Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, İtalya Dışişleri Bakanlığı ve Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsü (ISPI) tarafından bu yıl 6'ncısı düzenlenen MED Akdeniz Diyalog Forumu'na video bağlantıyla katıldı.
MED'e katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, Kovid-19 salgının dünyada işleri daha da kötüleştirdiğine dikkati çekerek “Dünya pandemiden önce gül bahçesi değildi. Bu krizden çıkmanın tek yolunun birlikte hareket etmek olduğunu hep vurguladık. Dünya genelinde 156 ülke ve 11 uluslararası kuruluşa yardım eli uzattık. Salgının en zor günlerinde örneğin İtalya, İspanya ve Malta’daki meslektaşlarımla sürekli telefon görüşmesi yaptık. Birlikte Akdeniz'de gerçek iş birliğinin nasıl fark yaratabileceğini gösterdik.” ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz'deki gelişmelere değinen ve Kıbrıslı Rumların 2003’ten beri bölgede Kıbrıslı Türklerin haklarını göz ardı ederek Türkiye’nin itirazlarına rağmen tek taraflı girişimlerde bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Sadece birkaç yıl önce bölgede büyük hidrokarbon kaynakları keşfedildi. Çoğumuz bunun herkes için iş birliği ve refah için bir fırsat olduğunu düşündük. Doğu Akdeniz'deki kaynakların herkesin yararına geliştirilmesini diliyoruz. Ancak bazı devletler tam ters şekilde hareket etti." dedi.
Çavuşoğlu, Yunanlar ve Kıbrıslı Rumların, Doğu Akdeniz'e en uzun kıyısı olan Türkiye'yi dışarıda bırakarak EastMed Forumu'nu oluşturduğuna işaret ederek "Biz sürekli diyalog çağrısında bulunduk. Eşit gelir paylaşımı dedik Kıbrıslı Rumlar halen bunu reddediyor. Bizim sismik araştırma gemimiz Oruç Reis iki kez diplomasiye şans vermek için faaliyetlerini durdurdu. Almanya sayesinde Türkiye, Yunanistan ile görüşmelere başlayacağını açıklamadan önce Yunanistan, Mısır ile sözde deniz yetki alanlarını sınırlandıran anlaşmayı imzaladı. Türkiye, diplomasi için her zaman yol açıyor, tehdit ve provokasyonlarla dolu yanıtlar alıyor. Neden?" diye konuştu.
AB'nin üyelerinden en az ikisinin tüm AB sistemini kötüye kullanmasına izin vererek suç ortağı haline geldiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Tercihimiz net. Türkiye'nin kapısı diyaloğa sonuna kadar açık. Bir çıkış yolu var. Doğu Akdeniz Konferansı, iş birliği için uygun bir ortam oluşturmak için bir fırsattır ve bu bizim önerimizdir. Ve bugün Brüksel'de AB Komisyonu ile Büyükelçim bir toplantı yapacak, bu toplantıyı nasıl düzenleyeceklerini tartışacaklar. Bu toplantıyı nasıl organize edebiliriz? Kapsayıcı bir platform kurmak için AB'ye önerilerimizi yaptık."
"NATO'NUN GÜÇLÜ BİR MÜTTEFİKİYİZ"
Bakan Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'ye yönelik bazı eleştirel ifadelerin hatırlatılması üzerine, "Kimse Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulama hakkına sahip değil. NATO'nun güçlü bir müttefikiyiz. NATO operasyonlarına ve bütçesine en fazla katkı veren ilk 5 müttefikten biriyiz." yanıtını verdi.
Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri ve S400 hava savunma sistemi almasının sorulması üzerine Çavuşoğlu şunları kaydetti:
"Sadece Türkiye’nin değil, müttefiklerden İtalya'nın da Rusya ile iyi ilişkileri var. Yunanistan'da S-300'ler var. Bütün bunlar soruluyor ancak son 10 yıldır müttefikler neden Türkiye’ye hava savunma sistemi satmadı? Almanya, Hollanda ve ABD, müttefikinin ihtiyacı varken neden Patriotları geri çekti? Bu noktada, İtalya'ya Samp-T savunma sistemini sağladığı için ayrıca teşekkür ediyorum. Biz müttefiklerimizden alamadığımız için bunu Rusya’dan aldık. Müttefiklerin neden bize bunu satmadığı esas onlara sorulmalı."
