Ali RUHLUEL/ LEFKOŞA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2009 18:22
KKTC 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın (ATAD) ‘Orams davası' konusunda aldığı kararın tavsiye niteliğinde, Avrupa Birliği (AB) yasasının yorumu olduğunu söyledi.
Dentaş, Türk tarafının İngiliz mahkemesinde kararı lehe çevirmek için bir şansı bulunduğunu anlatırken, “Türkiye müdahil olur, hükümetimiz de buradan müdahil olmak için müracaat ederse şansımız var. Nedir bizim şansımız. Bunların yasası (AB) der ki; ‘Kararlar bütün Avrupa ülkelerinde uygulanır meğerse uygulanacak memleketin siyasetine uymamış olsun.’ Burada bir çıkış yolu var” dedi. İngiltere'nin izlediği siyasetinin müzakereleri destekler nitelikte olduğunu anlatan Denktaş, Orams davasının ise bu siyaseti kökünden söküp atmakta olduğunu belirtti.
Rauf Denktaş, KKTC'de katıldığı konferansta Orams Davası konusunda konuştu. KKTC 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş konferansta Türkiye- AB ilişkileri hakkında saptamalar yaparak başladı ve Türkiye'nin Kıbrıs'ı feda etmesi durumunda bile AB kapılarını Türkiye’ye açmayacağını savundu. Kıbrıs görüşmelerinin 1968'de kendisi ile Glafkos Klerides arasında başladığını ve ‘bölgesel otonomi' konusunu görüştüklerini anlatan Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün kurucu ortak statüsü ve garantilerden taviz vermediği için Makarios'un görüşmelerden çıkan sonucu kabul etmediğini bildirdi.
Türkiye’nin 1960 Anlaşmaları ile Kıbrıs'ta asker bulundurma hakkı bulunduğunu ve bunu pazarlık konusu yapmamak gerektiğini kaydeden Rauf Denktaş, “Ben hiç bir zaman garantileri pazarlık konusu yapmadım, bugün yapılıyor. Bugün egemenlikten bahseden yok. Büyük bir yanılgı içindeler” dedi.
Loizidu davasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye aleyhine sonuçlanmasının ‘iyi müdahale edilmediği için' kaybedildiğini söyleyen Denktaş, Türk hükümetinin 6- 7 yıl kararı kabul etmediğini ve onların da hiçbir yaptırımda bulunamadığını bildirdi. Rauf Denktaş, daha sonra Türkiye'de işbaşına gelen yeni hükümetin karar sonucunu kabul edip tazminatı ödemesi üzerine kapıların aralandığını ve AİHM’e Rumların yoğun başvurularının başladığını anlattı.
AİHM'in Türkiye’den bir alt komisyon kurmasını istemesi üzerine Mal Tazmin Komisyonu kurulduğunu hatırlatan Rauf Denktaş, bu komisyonun Rum hem Türklerin malları konusunda işlem yapmamasının büyük bir hata olduğunu söyledi. Kıbrıs Türkleri'ne tapu verilmesinin hata olduğunun söylenmesini eleştiren Denktaş, “Talat; ‘ayrı devlet, ayrı egemenlik istemem’ demekle kalmıyor, bu devletin yasaları ile almış olduğu tedbirleri de tanımaz hale geliyor” iddiasında bulundu.
KKTC 1'inci Cumhurbaşkanı Denktaş, BM hukukçularının da bu meselenin mahkemelerde değil, takasla, tazminatla çözüleceğini söylediğini, tapuların bu nedenle verildiğini belirtirken tapu verilmemiş olsa kimsenin kendisinin olmayan mala bakmayacağını ve bugünkü ortamın yaratılamayacağını söyledi. Rauf Denktaş, bütün meselenin, devlet ve Türkiye’nin tapuların arkasında durması olduğunu belirtti.
Orams Davası’nın süreci hakkında da bilgi veren Rauf Denktaş, bir İngiliz kadının kocası ile birlikte eşdeğer
sahibinden bir tarla aldığını ve geçmişte bu malın Rum’un olması nedeniyle Rum tarafının Rum mahkemesinde dava açtığını, tebliğ memurunun da kimliğini gizleyerek KKTC’ye geldiğini ve İngiliz kadına aracı olduğunu söyleyip bir kağıt verdiğini ifade etti. Kadının kağıda baktırdığında dava açıldığını ve ispatı vücut istendiğini gördüğünü ve avukat tuttuğunu belirten Denktaş, kendisinin kadına avukat tutup ispatı vücut etmemesini tavsiye ettiğini, ancak kadının o zaman bunu yapmış olduğunu öğrendiğini söyledi.
