Denktaş: Böyle pazarlık olmaz
Güncelleme Tarihi:
Erdem SÜREK- Burak GEZEN- Ersan KÜÇÜKKURU/ÇANAKKALE, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2006 14:21
ÇANAKKALE Valisi Orhan Kırlı'yı ziyaret eden KKTC 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumlar'la ilgili kararını açıklayan AİHM'e, Türk tarafının da Güney'de kalan topraklar için davalar açması gerektiğini söyledi. Denktaş, limanların Rum tarafına açılması önerisi konusunda ise “Böyle pazarlık olmaz” dedi.
KKTCi 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Valilik önünde polis mangası tarafından karşılandı. Vali Orhan Kırlı'nın Çanakkale ile ilgili brifing verdiği Denktaş, Valilik çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “AİHM'in Rumlar'la ilgili kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu cevaplayan Denktaş şunları söyledi:
“Karar Türk milletine ve bizim halkımıza, ‘Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir alt örgütü‘ tanındı diye takdim ediliyor. Böyle takdimlere ihtiyacımız yok. Gerçekleri söylememiz gerekir. AİHM, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir kuruluşu tanımıyor. Kıbrıs Türk idaresini, Türkiye'nin alt kuruluşu olarak tanımlıyor. Verdiği bu karar ile Türkiye'nin bir alt kuruluşunu kabul etmiş olduğunu açıklamış oluyor. Bunu zaten kendileri de açıkça vurgulamışlardır. ‘İyiye gidiyoruz’ diye kimse sevinmesin. Böyle bir komisyonun kurulması ve topyekün halledilmesi gereken toprak meselesini peyder pey Rumlar'a nasıl iade edeceğiz, tazminatlarını nasıl vereceğiz diye işlem yapılması lehimize birşey değil. Ama bu başlatıldığına göre şimdi Güney'de bırakılan topraklarımız için, öldürülen ve kaybolan insanlarımız için, yıkılıp yakılmış 103 köyümüz için bizim harekete geçmemiz ve davalar açmamız gerekir.”
Haksızlıkların sona ermesi için İnsan Hakları Mahkemesi'nin önüne bu dava dosyalarının getirilmesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB istedi, istediğini yapalım, İnsan Hakları Mahkemesi ‘yap’ dedi, onu da yapalım diyerek, tek yanlı girişimlere devam edersek, müdafaa edeceğimiz hiçbir şey kalmayacak. Rumlar'a topraklarını iade etmek ne demek? Rum bize toprak mı iade ediyor? Yoksa ‘geliniz, eviniz hazırdır, oturunuz’ mu diyor? Yoksa işgal ettiği mal ve mülk için tazminat mı veriyor? Niye tek yanlı, sürekli Rumlar'ı memnun edecek işlemler yapıyoruz, ben bunu anlamıyorum.”
“PAZARLIK BÖYLE OLMAZ”
Denktaş, limanların açılmasıyla ilgili adımı nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir soru ise şöyle yanıtladı:
“Kıbrıs Türkleri üzerindeki ambargo, izolasyon bir bütündür, sepettir, pakettir. Bunun bir tanesini alıp da ‘Sen bunu yaparsan ben de sana bunu yaparım’ demek, ‘aman diğerini de kaldır’ dediğimizde Rum'a bir şey daha vereceğiz anlamına gelir. Bunu ne biçim pazarlıktır anlamak mümkün değil. Ve kime ne veriyoruz, bunu iyi düşünmek lazım. AB'nin meşru hükümet olarak tanıdığı tarafa biz ‘gel de sana bir liman açalım’ diyoruz. Ne yaparsan? Efendim sen de Ercan Havalimanı'nı açarsan. Bu da yanlış bir adım. Paketi delmek demek. Adım adım, sayfa sayfa bir şeyler teslim etmek anlamına gelir. Nerede durulacağı belli değil. Rum güzel bir taktik uygulamaktadır. Teklif edileni ‘reddettim’ diyor. Biraz sonra AB'de diyor ki, ‘tatmin olmadık, az verdin.’ Biraz sonra ‘aman biraz daha verelim ki bunu kabul etsin.’ Böyle pazarlık olmaz. Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle pazarlık görmedim.”
Denktaş, “Bu pazarlıktan Genelkurmay Başkanının haberinin olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, “Onları bana, beni onlara karıştırmayın, sizin onları değerlendirecek aklınız var” diye konuştu.
FOTOĞRAF ÇEKTİ
Denktaş Valilik koridorlarında asılı olan Çanakkale Savaşları'na ilişkin fotoğrafları inceleyip, yanında taşıdığı küçük digital fotoğraf makinesiyle fotoğraflarını çekti. Denktaş, duvarda asılı bir fotoğrafı görüntülerken, istememesine rağmen flaş patlayınca, “Makine de dinlemiyor bizi, sadece başkaları değil” diye espri yaptı. Rauf Denktaş Valilik önünde kordonboyunda sergilenen ve Troy filminde kullanılan Truva Atı ile yine Valilik bahçesindeki Atatürk Anıtının fotoğraflarını da çekti.
