Güncelleme Tarihi:
DANİMARKA’da yaşayan çifte vatandaş Ekrem Şahin (23), 2009’da kimlik kontrolü sırasında çıkan tartışmada gözaltına alındı. Daha sonra tutuklanan ve Kolding Cezaevi’ne konulan Şahin, tahliyesine altı ay kala başka bir cezaevine nakledilmek istemediği gerekçesiyle gardiyanlar tarafından dövülerek hastanelik edildi. Odense Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan Şahin, 14 Ocak 2011’de yaşamını yitirdi.
Danimarka’da yapılan otopsi sonucunda aileye ‘gizli kalp yetmezliğinden dolayı öldü’ denildi. Buna karşılık aile Türkiye’de de otopsi yapılmasını istedi. Ekrem Şahin’in cenazesi Türkiye’ye gönderildi ancak iç organlarının gönderilmemesinden dolayı otopsi süreci tamamlanamadı.
Danimarka’da ise üç defa soruşturma açılmasına rağmen olaya ilişkin dava sürecine geçilemedi. Danimarka Kraliyet Savcılığı, Şahin’in ‘sakinleştirilmeye çalışılırken talihsizce vefat etmesi’ nedeniyle davaya konu durum olmadığı kanaatiyle dosyayı 2013 yılında kapattı.
AİLESİ HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
Anne Nermin Kalkan tarafından bu yıl yapılan müracaatın ardından YTB devreye girerek, İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın yeniden açılması için talepte bulundu. YTB tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığına sağlanan bilgi ve koordinasyon desteği sonucunda Danimarka makamlarından organlar teslim alındı ve bozulma riskine karşı Türkiye’ye götürüldü.
Aynı gün Adli Tıp Kurumu Başkanlığına teslim edilen organlar işleme alındı. Bu sayede altı yılı aşan süredir yapılamayan otopsi süreci organların getirilmesiyle tamamlanmış olacak.
‘GERÇEĞİ ÖĞRENMEK İSTİYORUZ’
Ekrem Şahin’in organlarıyla Türkiye’ye gelen amca Yusuf Şahin, şunları kaydetti:
“Bize kalp krizi geçirdi’ dediler. Biz gerçeği öğrenmek istiyoruz. Kim suçlu kim suçsuz bilmek istiyoruz. ‘Gerçekten kalbi durarak mı öldü, yoksa başka bir durum mu var?’ Danimarka tarafı bizi yıllardır oyaladı. O günden bu yana neredeyse 7 yıl oldu. Annesinin çabaları sonucunda buraya kadar geldik. İnşallah gerçeği öğreneceğiz. Yurt dışında yaşanan bu tür olaylar bizleri çok üzüyor.”