Dayanışma hoşgörü ve sevgi

Güncelleme Tarihi:

Dayanışma hoşgörü ve sevgi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2016 10:02

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Almanya’da da toplumsal barışın korunmasında ve barış içinde birlikte yaşamın sürdürülmesinde ilk etapta politikacılar ile medyaya önemli görevler düşmektedir.

Haberin Devamı

Dayanışma hoşgörü ve sevgi

Berlin’in kalbi Yıkık Kilise önünde kurulan Noel pazarında girişilen ve 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 50’ye yakın kişinin de yaralandığı saldırından sonra Alman politikacıların çoğu ve Alman medyası sağduyulu bir tutum sergiledi.

Başta Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Başbakan Angela Merkel olmak üzere Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de, diğer politikacılar da öfke doluydular.
Ama onlar öfkelerini kalplerine gömüp, açıklamalarında barış içinde birlikte yaşamı, yaşam biçimini taviz vermeden sürdürmeyi, kin ve öfkeden uzak durmayı ön plana çıkardılar.
Dayanışma, hoşgörü ve sevgi çağrısında bulundular.
Alman medyası da öyle.
Kışkırtıcı manşet ve yorumlardan uzak durdular.
Hatta birçok politikacı gibi Alman medyası da, sağ popülist Almanya İçin Alternatif’in (AfD) bu saldırıların Başbakan Angela Merkel’in sığınmacılara ülke kapılarını açmasından kaynaklandığı suçlamalarına tepki gösterdi.
Daha fail veya faillerin kim olduğu veya kimler olduğu bile saptanmadan aynı zamanda hükümet ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Parti (CSU) Genel Başkanı olan Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer’in “Almanya göç ve güvenlik politikasını yeniden gözden geçirmeli” şeklindeki açıklamasına da.

Haberin Devamı

*
Ancak birçok ülkede olduğu gibi Almanya’da da politikacılara güven her geçen yıl azalmaktadır.
Daha önceki yıllarda yapılan kamuoyu yoklamalarında güven bakımından ortalarda yer alan politikacılar, şu anda yüzde 7 ile son sıraya yerleşmiştir.
Yani Almanların sadece yüzde 7’si politikacılara güven duymaktadır.
Hemşirelere güven yüzde 92’yi, doktorlara yüzde 85’i, polise yüzde 79’u bularken, medya mensuplarına güven de yüzde 50’nin altındadır.
Hatta bulvar basını olarak nitelenen gazetelere güven politikacılara güvenle eşdeğerdir.
Yani yüzde 7’dir.
Bunda hiç şüphesiz gereken özen gösterilmeden, araştırmadan yapılan ve yayınlanan haberler etkin rol oynamaktadır.
İstanbul Lisesi’ndeki Noel yasağı haberinden sonra Alman medyasında da bazı haberler yer aldı.
Örneğin, bir bölge gazetesinde, “Almanya’da Müslümanları kırmamak için Noel yortularında Hıristiyan geleneğinden uzaklaşıldığı, Hildesheim’daki bir okul korosunda sığınmacı öğrenciler de bulunduğu için Noel konserinde Hıristiyan unsuru içeren şarkılar söylenmediği” haberi yayınlandı.
Okul yönetimi bu haberi yalanladı.
“Noel şarkılarından feragat edilmemiştir. Haberi yazan muhabir konserlerimizin hiçbirine gelmemiştir. Programda 26 Noel şarkısı vardı. Hepsinde de Hıristiyan unsurlar yer alıyordu” açıklaması yapıldı.
Başka bir yerel gazetede, “Müslüman çocuklar yüzünden çocuk yuvasında Noel kutlamalarından vazgeçildi” içerikli bir haber yer aldı.
Bunun da tamamen uydurma olduğu ortaya çıktı.
Münih Havalimanı’ndaki Noel Pazarı’na da Kış Pazarı denildiği şeklinde haberler de yayınlandı.
Oysa ki, Noel döneminden çok önce açıldığı ve Noel’den sonra da devam edeceği için Noel ve Kış Pazarı adı verildiği de ortaya çıktı.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
İşte bu ve benzer haberler medyaya olan güveni azaltmaktadır.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!