Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, Atina'da yayımlanan Kathimerini gazetesindeki demecinde Türk-Yunan ilişkilerine ve Türkiye'nin AB perspektifine değindi.
"Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin gelişmesi için, Ege sorununun çözülmesinin gerekli olduğunu" ifade eden Davutoğlu, "Ancak bu konuda varılacak bir anlaşma, sadece ortak bir payda temelinde, yani iki ülkenin temel haklarına ve yasal çıkarlarına saygılı olduğunda işleyebilir olacaktır. Bu yüzden, iki ülke arasındaki istikşafi görüşmeler büyük bir hassasiyetle sürdürülmektedir" dedi.
DavutoÄŸlu, istikÅŸafi görüşmelerin son yıllarda dinamiÄŸini yitirdiÄŸini,Âancak Türkiye ve Yunanistan baÅŸbakanları sayesinde geçen Mayıs ayından itibaren görüşmelere yeniden canlandığını belirterek, "Yeniden canlandırılan görüşmelerin ortak hedefe doÄŸru ilerlediÄŸi ve bizleri bir zaman Ege'deki tüm sorunların barışçı yollarla çözülmesine yönelik bir anlaÅŸmaya götüreceÄŸi konusunda iyimserim. Burada belirtmek isterim ki sorunların çözümünde iki ülkenin gönüllü olarak kabulüne dayalı hiçbir yöntemi reddetmiyorum" diye konuÅŸtu.
       Â
MEÄ°S ADASI AKDENÄ°Z'E AÄ°T
DavutoÄŸlu, Türkiye'nin, Meis Adası'nın, Ege ile ilgili bir çözüm paketinin dışında deÄŸerlendirilmesi yönündeki tezleriyle ilgili bir soru üzerine,Â"Türkiye ile Yunanistan arasında sürdürülen istikÅŸafi görüşmelerin Ege ile ilgili olduÄŸunu, Meis Adası'nın ise Akdeniz'e ait olduÄŸunu" söyledi.
"Türkiye'nin, Meis Adası konusunda geçerli hukuki ve siyasi tezleri bulunduÄŸunu" ifade eden DavutoÄŸlu, "Ä°stikÅŸafi görüşmeler, Ege'deki tüm anlaÅŸmazlıklarımızla ilgili bütün konuların incelenmesini hedeflemektedir.ÂDolayısıyla öncelikli olarak Ege'ye odaklanmış durumdayız. Ancak Meis Adası Akdeniz'de yer almaktadır. Meis Adası ile ilgili Türkiye'nin, uluslararası hukuk ve Lahey Adalet Divanı da dahil olmak üzere, uluslararası mahkemeler içtihadı ile uyumlu, geçerli hukuki ve siyasi tezleri bulunmaktadır. Ve biliyoruz ki Türkiye ile Yunanistan DoÄŸu Akdeniz'deki deniz bölgeleri konusunda farklı görüşlere sahip. Ancak coÄŸrafi nedenler ve diÄŸer konulara raÄŸmen, bizler Yunanistan ile olan görüş ayrılıklarını bir an önce çözmek istiyoruz" diye konuÅŸtu.
       Â
SAVAŞ GEMİLERİNİN MASUM GEÇİŞİ
Türk savaÅŸ gemilerinin Ege'den geçiÅŸleriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan DavutoÄŸlu, "Uluslararası hukuka göre her ülkenin olduÄŸu gibi, Türkiye'nin de ticari ve savaÅŸ gemilerinin Ege'de serbestçe seyretme hakkı bulunduÄŸunu" ifade ederek, "Yunanistan'ın bu konudaki itirazlarını anlamakta zorluk çektiÄŸini"Âvurguladı.
