Güncelleme Tarihi:
- Sürekli siz beceremezsiniz, siz yapamazsınız yaklaşımı ve atanan bazı bürokratların tepeden bakan bir yaklaşımla bakanlarımızı başbakanlarımızı çağırıp bunu yapacaksın aksi takdirde bütçe yardımı yapılmayacak tavırları sonrasında bu noktaya gelindi. IMF'nin Türkiye'ye yaptıklarından da ileri bir durum. Hükümet içinde hükümet gibi bir durum var Kıbrıs'ta. Ama büyükelçilikten bahsetmiyorum. Hükümetlerin atadığı Türkiye Cumhuriyeti Yardım Heyeti diye bir kurum var ki işi esas karıştıran nokta orası. Maliye Bakanı'nın bilgisi dışında harcamalar, bireylere, belediyeler yardımlar yapan dayatmacı bir yaklaşım var. Buna bir tepki doğdu. Uygulanmakta olan bir ekonomik paket var ama bütün ekonomimizi batırmaya yönelik girişimler devam ediyor şu anda. Buna doğan tepki böyle kalabalık bir mitingin toplanmasına neden oldu. Bugüne kadar kayıtlara göre en büyük miting.
- Son dönemde iş ekonominin, o gelen paranın yönetim ve denetimini aşmış, son derece onur kırıcı bir noktaya gelmiştir. İsyan bunadır.
RUM TARAFININ İSTEDİĞİ OLDU
- Bu miting Türkiye karşıtı bir miting değil ama araya giren ve sayısı 50'yi aşmayan provokatörlerin açtığı bir pankart mitingin mesajını ortadan kaldırdı. Orada açılan pankart Türk halkını üzmüştür. Bundan emin olun.
- 3–5 kişi 40 bin civarındaki kalabalığın orada toplanmasını resmen istismar ederek açtıkları pankartla tam anlamıyla Rum tarafının istediği Türkiye ve Kıbrıs halklarının arasının bozulması oyununa da maalesef geliniyordu ama araya giriyoruz bunun önlenmesi lazım.
BAŞBAKAN İSTİFA ETMELİYDİ
- Başbakanımızın yaptığı bir açıklama var "Güney Kıbrıs ile müşterek yapılmış bir mitingdir" diye. Bu kesinlikle doğru değildir. Rum tarafıyla hiçbir şekilde bir alakası yoktur. Maalesef benim başbakanım böyle bir şey açıkladı. İstihbarat örgütlerimiz bu bilgiyi verdiyse yandık. Bu büyük bir hata. Ama dedikoduya dayanarak böyle bir açıklama yapmışsa hemen ertesi gün istifa etmesi gerekirdi.
- Evet benim memurum Türkiye'deki memurlardan fazla maaş alabilir. Çünkü siz burada bir gazeteyi 50 kuruşa okuyorsanız biz orada 1,5 liraya okuyoruz, domatesin kilosunu 4 liraya alıyoruz.
10 BİN LİRA MAAŞ ALAN YOK
- Kıbrıs’ta her devlet memuru 10 bin lira maaş almıyor. Alan herkes maaşını bağışlamaya hazırdır.
TÜRKİYE'YE SIRTIMIZI DÖNELİM DİYEN TEK BİR KIBRISLI YOKTUR, OLAMAZ
- Türkiye kamuoyunun Kıbrıs hassasiyeti tarih boyunca en büyük gücümüz olmuştu. Bunun zayıflatılması için zaten bir şeyler dönmekteydi ve bir pankart bir fırsat yarattı. Şu anda yaşananlardan mutlu olan tek kesim gerçekten Rum tarafı. Kıbrıs’ta Türkiye’ye sırtımızı dönelim diyen bir tek fert yoktur olamaz.
- Kıbrıs Türk'ü kendi kendisine sahip çıkmaya karar vermiş durumdadır. Türkiye gelsin benim sorunlarımı çözsün demekle olmaz bu benim sorunumdur ben çözeceğim diyor.
BALIK OLSA TUTMAYI BİLİRİZ
- Burada bir bakan arkadaş bize Kıbrıs'a balık tutmayı öğreteceğiz diyor. Kıbrıslı Türk balık tutmayı bilir yeter ki götürüldüğü gölün içinde balık olsun. Üretelim üretelim de nereye satacağız. Dolaşan nüfusuyla 500 bin kişilik bir pazar Kıbrıs. KKTC dünya ile ticaret yapamıyor. Kısıtlamaları var. Türkiye ile de ticaret yapamıyor. Mersin kapısı kapalı. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bizi tanıyorsa ve Güney Kıbrıs ile de Gümrük Birliği Anlaşması üzerinden bir ticari ilişkisi varsa, KKTC'de AB tarafından Avrupa Birliği sınırları içinde kabul edilen bir ülkeyse Türkiye bizimle de aynı gümrük protokolünü uygulayabilir. O zaman işte bizde üretmeye başlayabiliriz.
