Güncelleme Tarihi:
Bakanlıktan yazılı olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, alelacele ve acemice hazırlanmış gayrı ciddi bir karar tasarısını (S.Res.410) oy çokluğuyla kabul etmek suretiyle, konumu, yetkisi ve sorumluluk alanıyla bağdaşmayan bir tasarrufta bulunmuştur. Tarihi ve hukuku çarpıtan bu siyasi istismar çabasını reddediyor, peşin hükümlü ve hukuki temelden yoksun sözkonusu girişime öncülük edenleri kınıyoruz.
İnsanlığa çok büyük acılar yaşatan Birinci Dünya Savaşı sırasında cereyan eden trajik 1915 olaylarına ilişkin adil bir hafızaya, bu ortak tarihin sahipleri olan Türkler ve Ermeniler tarafından birlikte diyalog ve empati yoluyla nasıl ulaşılabileceği yoğun biçimde ve her yönüyle esasen irdelenmektedir. Türkiye-Ermenistan protokollerine de yansıtılmış olan Ortak Tarih Komisyonu kurulması? önerimiz, bu çerçevede hala gündemdedir.
Önümüzdeki dönemde, ABD Kongresinin, bu gibi yapıcı olmayan girişimlerle Türkiye-ABD ikili ilişkilerine zarar vermek yerine, mevcut konjonktürde her zamankinden daha fazla önem arz eden tarihi ittifak ve ortaklığımızı pekiştirmeye yönelik çabalar içinde olması; bu ve benzer karar tasarılarının yasama gündemi içinde daha ileriye götürülmemesi önem taşımaktadır."
DAVUTOĞLU JAPONYA'DAN YANIT VERDİ
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nde onaylanan 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına yönelik tasarının Senato'da kabul edilmeyeceğini düşündüklerini belirterek, "Bu tür istismar çabaları sonuç vermez. Türk-Amerikan ilişkilerinin zarar görmesinden kimse fayda görmez. Türk-Amerikan ilişkileri şu anda stratejik anlamda dünyada birçok sorunun çözümü bağlamında en önemli ilişkilerden biridir" dedi.
Davutoğlu, Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi (NPDI) toplantısına katılmak üzere geldiği Japonya'da, 1915 olaylarına ilişkin tasarının ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nde onaylanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Tarihi konuların tarihçiler tarafından araştırılması gerektiğini belirten Davutoğlu, "Bu konuların hiçbir zaman siyasi bakımdan istismar edilmemesi gerektiğini vurguladık" diye konuştu. Davutoğlu, bu ilkesel pozisyonu birçok kere dünyaya ilan ettiklerinin altını çizerek, TBMM'nin, ortak tarih komisyonu kurulması yönünde 2005'te yaptığı çağrıyı hatırlattı.
Bugün hala Türkiye karşıtı bazı çevrelerin, bu meseleyi her 24 Nisan öncesinde gündeme getirerek, Türkiye üzerinde baskı oluşturma çabasına yöneldiklerine dikkati çeken Davutoğlu, bu konuda Türkiye'nin her zaman ilkesel tutumunu sürdüreceğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konu iki gün önce gündeme ilk geldiğinde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüştüğünü de hatırlatarak, Türkiye'nin kaygılarını ve kararlılığını mevkidaşına ifade ettiğini belirtti.
Dışişleri Komitesi'nin bazen katılımı düşük bir şekilde, ani toplantılarla böyle kararlar alabildiğine işaret eden Davutoğlu, "Ancak bunun Senato tarafından kabul edilmeyeceği kanaatini taşıyoruz" dedi.
“İÇ POLİTİKA MALZEMESİ YAPILMASI DAHA ÇOK ZARAR VERİR”
Davutoğlu, bu çerçevede çalışmalarını hem Kongre ve Senato'da hem de yönetim nezdinde sürdürdüklerine işaret ederek, Türkiye'nin yeni büyükelçisinin de intikal ettiğini ve ayrılmadan önce kendisine açık bir talimat verdiklerini kaydetti. Büyükelçiden süratle çalışmaları başlatarak herhangi bir istismarın önüne geçilmesi yönünde bütün mekanizmaları ve süreçleri harekete geçirmesini talep ettiklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Sayın Kerry de Türk-Amerikan dostluğunun, Türk-Amerikan stratejik işbirliğinin önemine vurgu yaparak, bu konuda ellerinden geleni yapacağını ifade ettiler. Bu tür istismar çabaları sonuç vermez. Türk-Amerikan ilişkilerinin zarar görmesinden kimse fayda görmez. Türk-Amerikan ilişkileri şu anda stratejik anlamda dünyada birçok sorunun çözümü bağlamında en önemli ilişkilerden biridir. Şu veya bu lobinin tesiri ya da tamamen konjonktürel gerekçelerle Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verilmesinin önüne geçilmesi gerekir. Bunun bir iç politika malzemesi yapılması, bunu yapanlara daha çok zarar verir."
"Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak kendimizden eminiz" ifadesini kullanan Davutoğlu, gelecek sene 100. yıl bahanesiyle birçok faaliyetin yapılması ihtimalini de göz önünde bulundurarak yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi.
“TÜRKİYE KONUŞMAYA HAZIRDIR”
Davutoğlu, "Bütün dünyadaki Ermenilere başka ülkeleri, üçüncü tarafları kışkırtarak Türk-Ermeni ilişkilerini daha da çıkmaz sokağa sokmamaları" çağrısında bulunarak, "Karşılıklı diyalogla, her zaman söylediğimiz gibi Türkiye yurt dışındaki değişik ülkelerdeki Ermenileri kendi diasporası gibi görüp konuşmaya hazırdır. Her konuyu müzakare etmeye ve tarihi adil bir hafıza içinde değerlendirmeye hazırdır" dedi.
Türkiye'nin saptırılmış tarih algıları üzerine siyasal baskı kurma çabalarına kesinlikle izin vermeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz gerek Ermenistan ilişkilerin normalleştirilmesi, gerek Kafkaslarda kalıcı barışın tesis edilmesi için Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunların çözülmesi ve Azerbaycan topraklarındaki işgalin bitmesi, gerekse Ermeni diasporasıyla Türk nüfusun bulunduğu her yerde kalıcı dostluk ilişkisinin kurulması için elimizden gelen her çabayı göstermeye devam edeceğiz ama kesinlikle bu konunun siyasi istismar aracı edilmesine de izin vermeyeceğiz."
“SON DERECE OLUMSUZ ETKİLER”
Davutoğlu, üçüncü ülkelerin konuya müdahil olmasının Türkiye-Ermenistan arasındaki uzlaşı sürecini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soruya, "Son derece olumsuz etkiler" yanıtını verdi.
Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında ve Güney Kafkasya'nın genelinde barışın hakim olmasının önemine vurgu yaparak, "Ukrayna olaylarının da gösterdiği gibi bu tür krizler tırmandırıldığında hiç istenmeyen sonuçlar olabiliyor. O bakımdan bugün barışın konuşulması gereken günlerdir" dedi.
Karşılıklı suçlamalar ve tarihin istismarıyla gerginlik çıkarma değil, barış odaklı görüşmeler yapma ve diyalog kurma dönemi olduğunu ifade eden Davutoğlu, ABD Senatosu'ndaki akil insanlara bu tür manevralara alet olmamaları ve siyasi istismarlara izin vermemeleri çağrısında bulundu.