Güncelleme Tarihi:
AK Parti'nin iktidara geldiÄŸi 2002 yılından bu yana Türkiye ekonomisinin baÅŸarı ve istikrarla birlikte anıldığını belirten DavutoÄŸlu, bu baÅŸarının, içeride ve dışarıda birçoklarının, "Türkiye'nin uluslararası makroekonomik zorlukların üstesinden gelemeyeceÄŸine" inandığı bir dönemde yakalandığını kaydetti. Â
Davutoğlu, AK Parti iktidarının gerçekleştirdiği yapısal reformlar sonucu Türkiye'nin OECD'de en hızlı büyüyen ekonomi haline geldiğini ifade ederek, 2010-2014 arasında ortalama yüzde 5,4 büyüme sağlandığını, geçen yılki yüzde 4'lük büyümenin birçok yükselen ekonominin iki katından fazla olduğunu belirtti.
"Geçmiş 10 yılda sağlanan başarı daha ileri gitme yönündeki kararlılığımızı azaltmadı" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, bu yıl güçlü iç talep ve AB'deki toparlanmayla yüzde 4,5'lik büyüme hedeflediklerini vurguladı.
DavutoÄŸlu, yapısal reform gündemini uygulayacaklarını ve bunun büyümeyi daha kapsayıcı hale getireceÄŸini, yeni iÅŸ imkanı saÄŸlayacağını ve yaÅŸam standardını yükselteceÄŸini bildirerek, AB üyelik süreci reformlarıyla bu gündemin Türkiye'de sürdürebilir büyümenin koÅŸullarını oluÅŸturacağını kaydetti. Â
Türkiye'nin ekonomik başarı hikayesinin küresel ölçekte değerlendirilmesi gerektiğini de ifade eden Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomik angajmanları her zaman uluslararası ilişkiler yönetiminin merkezine koyduğuna işaret etti.
TÃœRKÄ°YE'NÄ°N SIÄžINMACI KRÄ°ZÄ°NDEKÄ° TUTUMU BENZERSÄ°Z
Davutoğlu, Türkiye'nin AB ile ekonomik entegrasyonu derinleştirmek için adımlar attığına vurgu yaparak, AB ile Gümrük Birliği Anlaşmasını hizmet sektörü, kamu alımları ve tarımı da içerecek biçimde geliştirdiklerini belirtti.
"Tam fonksiyonel bir demokrasi olmadan serbest ekonomi olmaz" ifadesini kullanan Davutoğlu, Türkiye'nin istikrarlı başarısının bu inançla sağlandığını bildirdi.
DavutoÄŸlu, bir tarihçi ve diplomat olarak sadece sözlerin deÄŸiÅŸimi saÄŸlayamayacağını bildiÄŸini aktararak, "Bu nedenle ekonomik büyümeden tüm toplumun yararlanması için çaba harcıyoruz. Bu, hükümetimizin siyasette Türk halkının ihtiyaçlarını yansıtan yeni bir yaklaşım, yeni bir siyasi üslup ve yeni bir diyaloÄŸu arzulamasının bir yansımasıdır" yorumunu yaptı. Â
Türkiye'nin ekonomik büyümesinin kapsayıcı olduÄŸunu vurgulayan DavutoÄŸlu, 2007'den bu yana 7 milyon yeni iÅŸ imkanı oluÅŸturulduÄŸunu, iÅŸ gücü piyasasına katılım ve eÄŸitim oranının önemli ölçüde yükseldiÄŸini belirtti. Â
DavutoÄŸlu, Türkiye'nin kapsayıcı yaklaşımıyla sığınmacı krizinde benzersiz destek saÄŸladığına da deÄŸinerek, Türkiye'nin, BeÅŸar Esad rejiminin barbar katliamından kaçan 2,5 milyon Suriyeliyle dünyada en fazla sığınmacıyı barındıran ülke olduÄŸuna iÅŸaret etti. Â
Türkiye'nin sığınmacı krizindeki tutumunun benzersiz olduğunu kaydeden Davutoğlu, bunun için 8 milyar dolardan fazla para harcandığını, sığınmacılar için en iyi imkanların hazırlandığını, çalışma izni verildiğini, ihtiyaç içinde olanlara destek
olmaya devam edeceklerini bildirdi. Â
BUNLAR HAYATI REDDEDEN NÄ°HÄ°LÄ°STLERDÄ°R
Başbakan Davutoğlu, Sultanahmet Meydanı'nda yaşanan terör saldırısına ilişkin ise "Bu son terör saldırısı, Suriye krizi ve terörizmin küresel yükselişi karşısında koordineli uluslararası tepki verilmesi gerekliliğinin altını çizmiştir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
"DAEÅž ya da sözde Ä°slam Devleti'nin tarihi mabede bu kadar yakın saldırı düzenlemesi kendilerinin dinle ilgilerinin olmadığını göstermektedir. Bunlar ölüme tapan ve hayatı reddeden nihilistlerdir. Bir kez daha altını çizmek isterim ki, terörün ne dini, ne milliyeti ne de deÄŸer yargısı yoktur. Â
Geçen hafta gerçekleÅŸen barbar saldırının kurbanlarının yasını tutarken küresel terörün yayılmasına karşı kolektif kararlılığımız güçlenecektir. Türkiye, sınır ötesinde bu tehdidi yok etmek için her türlü adımı atmaya ve koalisyon ortaklarıyla beraber bu tehditle savaÅŸmaya devam edecektir. Â
Bir neslin potansiyelinin terörün nihilizmiyle heba olma ihtimali bağışlanamaz bir durum olurdu. Bu riski nihai olarak yok etmek, müşterek ve tarihsel sorumluluÄŸumuzdur."Â