Vali Orhan Kırlı, kendisini ziyaret eden Denktaş'a Şehitler Abidesi'nin minyatürünü ve Ayvacık yöresinde yapılan el dokuması bir halıyı hediye ederken, Denktaş ise Vali Kırlı’ya Kıbrıs ile ilgili kitaplar hediye etti.
“Karar Türk milletine ve bizim halkımıza, ‘Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir alt örgütü‘ tanındı diye takdim ediliyor. Böyle takdimlere ihtiyacımız yok. Gerçekleri söylememiz gerekir. AİHM, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir kuruluşu tanımıyor. Kıbrıs Türk idaresini, Türkiye'nin alt kuruluşu olarak tanımlıyor. Verdiği bu karar ile Türkiye'nin bir alt kuruluşunu kabul etmiş olduğunu açıklamış oluyor. Bunu zaten kendileri de açıkça vurgulamışlardır. ‘İyiye gidiyoruz’ diye kimse sevinmesin. Böyle bir komisyonun kurulması ve topyekün halledilmesi gereken toprak meselesini peyder pey Rumlar'a nasıl iade edeceğiz, tazminatlarını nasıl vereceğiz diye işlem yapılması lehimize birşey değil. Ama bu başlatıldığına göre şimdi Güney'de bırakılan topraklarımız için, öldürülen ve kaybolan insanlarımız için, yıkılıp yakılmış 103 köyümüz için bizim harekete geçmemiz ve davalar açmamız gerekir.”
Haksızlıkların sona ermesi için İnsan Hakları Mahkemesi'nin önüne bu dava dosyalarının getirilmesi gerektiğini vurgulayan Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB istedi, istediğini yapalım, İnsan Hakları Mahkemesi ‘yap’ dedi, onu da yapalım diyerek, tek yanlı girişimlere devam edersek, müdafaa edeceğimiz hiçbir şey kalmayacak. Rumlar'a topraklarını iade etmek ne demek? Rum bize toprak mı iade ediyor? Yoksa ‘geliniz, eviniz hazırdır, oturunuz’ mu diyor? Yoksa işgal ettiği mal ve mülk için tazminat mı veriyor? Niye tek yanlı, sürekli Rumlar'ı memnun edecek işlemler yapıyoruz, ben bunu anlamıyorum.”
“PAZARLIK BÖYLE OLMAZ”
Denktaş, limanların açılmasıyla ilgili adımı nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir soru ise şöyle yanıtladı:
“Kıbrıs Türkleri üzerindeki ambargo, izolasyon bir bütündür, sepettir, pakettir. Bunun bir tanesini alıp da ‘Sen bunu yaparsan ben de sana bunu yaparım’ demek, ‘aman diğerini de kaldır’ dediğimizde Rum'a bir şey daha vereceğiz anlamına gelir. Bunu ne biçim pazarlıktır anlamak mümkün değil. Ve kime ne veriyoruz, bunu iyi düşünmek lazım. AB'nin meşru hükümet olarak tanıdığı tarafa biz ‘gel de sana bir liman açalım’ diyoruz. Ne yaparsan? Efendim sen de Ercan Havalimanı'nı açarsan. Bu da yanlış bir adım. Paketi delmek demek. Adım adım, sayfa sayfa bir şeyler teslim etmek anlamına gelir. Nerede durulacağı belli değil. Rum güzel bir taktik uygulamaktadır. Teklif edileni ‘reddettim’ diyor. Biraz sonra AB'de diyor ki, ‘tatmin olmadık, az verdin.’ Biraz sonra ‘aman biraz daha verelim ki bunu kabul etsin.’ Böyle pazarlık olmaz. Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle pazarlık görmedim.”
Denktaş, “Bu pazarlıktan Genelkurmay Başkanının haberinin olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, “Onları bana, beni onlara karıştırmayın, sizin onları değerlendirecek aklınız var” diye konuştu.
FOTOĞRAF ÇEKTİ
Denktaş Valilik koridorlarında asılı olan Çanakkale Savaşları'na ilişkin fotoğrafları inceleyip, yanında taşıdığı küçük digital fotoğraf makinesiyle fotoğraflarını çekti. Denktaş, duvarda asılı bir fotoğrafı görüntülerken, istememesine rağmen flaş patlayınca, “Makine de dinlemiyor bizi, sadece başkaları değil” diye espri yaptı. Rauf Denktaş Valilik önünde kordonboyunda sergilenen ve Troy filminde kullanılan Truva Atı ile yine Valilik bahçesindeki Atatürk Anıtının fotoğraflarını da çekti.
Vali Orhan Kırlı, kendisini ziyaret eden Denktaş'a Şehitler Abidesi'nin minyatürünü ve Ayvacık yöresinde yapılan el dokuması bir halıyı hediye ederken, Denktaş ise Vali Kırlı’ya Kıbrıs ile ilgili kitaplar hediye etti.