DışiÅŸleri Bakanı DavutoÄŸlu, "Yunanistan'da medyanın ve bazı çevrelerin bu geçiÅŸlere itirazlarının, Yunanistan'ın, aÅŸamalı olarak Türkiye'yi Ege'den tamamen koparma tezini benimsediÄŸi izlenimi yarattığını, bunun da Türkiye açısından hayalÂkırıcı olduÄŸunu" belirterek, Yunanistan'ın gerçek niyetinin bu olduÄŸunuÂsanmadığını söyledi.
Her ülkenin olduÄŸu gibi, Türkiye'nin de ticari ve savaÅŸ gemilerinin Ege'de seyretme özgürlüğü bulunduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, "Bu özgürlük, açık denizler için olduÄŸu kadar, karasuları için de geçerlidir. Karasularıyla ilgili olarak, uluslararası hukukta 'masum geçiÅŸ' (zararsız-innocent) ilkesi açıkça belirtilmiÅŸtir ve milli yorumlara yer bırakmamaktadır. Ayrıca belirtmek isterim ki bu geçiÅŸler Yunanistan ya da herhangi bir ülke için tehdit oluÅŸturmamaktadır.ÂBu çerçevede, bir Yunan savaÅŸ gemisi Türk karasularından masum geçiÅŸ yapmış olsa ve kıyıya çok yakından bile geçse biz hiç itiraz etmeyiz. Aksine o gemiyi limanlarımızdan birinde konuk edip, mürettebata bir fincan kahve ikram ederiz"Âdedi.
       Â
GEÇİŞ SERBESTLİĞİ SAVAŞ UÇAKLARI İÇİN DE GEÇERLİ
Ege'de gemiler için olan geçiÅŸ serbestliÄŸinin uçuÅŸlar için de geçerli olduÄŸunu belirten DavutoÄŸlu, "uluslararası hava sahasının milli egemenlik ya da milli hava sahası olarak görülmesinin tamamen yanlış bir yaklaşım olduÄŸunu"Âkaydetti.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Aynı mantığa göre, gemilerin olduğu gibi, Türkiye'nin ya da herhangi başka bir ülkenin savaş uçaklarının da uluslararası hukuk çerçevesinde açık denizlerin üzerindeki hava sahasında uçuş özgürlüğü olması gerekir. Ancak Ege'deki, Akdeniz'deki ya da başka bir yerdeki uluslararası hava sahası milli egemenlik veya milli hava sahası olarak görülüyorsa bu her açıdan tamamen yanlıştır ve Ege'de olduğu gibi sorun yaratacaktır. Yunan kamuoyunun, hava sahasıyla ilgili konuların çözümünde bir fren oluşturan bu yanlış anlayışını aşmamız lazım. Bu çerçevede sorunuza olan cevap, milli hava sahaları uygulamasındaki farklılıklar, FIR hattı kontrol sorumluluğu ve bir noktaya kadar da Ege'de deniz sınırlarının belirlenmesi gibi Ege'de hava sahasıyla ilgili en önemli konularla da doğrudan ilişkilidir. Ben inanıyorum ki Ege'deki tüm konulara toplu bir çözüm bulduğumuzda, iki ülkenin Ege'deki askeri uçuşları dahil olmak üzere, bu gibi sorunların hiçbir anlamı kalmayacaktır."
       Â
TÃœRKÄ°YE'YÄ° TEHDÄ°T OLARAK GÖRMEYÄ°NÂ
Davutoğlu, "Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerindeki barışın yararlarından faydalanmaları gerektiğini, ancak böyle bir şeyin mümkün olması için iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların aşılması gerektiğini" söyledi.
DışiÅŸleri Bakanı DavutoÄŸlu, "Bunu yapmamamız için bir neden görmüyorum.ÂAncak böyle bir ÅŸeyin gerçekleÅŸmesi için her ÅŸeyden önce Türkiye'nin,ÂYunanistan'a bir tehdit oluÅŸturduÄŸu ÅŸeklindeki yanlış intibadan kurtulmak ve tabii ki Ege'deki tüm sorunları çözümlemek gerekir" diye konuÅŸtu.