RUM'A KARŞI BAĞIMSIZLIK DA TÜRKİYE'YE KARŞI DEĞİL Mİ?
- Kıbrıslı Türkler artık belirsizlik içinde yaşamaktan usandı. Belirleyin artık benim geleceğimi diyor. Rum tarafıyla çözüm olmayacağı belli. Peki ben kendi siyasi eşitliğimi, demokrasimi korumak için mücadele ediyorsam, üzerine basa basa egemenlik diyorsam bunu sadece Rum'a karşı mı istiyorum yoksa kendimin olduğunu ispat etmek için mi istiyorum? Türkiye ile ilişkiler mevzu bahis olduğunda ben kendi demokrasimi korumaktan, egemen bir devletim demekten vaz mı geçmeliyim? Bunu yapmak istemiyoruz.
DEMOKRATİK MÜDAHALELERLE GERİDE BIRAKILIYORUZ
- Doğrudur çok yanlışımız var inanılmaz yanlışlarımız var ama bunu değiştirmek isteyen ekiplerimiz de var. Ama bu sefer de dur bakalım sen her dediğimize evet demiyorsun denerek demokratik müdalalelerle geride bırakılıyoruz. Son seçimlerde hakikaten ayakları yere basan bir programla halkın önüne çıktık aldığımız netice yüzde 11.
BU DEVLETİ YAŞATMAK ZORUNDAYIZ BAŞKA YOLU YOK
- Kıbrıs'ın Türkiye'ye ilhakı 1974'te olsaydı yüzde 99.9 Kıbrıslı Türk bayram yapardı. Ama 1983'te biz devlet ilan ettik. Devlet olma ulvi noktasına gelen bir halka devletini ortadan kaldır gel vilayet ol demeyin bunu kabul edersek Rum'a, devletten vazgeçip Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yama olalım diyenlere hak vermiş oluruz. Bu devleti yaşatmak zorundayız başka yolu yok.
DENEDİK OLMADI DİYELİM GÖRÜŞMELERİ DURDURALIM ARTIK
- Bir taraftan iki kesimli federasyon görüşmeleri yaparsanız diğer yandan tanınma talep edemezsiniz. Bizim en büyük çıkmazımız budur. Bu kadar yıldır devam eden bu görüşmeler hiçbir yere varmadı ve varmayacak. Olumsuz görünme psikolojisinden kurtulup Mart ayından itibaren bu görüşmeleri durduralım. Çıkalım dünyaya denedik olmadı diyelim. Gençlerimizin geleceğinden çalma hakkımız yok.
- Kıbrıslı Türklerin self determinasyon hakkı vardır. En son örneği Annan Planı'nda eş zamanlı iki referandumun yapılmış olmasıdır. Eğer böyle bir hakkım olmasaydı bana çözüm için herhangi bir soru sorulmazdı.
- Eğer iki devlet gibi birbirimizle konuşmaya başlarsak yöneticiler olarak, Lefkoşa ile Ankara yüz yüze konuşursa, Türkiye halkı ve Kıbrıs Türk halkının gönül gönüle bir yola çıktığını anlarsa dünya ve bu ilişkinin ana-yavru ilişkisi değil iki devlet ilişkisi olduğunu dünyaya gösterirsek o zaman Kıbrıs Türkiye'nin önünde bir sorun olmaktan çıkar.
AVRUPA'YA 100 YIL YETECEK DOĞALGAZ VAR
- Kıbrıs’ta Avrupa Birliği ülkelerinin 100 yıllık ihtiyacını karşılayacak doğalgaz var. Ve ben 2003 yılında bunu gündeme getirdiğimde ilk yalanlama Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan geldi.
KKTC "EVET" DEDİ ÇÜNKÜ...
- Annan Planı 5 versiyon değiştirdi. Aslında yürümeyecek bir plandı. Kıbrıslı Türkler birincisi AB’den gelen çok güçlü propaganda ikincisi Türkiye'den hükümetin ve genelkurmayın evet çağrısı sebebiyle Annan Planı'na "evet" dedi.