Türkiye'nin hava savunma sistemi almak istediğinde ya da Avrupa ile ikili ilişkilerde insan hakları ihlalleri, göç gibi konuların birlikte gündeme getirilmesine tepki gösteren Çavuşoğlu, "Hava savunma sistemleriyle insan hakları ihlalleri, göç gibi konuların ne alakası var? Fransız hükümetinin otoriter politikaları ne olacak? AB'nin bunu sorguladığı, eleştirdiğine dair bir yorum gördünüz mü?" dedi.
"SİYASİ İSLAM DİYE BİR ŞEY OLAMAZ. İSLAM BARIŞTIR"
Avrupa'da bazı popülist politikacıların İslam'ı çıkarlarına göre yorumlamaya kalktığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu kabul edilemez. Siyasi İslam diye bir şey olmaz. İslam barıştır. Burada bir başka çifte standart görmek mümkün. İslam'ı yeniden değerlendirme veya reform etmek hiçbir siyasetçinin işi değil. Bu Kuran’da da çok açık." dedi.
Fransa'da Türk çocuklarının 11 saat gözaltında tutulmasının nasıl açıklanacağını soran Çavuşoğlu, yine Fransa'da Eğitim Bakanı'nın kendisinin konu edildiği çizgi romana sansür getirilmesine Avrupa'dan herhangi bir yorum ya da eleştiri gelmemesinin çifte standart olduğunu vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, "Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, eski Dışişleri Bakanı arkadaşım. Kendisine sordum. Türkler radikal mi diye. Kesinlikle hayır demişti. Çünkü neden? Bizim iş birliğimiz sayesinde. Biz öğretmenlerimiz sayesinde İslam'ı halkımıza ve diğer Müslümanlara doğru şekilde öğretiyoruz. Bu iş birliği devam etmeli." yorumunu yaptı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avusturya ile bir sorunu olmadığını ancak Avusturya'daki seçimlerde Türkiye'nin kullanıldığını kaydetti.
"BİZİM BASIN VEYA İFADE HÜRRİYETLERİYLE BİR SIKINTIMIZ YOK"
İfade ve basın özgürlüğü ile hakaret etmenin çok farklı şeyler olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Bizim basın veya ifade hürriyetiyle bir sıkıntımız yok. Ama bunlar diğer inançlara hakaret için kullanılamaz. Bunlar birbirinden tamamen farklı şeyler. Fakat kutsal dinimize hakaret kabul edilemez. (Eski Fransa Cumhurbaşkanı) Chirac'ın bu konudaki açıklamalarınızı okumanızı öneririm." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin her konuda iyi olmadığını bu nedenle de yargı reformu da olmak üzere reformlara odaklandıklarını dile getiren Mevlüt Çavuşoğlu, "Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian ile 8 Aralık’ta telefon görüşmemiz olacak. Her konuyu görüşeceğiz. Diyalog birbirimizi anlamanın en iyi yolu." dedi.
YENİ ABD YÖNETİMİYLE İLİŞKİLER
ABD ile ilişkilerde sorunların bir önceki Obama döneminden başladığını anlatan ve farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "AB konusunda da söylediğim gibi tehdit ve yaptırım dili sorunları çözemez. Gelecek yeni yönetimle bütün bu sorunları, tehdit ve yaptırım dili yerine diyalog yoluyla çözmekten yanayız. Bizim beklentimiz budur." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca Türkiye'nin bölgede nükleer silahlara karşı olduğunun altını çizen Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin seçilmiş başkanı Joe Biden'ın İran'la nükleer anlaşmayı yenileme çağrısından memnuniyet duyduğunu, bunun en iyi yol olduğunu belirtti.
"ORTAK SORUNLAR, ORTAK ÇÖZÜM İSTER"
Türkiye’nin Suriye’de siyasi çözüm için çok fazla çaba harcadığını anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin kendi güney sınırında PKK/YPG’nin oluşturmak istediği terör koridorunu engellediğini, DEAŞ’ı bölgeden temizlediğini ifade etti.
"Türkiye, her türlü terörün ve radikalleşmenin karşısındadır.” diyen Bakan Çavuşoğlu, Esed rejimi ve Rusya’nın ülkenin güneyindeki radikal unsurları zorla İdlib'e gönderdiğini ve sonra da buraya sivil ayrımı gözetmeksizin saldırdığını söyledi.
Türkiye'nin 3,6 milyonu Suriye'den olmak üzere 4 milyon sığınmacı ağırladığına vurgu yapan Çavuşoğlu, "Bu, sadece Türkiye'nin değil, Avrupa ile ortak sorunumuz ve ortak sorunlar, ortak çözümler ister. Biz AB ile göç anlaşmasını yenilemeye bakıyoruz." dedi.