Sorunlar çözülünceye kadar iki ülke arasında karşılıklı güven artırıcı önlemlerin yapıcı olarak daha da geliÅŸtirilmesinin fayda saÄŸlayacağını, bunun da Ege'deki tüm sorunların çözümü için uygun atmosfer oluÅŸturacağını ifade eden DavutoÄŸlu, "Bu çerçevede Türkiye'nin, özellikle Ege'de askeri faaliyetleri gerçekleÅŸtirme ÅŸekli ve uçuÅŸ güvenliÄŸi konusunda iki ülkenin de siyasi ve hukuki tezlerine zarar vermeden Yunanistan ile birlikte çalışmaya hazır olduÄŸunu"Âkaydetti.
       Â
EGE'DE ORTAK İŞBİRLİĞİNİ GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye ile Yunanistan'ın Ege'de ortaklaşa petrol arama ve yararlanma olasılığıyla ilgili bir soru üzerine, "iki ülkenin enerji konusunda yakın işbirliği içerisinde bulunduğunu ve Türkiye'nin bu işbirliğini daha da güçlendirerek derinleştirmeyi arzu ettiğini" söyledi.
"Türkiye-Yunanistan-İtalya doğalgaz boru hattının Türkiye-Yunanistan bağlantısının inşasının iki ülke arasındaki işbirliğine yeni bir boyut kazandırdığını" belirten Davutoğlu, "Ege'deki enerji kaynaklarının ortak kullanımı konusuna gelince, oluşacak işbirliğinin siyasi ve hukuki koşullarını her iki ülkenin de kabul etmesi ön koşuluyla, bu konuyu Yunanistan ile görüşmeye hazırız" dedi.
Türkiye ile Yunanistan'ın son yıllarda ekonomi ve ticaret alanında da büyük mesafeler kaydettiğini söyleyen Davutoğlu, iki ülke arasında son yıllarda gelişen diyalog ve işbirliğinin en önemli başarılarından birinin bu alanlarda sağlandığını ifade etti.
Davutoğlu şöyle konuştu:
"ÖrneÄŸin, 2000 yılında iki ülke arasında 870 milyon dolar olan ticaret hacmi 10 yıl içerisinde üç kat büyüyerek yaklaşık 3 milyar dolara ulaÅŸtı.ÂYunanistan'ın 2001 yılında 56 milyon dolar civarında bulunan Türkiye'ye olan doÄŸrudan yatırımları ise, 2010 yılına kadar 106 kat büyüyerek 6,5 milyar dolara oldu. Sadece bu veriler, iÅŸ dünyasının oluÅŸan yeni atmosferi ne kadar olumlu algıladığını ve atmosferin deÄŸiÅŸmeyeceÄŸinden ne kadar emin olduÄŸunu gösteriyor.ÂBaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın Atina ziyareti sırasında gerçekleÅŸtirilen Türk-Yunan Ä°ÅŸ Forumu Türk ve Yunanlı iÅŸ adamlarının aralarındaki iÅŸbirliÄŸini daha da derinleÅŸtirme arzularını ortaya koydu. Aramızdaki iÅŸbirliÄŸini her alanda daha da geliÅŸtirmeye hazırız. Yunanistan'da daha çok Türk yatırımları görmek isterdik. Åžu andaki düzey tatmin edici olmaktan çok uzak. Ä°kili ekonomik iliÅŸkiler sadece karşılıklı olarak geliÅŸebilir. Gerekli olan teÅŸvikler Yunan makamları tarafından saÄŸlanırsa, Türk yatırımları muhakkak çoÄŸalacaktır."
       Â
TÃœRKÄ°YE'NÄ°N AB PERSPEKTÄ°FÄ°
Türkiye'nin AB perspektifine değinen Davutoğlu, "bu konudaki müzakerelerin tüm AB ülkelerinin oy birliği ile almış olduğu karar çerçevesinde tam üyelik hedefi doğrultusunda sürdüğünü" belirterek, "oyunun ortasında kural değiştirilemeyeceğini" söyledi.
