Davutoğlu: Hesap vermekten hiç kaçınmadık

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Hesap vermekten hiç kaçınmadık
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2014 11:06

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 6'ncı Büyükelçiler Konferansı için dünyanın dört bir yanından gelen Türk büyükelçilerle Anıtkabir'i ziyaret etti. Davutoğlu konferansta bir konuşma yaptı.

Haberin Devamı

Konuşmanın satır başları şöyle:

Ekonomi, diplomasi, askeri güç önemli. Ama en önemli şey millet iradesidir. Sayın Başbakanımız AK Partinin kuruluşundan itibaren, 3 Y’ye karşı, kampanya savaş ilan ederken, aslında insanlık onuruna aykırı düşen bu 3Y ile milletin ve sistemin yüzleşmesini arzu ediyordu.

DAVUTOĞLU BÜYÜKELÇİLERLE ANITKABİR'İ ZİYARET ETTİ / FOTO HABER

Yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluk. Birer birer üstünde durduğumuzda, güçlü demokrasi insanlık onuruna dayandığı zaman ayakta kalabilir. Bir milletin güç damarları ancak ve ancak o milletin içinden çıkan insanların, o milletin tercihleriyle ülkenin geleceğine dönük politikalar geliştirdiği dönemlerde yaşanabilir.

Nihayet demokrasinin felsefi temeli her bir vatandaşın akli becerileriyle tercih hakkını kabul etmekten geçer. Kimse sahip olduğu konumla, şu veya bu geçmiş dolayısıyla üstünlük edemez. Bu cumhuriyetin ve demokrasinin felsefi temeline ters düşer.

Haberin Devamı

BİZ HESAP VERMEKTEN HİÇ KAÇINMADIK
Seçimlerle iş başına gelmiş milli iradeden kaynaklanmış iktidar ile, bürokrasi arasında karşı karşıya getirme çabası bir devlete çok büyük zarar verir. Bugün vesayet anlayışının sonuna gelinmişse, demokrasimizin olgunlaşmasını gösterir.

Yürütmenin her an hesap verilebilir olması lazım. Hiçbir zaman da kullandığı güç dolayısıyla hesap vermekten kaçınmaması lazım. Bu anlamda da 10 yıl içinde hiçbir zaman hesap vermekten kaçınmadık. Bundan sonra da en yakınlarımız, kimlerle ilgili olursa olsun hesap verme iradesi sürecektir.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı esastır. Yargı bu anlamda yürütmeyle arasına bir mesafe koyarak, objektif şekilde karar vererek, tabi kendi özgür tutumunu sergileyecek. İlişkilerin flulaşması, doğru tanımlanmamış olması hem yürütmede hem yargıda sıkıntılar doğurur.

Ülkenizde demokrasi varsa, insan haklarına saygı en üst düzeye çıktıysa temsiliniz o kadar kolay olur. Rahmetli Turan Güneş’in yaptığı konuşma hala benim zihinlerimizdedir. Biz demokrasimizi güçlendirdikçe uluslararası alanda bize olan saygı daha da artacak.

Haberin Devamı

Eğer vatandaşlar tek tek, ekonomik bakımdan yetersizse zor şartlarda yaşıyorsa onurlarını korumakta zorlaşır. Aynı zamanda devletler içinde. Çok az bilinen bir istatistiği sizinle paylaşmak istiyorum.

Günde 1 doların altında yaşayan yüzde 1-5 arasındaydı. 2012’de bir doların altında kimse kalmadı. İki doların altında yüzde 3-6 arasındaydı. Bugün iki doların altında geliri olan bir kişi kalmadı. Dört doların altında ise 2002’de yüzde 30’du. Bugün bu oran yüzde 2,3’e düştü.

Yine bu sene için çarpıcı bir olayı paylaşmak istiyorum. Devlet onuru da bir devletin kendi imkanlarıyla, kendi ekonomisini finanse edebilmesi, kendi diplomasisini dünyada etkin kılabilmesi mümkün olur.

Haberin Devamı

TÜRKİYE HER TÜRLÜ TESTTEN BAŞARIYLA GEÇTİ
Borç alıyorsanız emir de alırsınız. Kritik bir tarihtir 14 Mayıs 2013. Türkiye IMF ile borç ilişkisini bitirdi. Çok ilginç bir senkronizasyondur. 14 Mayıs 1950’de de ilk demokratik seçimlerle ilk hükümet kurulmuştu. Aldığınız doğrudan borç sıfırlanmışsa ekonomik bağımsızlık o gün başlar. Siyasi bağımsızlık tabi ki sürer. 2002-2003’te 1 milyar dolarlık bir dilim gelecek diye, nasıl bir oynama olacak diye merak ettiğimiz günleri hatırlarım. IMF memuru ne zaman gelecek, kiminle görüşecek diye.

