Güncelleme Tarihi:
Macron, Yeni Zelanda, Ürdün, Kanada, İrlanda, İngiltere, Senegal, Norveç, Endonezya'nın devlet veya hükümet başkanları, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Facebook, İnstagram, Whatsapp, Google, Youtube, Twitter, Amazon, Dailymotion, Qwant ve Microsoft şirketlerin temsilcileriyle "Christchurch Çağrısı" toplantısı düzenlendi.
Bu toplantının ardından Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ile ortak basın toplantısı düzenleyen Macron, "Christchurch'deki saldırılardan iki ay sonra birçok ülke ve şirketle internette terör ve nefrete karşı mücadele etmek için "Christchurch Çağrısı" adlı metni imzaladık." dedi.
Macron, bu toplantıya katılmayan Avustralya, Almanya, Hindistan, Japonya, Hollanda, İspanya ve İsveç'in de bu metne destek verdiğini söyledi.
Christchurch'deki terör saldırılarında toplumu bölmek için internetin de kullanıldığını ifade eden Macron, bu metnin amacının internette terör ve nefrete karşı mücadelede çok sayıda ülkeyi harekete geçirmek olduğunu kaydetti.
Bu metnin tüm internet devlerini bir araya getirdiğini söyleyen Macron, bu metin çerçevesinde internette teröre karşı somut adımlar atacaklarını bildirdi.
Macron, bu metni imzalayan şirketlerin internetteki terör ve nefret içerikli paylaşımların hızlı şekilde kaldıracaklarını belirtti.
Ardern de terör saldırısına ait görüntülerin internette paylaşıldığını hatırlatarak, "Christchurch Çağrısı'yla bu saldırıya tepki gösteriyoruz." dedi.
Daha önce hiç bu kadar ülke ve internet şirketi bir saldırıya tepki göstermediğini belirten Ardern, internette terör ve nefrete karşı bu ülke ve şirketlerle ortak çalışacaklarını söyledi.
Ardern, dünyadaki tüm kuruluşları bu çağrıya destek vermeye davet ettiklerini kaydetti.
İnternet devlerinin bu konuda eyleme geçeceklerini aktaran Ardern, "Christchurch Çağrısı ülkemde yaşanan saldırıya karşı uluslararası bir tepkidir." ifadesini kullandı.
Ardern, teröristlerin terör ve nefreti yaymak için interneti kullanamayacağını belirtti.
YENİ ZELANDA SALDIRISI VE FACEBOOK
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde, 15 Mart'ta cuma namazı sırasında 10 dakika arayla iki camiye düzenlenen terör saldırılarında 51 kişi yaşamını yitirmişti. Terör saldırıları Facebook, YouTube ve Twitter gibi sosyal platformlarda paylaşılmıştı.
Facebook, saldırılardan sonraki ilk 24 saatte dünya çapında 1,5 milyon videoyu platformdan kaldırdığını, 1,2 milyonun ise yüklendiği sırada bloke edildiğini açıklamıştı.
Teröristin yaptığı 17 dakikalık canlı yayın sırasında 200 kişinin videoyu görüntülediği ancak bu sürede kendilerine hiçbir şikayet gelmediğini belirten Facebook yönetimi, sosyal ağın yapay zekasının da terör saldırısının canlı yayınını yakalayamadığını açıklamıştı.
ABD'den internette teröre karşı mücadelede çağrısına ret
ABD yönetimi, birçok ülke tarafından internette terör ve nefrete karşı mücadele kapsamında imzalanan "Christchurch Çağrısı" anlaşmasını, "konuşma özgürlüğüne engel olacağı" gerekçesiyle imzalamayacağını duyurdu.
Beyaz Saray, Fransa ve Yeni Zelanda'nın başı çektiği, ardından birçok ülkenin imzaladığı "Christchurch Çağrısı" anlaşmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada, ABD'nin, özellikle Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye düzenlenen terör saldırılarının ardından uluslararası toplumun terörizm ve şiddet içerikli paylaşımların kınanması çabalarına katıldığı ancak söz konusu anlaşmaya imza atmayacağı belirtildi.
ABD'nin terörizm içerikli paylaşımlara karşı koyma çabalarına aktif şekilde devam edeceği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne de saygı göstermeye devam ediyoruz. Çünkü, terörist söylemleri yenmek için en iyi aracın yapıcı söylemler olduğunu savunuyoruz. Birlikte çalışabilir ve güvenli bir internet için ortak hedeflerimize yönelik uluslararası ortaklarla çalışmayı ve 'Christchurch Çağrısına' destek sağlayarak devam eden ivmeyi memnuniyetle karşılıyoruz."