Güncelleme Tarihi:
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında Libyalıların öncülüğünde ve Libyalılar arasında devam eden kalıcı ve sürdürülebilir ateşkes ile ulusal uzlaşı çabaları çerçevesinde Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun seçimlere kadar görev yapacak yeni yönetim yapısının seçim yöntemi üzerinde mutabakata varmasından ve bu sürecin süratle sonuçlandırılmasına yönelik olarak açıklanan takvimden memnuniyet duyuyoruz" denildi.
Libya’nın egemenlik, bütünlük ve siyasi birliğine önem atfeden Türkiye'nin birleşik yeni yönetim yapısının bir an evvel belirlenmesini temenni ettiğine dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:
"Birleşik yönetim yapısının süratle oluşturulması, sadece 24 Aralık 2021 tarihinde düzenlenmesi kararlaştırılan genel seçimlerin hazırlıklarının yapılması bakımından değil, Nisan 2019’da Trablus’a karşı başlatılan saldırı ile petrol ablukası sonucunda ülkede kötüleşen insani durum karşısında dost ve kardeş Libya halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması açısından da büyük önem taşımaktadır. Libya’da krizin askeri çözümünün olmadığını başından beri vurgulayan Türkiye, yapıcı katkılarıyla Berlin Konferansı’nın tertiplenmesi ve sonuçlarının uygulanması ile sahada bir denge sağlanarak ateşkesin tesisi ve Nisan 2019’da kesilen siyasi sürecin yeniden başlamasında başat rol oynamıştır. Türkiye, Libyalılar arasında kapsayıcı bir ulusal uzlaşı temelinde teşkil edilecek yeni yönetim yapısına da her türlü desteği sağlayacaktır. Libya halkının demokrasi özleminin gerçekleştirilmesi için Birleşmiş Milletler kolaylaştırıcılığındaki siyasi çözüm çabalarının bir kere daha sekteye uğratılmaması elzemdir. Bu çerçevede, ülkedeki gayrimeşru yapıların askeri tahkimatı ve ateşkes ihlalleri endişeyle takip edilmektedir. Türkiye, Libya’ya yönelik yapıcı yaklaşımını, Libya halkının iradesi, BM Güvenlik Konseyi’nin Libya’ya ilişkin ilgili kararlarının lafzı ve ruhu, Berlin Konferansı sonuçları ile Libya’daki meşru hükümetle işbirliği temelinde kararlılıkla sürdürecektir. Libya’da kalıcı barış, istikrar, huzur ve refahın tesisini teminen aynı sorumluluğun tüm uluslararası aktörler tarafından da gösterilmesi beklenmektedir."