Demokrasi ve özgürlük

Güncelleme Tarihi:

Demokrasi ve özgürlük
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2017 09:30

Geçen hafta üç farklı yerde, üç ayrı şahsiyetin yaptığı üç farklı ama benzer mesajlar içeren konuşmalara tanık olduk.

Haberin Devamı

Demokrasi ve özgürlük
5 yıllık görev süresi önümüzdeki ay dolacak olan ve yeniden aday olmayacağını aylarca önce ilan eden Almanya’nın 11. Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Bellevue Sarayı’ndaki halka açık son konuşmasını yaptı.

Bu aynı zamanda görev döneminin de bir bilançosuydu.
Joachim Gauck, bu görev süresi boyunca demokratik ve istikrarlı Almanya’nın bazı tehlikelerle karşı karşıya olduğunu daha iyi anladığını söyledi.
“Ülkeyi geleceğe dönük olarak güçlendirmek için daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” dedi.
Ama 2012 yılında göreve başladıktan sonra ilk konuşmasında da olduğu gibi “Bu Almanya bizim şimdiye kadar sahip olduğumuz en demokratik Almanya’dır” diyerek demokrasiye daha kararlı bir biçimde sahip çıkılmasını istedi.
Gauck, “Demokrasimizdeki en önemli çizgi eski yerlilerle yeni vatandaşları, Hıristiyanlarla Müslümanları, Musevileri, ateistleri (tanrı tanımazları) ayıran çizgi değildir. En önemli ayıran çizgi demokratlarla demokrat olmayan arasındaki çizgidir. Köken değil, tutum önemlidir” diyerek, son dönemlerde insanları birbirine düşürme girişiminde bulunan ve farklılıkları körükleyen aşırı sağcılar ile sağ popülist kesimlere adeta bir ahlak dersi verdi.
Aynı zamanda da demokrasi dersi...

Haberin Devamı

***
Sonradan Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristi olduğu saptanan Tunus kökenli bir sapığın 19 Aralık 2016 tarihinde başkent Berlin’in göbeğinde Yıkık Kilise olarak bilinen Kayzer Wilhelm Anma Kilisesi etrafında kurulan Noel pazarına çalıntı bir TIR’ı insanların üzerine sürerek 12 kişinin ölümüne ve 40’a yakın kişinin de yaralanmasına yol açan terör saldırısı vesilesiyle tam bir ay sonra Federal Meclis’te bir anma töreni düzenlendi.
Federal Meclis Başbakanı Norbert Lammert, Almanya’da hem din özgürlüğünün hem de
insan haklarının büyük harflerle yazıldığını hatırlattı.
Ülkede yaşayan Müslümanların da girişilen terör saldırılarını açık bir biçimde kınamalarını överken, “Aşırı İslamcılara karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.
“Terör dinsel değil, terör siyasidir” diyen Norbert Lammert, buna karşı yanıtın da siyasi olarak verilmesi gerektiğini söyledi.
Lammert, “Biz İslam’a karşı değil, fanatizme karşı mücadele veriyoruz. Biz dine karşı değil, köktendinciliğe karşı mücadele veriyoruz” dedi.
“Terörün hedefi demokratik toplumu sarsmak, felç etmek ve istikrarsızlığa sürüklemektir. Ama teröristler Almanya’da bu hedeflerine ulaşamadılar” dedi.
Lammert, “Biz kendimize ve demokrasiye olan güvenimizin elimizden alınmasına imkan vermeyeceğiz” diyerek toplumdaki tüm sağduyulu kesimlere demokrasiye kararlı bir biçimde sahip çıkma çağırısında bulundu.
“Biz, teröristlerin yaşam biçimimizi dikte etmelerine izin vermeyeceğiz” diyerek özgürlükçü demokratik sistemin korunmasını istedi.

Haberin Devamı

***
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) iki dönem başkanlık yapan Barack Obama, geçen hafta son kez medya mensuplarının karşısına geçti.
Bu son basın toplantısında Obama’nın, kendisinin yerine koltuğa oturan Donald Trump’tan
çok farklı bir davranış sergilediği gözden kaçmadı.
Donald Trump, kısa bir süre önce düzenlenen basın toplantısında, işine gelmeyen medya mensuplarının soru sormalarına izin vermezken, hatta hakaret ederken, Barack Obama, “Belki yazdıklarınızdan zaman zaman memnun değildim. Ama bu bizim sistemimizin bir parçasıdır” dedi.
Obama; salondaki ve ekran başındaki gazetecilere, televizyonculara, radyoculara işlerini bundan böyle de layıkıyla yapma, politik gelişmeleri takip edip eleştirisel bir biçimde kamuoyunu bilgilendirme çağrısında bulundu.
“Medyanın verilere dayalı eleştirisel çalışmalarını devam ettirmesini umarım” dedi.
“Amerika’nın size ihtiyacı var. Demokrasinin size ihtiyacı var” dedi.
Evet, üç farklı şahsiyetin, 3 ayrı yerdeki üç farklı konudaki konuşmalarının ortak noktası demokrasiydi.
Evet, dünyanın neresinde olursa olsun demokrasi, özgürlük, insan hakları ve düşünceyi ifade özgürlüğü büyük harflerle yazılmalı.
Tabii bunlar yalnız kağıt üzerinde kalmamalı.
Yaşanmalı da.
Yaşatılmalı da.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!