Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

Güncelleme Tarihi:

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2016 13:12

Almanya’daki Türkiye kökenli kadın girişimleri dinledik. Hepsinin hikayeleri birbirinden farklı olsa da öne çıkan ortak noktaları var: Öncelikle ne yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir zaman pes etmiyorlar, çok çalışkanlar ve kurdukları işleri daha da ileriye götürebilmek için sürekli yeni projeler üretiyorlar.

Haberin Devamı

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

HEMŞİRELİKTEN GİRİŞİMCİLİĞE

Ayten Çakar, ilkokulu Isparta’da okuduktan sonra ailesi 1979’da Batı Almanya’ya taşınma kararı almış. Eğitimine Berlin’de devam etmiş. Hemşireliği bu ülkede öğrenmiş. Hastanelerde, cerrahi bölümlerde çalışmış. Daha sonra sağlık personel müdürlüğünü bitirmiş. Hastanelerde çalışırken, Almanca bilmedikleri için kendilerini ifadede zorlanan Türkleri görmüş. Ayrıca, Alman doktorların, hemşirelerin Türk kültürünü tanımamaları da sorun yaratıyormuş. Can-Vital Pflegedienst firmasını bu gözlemleri sonucunda, 2003 yılında Berlin’de kurmuş. Firmada 50’den fazla çalışan var. Evde hastalara tıbbi ve bakım hizmetleri veriliyor. Çakar, çok ihtiyaç olmasına rağmen Almanya’da hemşire ve hademe olarak çalışacak sağlık personeli bulmakta zorlandıklarını belirtiyor. Bunda Alman devletinin işsizlere yaptığı maddi yardımın etkisi var.

Haberin Devamı

HAYATINI BİR FİZİKÇİ DEĞİŞTİRDİ

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

Kayseri kökenli Emine Baltacı, Almanya’ya madenci bir babanın kızı olarak iki yaşında gelmiş. Ticaret lisesine giderken aynı zamanda sigortacılık şirketinde çalışarak cep harçlığı kazanmış. Uzun bir süre bir sigorta şirketinde çalışmış ve bölge müdürlüğü yapmış. Girişimciliğe 1992’de kurduğu Avantaj Versicherung und Finanzen isimli finans danışmanlığı şirketi ile başlamış. 85 yaşında Beier isimli bir fizikçiyle tanışması onu farklı bir girişime yönlendirmiş. Beier, sahibi olduğu nano ısı panellerine ait patenti anlatmış ve Emine Baltacı aklına yatan bu patenti satın almış. 2015’te kurduğu Nanofuchs’un faaliyet alanı yüksek verimli, az enerji tüketen nano ısı panellerin üretimi.

GİRİŞİMİNİ BİR MİSYON OLARAK GÖRÜYOR

Halime Karademirli 1972‘de 18 yaşındayken, üstelik 19 aylık bir çocuk annesiyken Batı Almanya’ya ekonomik sebeplerle tek başına göç etmiş. Hiçbir iş deneyimi olmayan Karademirli, beyaz eşya üreten bir firmada montajcı olarak çalışmaya başlamış. Burada ikinci çocuğu doğana kadar 5 yıl çalışmış. Daha sonra elektronik cihazlar üreten bir firmada is bulmuş. 8 yıl çalıştığı bu şirkette farkında olmadan gelecek hayatını şekillendiren iki adım atmış. Bunlardan biri şirketin eğitim bölümünde gönüllü olarak eğitmen olmak, diğeri de bir restoranın işletmesini devralarak girişimciliğe başlamak. Restorana yatırım yapmasının nedeni çocuklarına başında durabilecekleri bir iş bırakmakmış.

Haberin Devamı

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

Üçüncü çocuğunun doğması ile yine iş değiştirmiş ve bu firmada 4 yıl çalıştıktan sonra firmaya ortak olmuş. Ancak, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinden sonra şirket kapanmış. Bugün, Karademirli’nin önceki islerine nazaran çok daha farklı bir işi var. Eşi, TRT sanatçısı udi Nuri Karademirli ile birlikte 1998’de kurdukları Berlin Türk Musikisi Konservatuarı. Okul, bugün 180 öğrenci ve 9 eğitmen ile yoluna devam ediyor. Fikir, Nuri Karademirli’nin Berlin’de kurduğu koro ile birlikte konser vermeye gelen bestekarlar Avni Anıl ve Alaeddin Yavaşça’dan çıkmış. Karademirli, bu okulu bir ticarethane olarak görmediğini, Türk müziğine sahip çıkma, yeni nesillere ve farklı milletlerden insanlara Türk müziğini tanıtma gibi bir misyon edindiklerini belirtiyor. Bugün okuldaki öğrenciler yaptıkları projelerle Berlin Filarmoni Orkestrası’na, çeşitli Alman orkestralarına sanatçı olarak davet ediliyor.