Şimdi IMF memurlarının gelmesine zaten ihtiyaç yok. O kadar kırılgan bir dünya ekonomisi var ki, Türkiye her türlü testten geçti. Başarıyla geçti.
Hiç umutlanmasınlar bu millet güçlü demokrasiyi, dinamik ekonomiyi tattı, duydu, hissetti. Bundan vazgeçeceğine bir an bile düşüneceğini de kimse zihninden dahi geçirmesin.

Haberin Devamı

SURİYE’DE İNSAN ONURUNA SAHİP ÇIKAN ÇÖZÜM
Şu anda 178 vatandaşımızı sağ salim getirdik. Mademki tarih dinamik şekilde akıyor, bizim insanımız da donanmalı, dinamik bir şekilde seyrüsefer halinde olmalı. Büyük risklerle karşı karşıyayız.

10 yıl içinde demokrasi yaygınlaşacaktı, Berlin duvarının yıkılışındaki heyecanı hatırlayın. Ama 21. Yüzyılın ilk 14 yılına baktığımızda tam aksi bir trend görüyoruz. 11 Eylül, Afganistan Irak müdahaleleri, Arap baharıyla devam eden, meydan okumaların meydana çıktığı bir dönem. Böyle dönemde diplomasimizin duruş sahibi olması şart. Nedir bu duruş sahibi diplomasi? Başta kullandığım sihirli kelimeye dönüyorum, insan onuruna saygı.

Haberin Devamı

Berlin Duvarı’nın yakılışından sonra, üç tane önemli olay oldu. Bosna, Ruanda ve Suriye. Buralarda yaşananlar uluslararası sistemin, o acı tecrübeler üzerine inşa edilmiş sistemin zaaflarını da ortaya koydu. Bosna’da bir halk üç yıl sürekli bir etnik kıyıma maruz bırakıldı. BM çok sonra devreye girebildi. Ruanda’da etnik temizlik oldu. ve şimdi Suriye’de insan onuruna sahip çıkmayan hiçbir çözüm geleceği belirleyemez.

GÖNLÜMÜZ HERKESE AÇIK
Son 10 yıl için Türkiye’nin dış politikasında insan onurunun dışına çıkan herhangi bir adım atılmamıştır.

Geçen sene sözde soykırım iddialarına ilişkin yaptığım konuşmaya atıfta bulunacağım. Hiçbir diaspora bizim için tehdit değildir. Gönlümüz herkese açık. Yeter ki insan onuruna ortak paydada geleceği inşa edecek çaba içinde olalım.

Sadece e-vize yoluyla insana duyduğumuz saygının örneklerini verdik. Şu anda Türkiye’ye gelmek isteyen herkes, 2,5 dakikada aldığı e-vizeyle elde edebiliyor. Bir devletin etkinliğini ve insana duyduğu saygıyı gösteren bir husustur.

SIFIR SORUN POLİTİKASI DEVAM EDİYOR
13’üncü faslın açılması için dün Fransa Dışişleri Bakanı Fabius’la konuştuk. NATO ve transatlantik işbirliği konusunda tutumumuz aynı etkinlikte sürecek. ABD ile ilişkilerimiz belki de modern dönemin en kurumsallaşmış ilişkileridir.

Sıfır sorun politikasının ikinci ayağı komşu ülkelerle ilişkilerimiz. Rusya ile dış ticaretimiz son yıllarda neredeyse 10 misli arttı. 2004’ten beri Rusya devlet Başkanlarının Türkiye’yi ziyaret etmediği yıl yok. Bu mu kriz içindeki sıfır sorun politikası.

Yunanistan’la ilişkilerimizde de hatırlatırım bir yere aday olduklarında biz onlara engel oluyorduk, onlar da aynı şekilde bize. Bütün Cumhuriyet döneminde imzalanan anlaşmalardan çok daha fazlasını son iki yıl içinde imzaladık. İki yıl içinde 50 anlaşma imzaladık. Bu mu kriz içindeki sıfır sorun politikası. 90’lı yıllarda kaç devlet bakanı Yunanistan’a gitti ya da oradan geldi. Şimdi ise ziyaretler rutin hale geldi. İran da aynı şekilde.

İSTANBUL BM MERKEZİ OLACAK

İstanbul bir Birleşmiş Milletler merkezi olacak. İstanbul UN Woman ve Nüfus Örgütü İstanbul’da şube açıyor. Önemi olan ülkelerde dış temsilcilikler artmaya başlar. Dünyada en çok temsil edilen 7’nci büyük ülkeyiz. Hedefimiz ilk beşe girmek. Bu yolla 75 milyonun her yerde temsilcisi olacaksınız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!