AB'nin, Türkiye'yi "reddetme kararı aldığı" şeklindeki iddiaların asılsız spekülasyonlar olduğunu ifade eden Davutoğlu, "AB üyesi ülkeler tarafından verilen taahhütlerin hukuki gücü var. Dolayısıyla oyunun ortasında kuralları değiştiremeyiz. Konseyin, Almanya ve Fransa'nın muvafakatiyle almış olduğu kararları hukuki ve ahlaki zorunluluktur" dedi.
DavutoÄŸlu, "AB'nin, geniÅŸleme sürecinin sürdürülmesine ve özellikle Türkiye'nin AB sürecine olan desteÄŸini sürekli tekrarladığını, Birlik üyelerinin de hükümetin, AB üyeliÄŸiyle ilgili stratejik hedefe ulaÅŸma konusundaki güçlüÂkararlılığını çok iyi bildiÄŸini" belirtti ve şöyle dedi:
"Çok az ülkenin dışında, BirliÄŸin diÄŸer üyeleri Türkiye'nin üyeliÄŸini destekliyor. Bununla birlikte, bizim daha çok ilerleme arzumuza raÄŸmen müzakerelerin ritmi, bazı üyelerin ortaya koyduÄŸu siyasi engeller yüzünden AB ile olan çok düzeyli ve çok boyutlu iliÅŸkilerimizle baÄŸdaÅŸmamaktadır. Bu siyasi engeller bu ülkelerin çıkarına deÄŸil. Türkiye'nin üyeliÄŸi ile ilgili müzakereler yapıcı ve ileriye yönelik bir ÅŸekilde ilerlemeli. KüreselleÅŸmiÅŸ bugünün dünyasında güçlü Avrupa'nın güçlenmesine ihtiyaç vardır. Ben ÅŸahsen, Türkiye'nin,ÂAvrupa'nın uluslararası arenada istediÄŸi rolü ve arzu ettiÄŸi ağırlığı üstlenmesine ve AB'nin iç ve dış hedeflere ulaÅŸmasına yardımcı olabilecek olanak ve yeterliliÄŸe sahip olduÄŸundan eminim. Dış politikamızın amaçları Avrupa'nın amaçları ile tam bir uyum içindedir."
       Â
STRATEJÄ°K DERÄ°NLÄ°K
DavutoÄŸlu, Yunanistan'da yayımlandığı günden itibaren büyük ilgi görenÂ"Stratejik Derinlik" isimli kitabıyla ilgili sorular üzerine de Stratejik Derinlik'in, "uluslararası çerçevedeki bir dinamik karşısında Türkiye'nin stratejik konumunu tarif ederek, yeniden deÄŸerlendiren ayrıntılı bilimsel bir çalışma olduÄŸunu" söyledi.
Yeni bir stratejik anlayış oluÅŸması konusunda çaÄŸrı oluÅŸturan kitabın amacının, "Türkiye'nin ve uluslararası sistemin yoÄŸun deÄŸiÅŸiklikler sürecine girdiÄŸi bir dönemde, stratejik bir analiz çerçevesinde, Türkiye için alternatif ve daha gerçekçi bir beklenti oluÅŸturmak" olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, "Hedef,ÂTürkiye'nin bulunduÄŸu stratejik bölgede teorik boyut ile fiili uygulamalar alanı arasındaki baÄŸdaÅŸmaya ve karşılıklı etkileÅŸime dikkati çekmektir.
Stratejik Derinlik ayrıca tarihimize ve coÄŸrafyamıza, gerçek olanaklarının farkına varmaÂniyetiyle yeni bir gözle bakma ve hangilerinin geçmiÅŸte kalabileceÄŸini,Âhangilerinin de doÄŸal sürecine devam edebileceÄŸini gösterme çabasıdır" diyeÂkonuÅŸtu.