Güncelleme Tarihi:
Türkiye ise Ege’de sığınmacıları iten Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de SAR anlaşması yapmasını ‘vahim bir çelişki’ olarak niteledi.
KAHİRE’DE İMZALADILAR
Mısırlı mevkidaşı Muhammed Zeki ile anlaşmayı imzalayan Yunan Savunma Bakanı Nikos Panayiotopulos, “Bu anlaşma, Yunanistan ile Mısır arasında, arama ve kurtarma bölgelerindeki yetki sahalarını belirlenmektedir. Bu anlaşma, Türkiye ile Trablus yönetimi arasındaki işbirliği mutabakatı diye adlandırılan, yasa dışı ve geçersiz davranışların aksine, uluslararası hukuka tamamen saygılıdır” iddiasında bulundu. Anlaşmanın Türkiye ile Libya arasında 2019’da imzalanan deniz yetki sınırlarınının belirlenmesine dair mutabakat protokolüne karşı Yunan tezlerini de güçlendirdiği öne sürüldü.
‘EGEMENLİK’ DEĞİL ‘HİZMET’
Ancak Yunan medyasında SAR sahalarının “egemenlik” değil sadece “hizmet” sahaları oldukları, 1979 Hamburg Sözleşmesi’nin bu sahaların örtüşmeleri durumunda da ilgili tarafların işbirliği yapmalarını öngörmesinden hiç bahsedilmedi.
‘BEYHUDE BİR ÇABA’
Dışişleri Sözcüsü Büyükelçi Bilgiç, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan arama kurtarma muhtırasıyla ilgili olarak soru üzerine açıklama yaptı. Bilgiç, “Ege’de masum sığınmacıları uluslararası hukuka aykırı olarak geri iten ve hayatlarını tehlikeye atan bir ülkenin Doğu Akdeniz’de arama kurtarma konusunda mutabakat muhtırası akdetmesi vahim bir çelişkidir” dedi.
Yunanistan’ın ‘arama hizmet egemenlik’ alanını ‘maksimalist deniz yetki alanı’ iddialarıyla irtibatlandırmak istediğine işaret edilen açıklamada bu yaklaşım ‘gayri hukuki bir tutum olarak’ nitelendirildi. Arama kurtarma sahalarının 1979 tarihli Hamburg Sözleşmesi ile belirlendiği, çakışan bölgelerde işbirliği öngörüldüğü belirtilerek Yunanistan’ın anlaşma önerilerini reddettiği ifade edildi. Açıklamada, “Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan mutabakat muhtırasına bu gerçeklerin ötesinde bir anlam yüklemek mümkün değildir... Yunanistan’ın iç ve dış siyasetini Türkiye karşıtlığı çerçevesinde şekillendirme teşebbüsü beyhude ve ancak kendisine zarar verecek bir çabadır” dendi.