadır. Siyasi motivasyona dayanan bu tarz girişimlerle hedeflenen şey, DİTİB’in köşeye sıkıştırılması, kendi kaderini tayin hakkının elinden alınması ve Türkiye’den bütünüyle koparılmasıdır. Bu siyasi hesap herhalde Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Türkiye ziyareti öncesinde gündemin etkilenmemesi için ayarlanmış bir zamanlamanın ürünüdür.”

DİTİB, yaptıkları araştırmada birkaç imamın kendiliğinden böyle bir rapor hazırladığı sonucuna vardıklarını ve üzüntü duyduklarını açıklamıştı.