Haberin Devamı

KÜÇÜCÜK BİR ODADAN BÜYÜK BİR İŞE

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

Ailesi 1969’da Balıkesir’den Batı Almanya’ya göç eden Gönül Avcu, 1974’te Berlin’de dünyaya gelmiş. Uzun yıllar bir mağaza zincirinde çalışmış. Burada satış yapmayı çok iyi öğrenmiş. Kendi işini yapmaya 17 yıllık evliliği bittikten sonra karar vermiş. Bir arkadaşının önerisiyle 2006‘da kozmetik uzmanlığı üzerine eğitim almaya başlamış. Eğitimini tamamladıktan sonra aynı arkadaşının yanında stajyer olarak para almadan işe başlamış. Burada çalışırken, o dönem çok yaygın olmayan ışın tedavili bir tüy giderici cihazının kullanımını
öğrenmek için bir seminere katılmış. Seminerde üretici firmanın sahibi ile tanışmış ve cihazı Türklere satabileceğini söylemiş. Önerisi kabul edilince, bir süre Berlin’de ve diğer şehirlerde Türklere ait olan tüm güzellik salonlarını kapı kapı dolaşarak bu cihazı satmış. Ancak, şehir dışına çıktığında iki çocuğunu yalnız bırakmak zorunda kaldığı için işi bırakmış. Asıl isteği olan güzellik uzmanlığına bir arkadaşının kuaför salonunu içindeki 8 metrekarelik bir odada başlamış. Bu salonun kirasına ortak olmuş ve gelen müşterilere bakım yapmaya başlamış. Buradaki ilk ayında 400 Euro kazanan Avcu, onuncu ayında bu rakamı 4 bin Euro’ya kadar çıkarmış. Müşteriler artınca o küçük oda yetmemiş ve daha büyük bir yere taşınmış. 2012’de Lamedin Kosmetikschule adlı şirketini kurmuş. Gerekli izinleri ve sertifikaları alarak burada aynı zamanda güzellik uzmanlığı eğitimleri vermeye başlamış. Şirkette bugün 7 kişi çalışıyor. Faaliyetlerine hem bir güzellik merkezi hem de güzellik uzmanı yetiştiren bir okul olarak devam ediyor. Her yıl 250 öğrenci eğitim alıyor.
Katılımcıların çoğu Türk olmakla beraber Araplar ve Ruslar da kozmetik işini öğrenmeye hevesli. Gönül Avcu, kızının alternatif tıp üzerine eğitim almak istediğini, bu eğitimi alırsa klinik faaliyetler de planladıklarını söylüyor.

Haberin Devamı

PERSONELİYLE BERABER TEMİZLİK YAPMIŞ

Dil bile bilmeden geldiler, şirket sahibi oldular

Tunceli’de 12 kardeşiyle birlikte yasayan Aynur Özdemir, 1987’de evlendikten sonra Batı Almanya’ya yerleşmiş. İlkokul mezunu olan ve hiçbir meslek deneyimi olmadan Almanya’ya gelen Özdemir, ilk zamanlarında Almanca bilmediği için sokağa çıkmaya bile korkuyormuş. Bu böyle olmayacak deyip bir yıl sonra Almanca kursuna yazılmış. Ardından bir hastaneye temizlikçi olarak kabul edilmiş. 1.5 yıl sonra kendisine yöneticilik teklifi gelmiş ve 150 kişinin vardiyalarını düzenlemeye başlamış. Beş yıl bu şekilde çalışmış ve kendi işini kurmak için buradan ayrılmış. Belediyenin işsizlere yönelik açtığı girişimcilik kursuna gitmiş. Alman Ticaret Odası’nda görüştüğü bir danışman kariyerinde uzun süre temizlik ile ilgilendiği için bunun üzerine bir iş kurmasını önermiş. Bugün, Almanya, Avusturya ve Türkiye’de 500’den fazla çalışanı bulunan Forever Clean bu fikirle ortaya çıkmış. 2000’de kurulan şirket ilk temizlik hizmetini Hıristiyan Demokrat Birliği partisine vermiş. Özdemir, bir şirket sahibi olarak ilk yıllarda kendisi de temizliklere gidiyormuş. Firma bugün, işyerleri, havaalanları, hastaneler, ofisler, restoranlar gibi yerlere temizlik hizmeti veriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!