Denktaş'tan 'ceset arama' açıklaması
Güncelleme Tarihi:
Ali RUHLUEL/LEFKOŞA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2009 19:39
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumlar arası çatışmada öldürülüp gizlice gömülenlerin yerleri Rum idaresi tarafından belirlenmeden; kuzeyde ceset aranmasını kabul etmenin doğru olmadığını belirtti.
Rauf Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, adı verilmeyen bir Kıbrıslı Türk'ün, askeri görevini yaparken 320 Rum savaş esirinin Türk askerleri tarafından sürgülenerek öldürüldüğüne şahit olduğunu bir gazeteye duyurduğuna; Kayıplar Komitesi’nin de Rum tarafının ele aldığını beyan ettiği bu hikayeyi araştırmaya başlayacağını bildirdiğine dikkat çekti.
Denktaş, “Muhbirin inanırlığı önemlidir, ona da bakacağız diyorlar. Zamanında, Kuzeydeki araştırmanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için Klerides’ten, Kuzeyde EOKA B ile Makariosçular arasındaki kavgada öldürülenlerin nerelere gömüldüklerini bildirmelerini istemiştim. Aksi halde her açılan mezardan çıkanları Türkler öldürdü diyebileceklerdi. Rum tarafında Rumlar arası çatışmalarda çok kişinin öldürülüp gömüldüğünü başta bayan Katsellis olmak üzere birçok Rum açıklamıştı” dedi.
‘320 esirin süngü ile öldürüldükleri’ iddiasını da değerlendiren Denktaş, şöyle devam etti:
“Herhalde bunların cesetleri başka yere taşınmış değildir. Sahilde öldürüldükleri söyleniyor. Bunlar Türkiye’ye gidecek esirlermiş ve öldürülmüşler. Türkiye, savaş devam ederken esir alınan Rumları Kıbrıs Türklerine teslim ederek, yoluna devam ediyordu. EOKA tarafından yakınları öldürülen Kıbrıslı Türklerin, bu esirlerden öç almağa başladığı tespit edilir edilmez, esirleri Türkiye’ye nakil kararı aldı ve bu esirler Kızılhaç tarafından listeye alınarak Türkiye’ye gönderildi. Kızılhaç Türkiye’den Kıbrıs’a iade edilenleri de listesinden tespit etti. Kuzeyde, Rumlar arası çatışmada öldürülüp gizlice gömülenlerin yerleri Rum idaresi tarafından belirlenmeden Kuzeyde ceset aramayı kabul etmek doğru değildi düşüncesindeyim. Rum tarafına, kendi suçlarını, Türk tarafına atma fırsatı verilmiş oldu. Kanımca, ilgililer Rum tarafından, EOKA B ile Makariosçular arasındaki kavgada Kuzeyde ölenlerin nerelere gömüldüklerini istemeğe devam etmelidir. Rum halkı arasında da herhalde bu konuda bilgisi olan çok kişi vardır. Kayıp ailelerini rahatlatmak açısından bunların konuşması bir insanlık borcudur. Türkiye’yi suçlamak için bahane arayıp hikaye uydurmak insanlığa sığmayan bir suçtur.”
Denktaş, “Muhbirin inanırlığı önemlidir, ona da bakacağız diyorlar. Zamanında, Kuzeydeki araştırmanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için Klerides’ten, Kuzeyde EOKA B ile Makariosçular arasındaki kavgada öldürülenlerin nerelere gömüldüklerini bildirmelerini istemiştim. Aksi halde her açılan mezardan çıkanları Türkler öldürdü diyebileceklerdi. Rum tarafında Rumlar arası çatışmalarda çok kişinin öldürülüp gömüldüğünü başta bayan Katsellis olmak üzere birçok Rum açıklamıştı” dedi.
‘320 esirin süngü ile öldürüldükleri’ iddiasını da değerlendiren Denktaş, şöyle devam etti:
“Herhalde bunların cesetleri başka yere taşınmış değildir. Sahilde öldürüldükleri söyleniyor. Bunlar Türkiye’ye gidecek esirlermiş ve öldürülmüşler. Türkiye, savaş devam ederken esir alınan Rumları Kıbrıs Türklerine teslim ederek, yoluna devam ediyordu. EOKA tarafından yakınları öldürülen Kıbrıslı Türklerin, bu esirlerden öç almağa başladığı tespit edilir edilmez, esirleri Türkiye’ye nakil kararı aldı ve bu esirler Kızılhaç tarafından listeye alınarak Türkiye’ye gönderildi. Kızılhaç Türkiye’den Kıbrıs’a iade edilenleri de listesinden tespit etti. Kuzeyde, Rumlar arası çatışmada öldürülüp gizlice gömülenlerin yerleri Rum idaresi tarafından belirlenmeden Kuzeyde ceset aramayı kabul etmek doğru değildi düşüncesindeyim. Rum tarafına, kendi suçlarını, Türk tarafına atma fırsatı verilmiş oldu. Kanımca, ilgililer Rum tarafından, EOKA B ile Makariosçular arasındaki kavgada Kuzeyde ölenlerin nerelere gömüldüklerini istemeğe devam etmelidir. Rum halkı arasında da herhalde bu konuda bilgisi olan çok kişi vardır. Kayıp ailelerini rahatlatmak açısından bunların konuşması bir insanlık borcudur. Türkiye’yi suçlamak için bahane arayıp hikaye uydurmak insanlığa sığmayan bir suçtur.”