“Burada hata başladı. Çünkü AB ülkelerinin herhangi bir mahkemesinde alınan karar, AB ülkelerinin her yerinde uygulanır eğer, tebligat yapılıp dava dinlenmişse” diyen Denktaş, İngiliz kadının o kağıdı yırtıp atıp ispatı vücut etmemesi halinde Orams kararının çıkmamış olacağını söyledi. İngiliz kadının, bu nedenle davayı kaybettiğini ancak İngiliz mahkemesinin Rum mahkemesinin kararını kabul etmemesi nedeniyle İngiltere’de kadının davayı kazandığını anlatan Denktaş, Rum tarafının kararı istinaf ettiğini kaydetti.
“İstinaf mahkemesinde AB’nin Kıbrıs hakkında verdiği karar var. Bu karar; ’Biz Rumları Kıbrıs diye alıyoruz, ama Avrupa yasaları hududa kadar işler, onun ötesinde Kıbrıs Hükümeti’nin iradesi yürümediği için bizim yasalarımız işlemez'dir” diyen Denktaş, Rum tarafının bu nedenle mahkemeden bu konuda AİHM’e danışılmasını istediğini ifade etti. Bunun bir tavsiye kararı olduğunu ATAD’IN AB yasasını yorumladığını belirten Rauf Denktaş, bunun şimdi İngiliz mahkemesine gideceğini ve orada şans bulunduğunu vurguladı. Denktaş bu şansı özetle şöyle açıkladı:
“Türkiye müdahil olur, hükümetimiz de buradan müdahil olmak için müracaat ederse şansımız var. Nedir bizim şansımız. Bunların yasası (AB) der ki, ’Kararlar bütün Avrupa ülkelerinde uygulanır meğerse uygulanacak memleketin siyasetine uymamış olsun’. Burada bir çıkış yolu var. İngiltere der ki; ’Talat-Hristofyas görüşmelerini destekliyoruz. Kıbrıs sorununun görüşmeler yoluyla halledilmesini istiyoruz.’ Siyaseti bu ise Orams davası bu siyaseti kökünden söküp atıyor. Ya Orams davası uygulanacak toprak meselesi bu şekilde halledilecek ya da İngiliz’in görüşme yolu ile bu meseleyi halletme siyaseti ortadan kalkacak. ‘İngiliz mahkemesi ne diyecek?' Birçok İngiliz’in burada evi, malı, mülkü var. O insanların İngiltere’deki mallarına mülklerine gidip icraya koyup sattırabilirler. İngiliz’in bir siyaseti de vatandaşlarının mallarını, mülklerini ne olursa olsun korumaktır.”
Siyasi ve görüşmelerde temel addedilen bir konuyu Rum tarafının, yargıyı kullanarak lehine halletmeye çalıştığını belirten Denktaş, bunun önlenmesi için yapılabilecekler olduğunu söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a bunu yazdığını ve söylediğini kaydeden Denktaş, “Derhal görüşmeleri askıya almalı. O yapmadı. Yeni bir hükümet geldiği halde ertesi gün görüşmelere devam kararı aldı ve daha da hızlandırarak ‘devam edelim’ dedi” diye konuştu.
“Kendisine görüşmeleri askıya alıp Hristofyas’ı davet etmesini söyledim. Gel mal-mülk meselesini masada konuşup takasla tazminatla halledelim de dedim” diyen Denktaş, masada Loizidu’nun tazminatının kıstas kabul edilebileceğini, Türkler’in Güney’de 103 köy boşalttığı düşünülürse Türk tarafının alacaklı çıkacağını söyledi. Türkiye’nin tazminat olarak milyarlarca lira verecek diye “korkutulduğunuö da öne süren Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün malına talip olması halinde bunun olmayacağını ifade etti. Rauf Denktaş, BM’nin görüşüne uygun olarak Kıbrıs Türkü’ne tapuların verildiğini ve Rum’un hakkını inkar etmediklerini, takas ve tazminatla işi halletmek gerektiğini söyledi. Kıbrıs Türkü’nün tapusuna, devletine sahip çıkması halinde onlara hiç bir şey yapılamayacağını, sadece İngilizlerin taciz edilebileceğini kaydeden Denktaş, bunun da inşaat sektörünü geçici olarak etkileyebileceğini söyledi.
Türkiye’deki vatandaşlara seslenen Denktaş, Kıbrıs’ı daha da Türkleştirmek için buradan mal almalarını istedi. KKTC’de yaşayan İngilizler'e de seslenen Rauf Denktaş, “Bundan sonra kendilerine gelip belge veren kişilerin araba plakalarını polise bildirip yakalatmalarını” istedi. Denktaş, hükümetten de yasaların müsait olmaması halinde acil yasa geçirerek sahtekarlıkla tebliğ memurluğu yapanları yakalatmasını istedi. KKTC 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, devlete sahip çıkılması gerektiğine de vurgu yaptı. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın görüşmelere bomba düştüğünü söylediğine dikkat çeken Denktaş, “Ama anlaşılan görüşmeleri etkilemedi” dedi.