Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Cumhuriyet’e operasyona sosyal medyadan tepki gösterdi. Schulz, “Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve Cumhuriyet’te çalışan diğer gazetecilerin gözaltına alınması Türkiye’de ifade özgürlüğünde bir kırmızı çizginin daha aşılması. Cumhuriyet sadece bir başka bağımsız gazete değil, ülkedeki en eski seküler gazete, Cumhuriyet’in bir kurumu” ifadelerini kullandı.
İdam cezası tartışmaları, aynı çizgide olmayan belediye başkanlarının tutuklanması ve üniversite görevlilerini atama kararlarına dikkat çeken Schulz, “Türk hükümeti birlikten ziyade kutuplaşma peşinde” dedi. Schulz, “sürmekte olan kitlesel tasfiyenin hukuk ve güvenlik gerekçelerinden çok siyasi değerlendirmelerle yürütüldüğü izlenimi verdiğini” kaydetti.
AİHM’DE DAVA SELİ OLABİLİR
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ise “Cumhuriyet’e yönelik baskının olağanüstü hal kapsamında bile orantılı bir önlem olarak haklı görülebileceği son derece şüpheli” dedi. OHAL’in aşırı kullanılması halinde Türkiye’nin AİHM’de dava seli riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunan Jagland, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Türkiye’de OHAL durumunda bile uygulanmaya devam edildiğini hatırlatmalıyım” ifadelerini kullandı.
AB Komisyonu’nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın sözcüsü Maja Kocijancic, “Özgür, çeşitli ve bağımsız medya her demokratik toplumda esastır” dedi. Cumhuriyet’e operasyon, Almanya’da hükümetinin basın toplantısında da gündeme geldi. Alman hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, Türkiye’deki son gelişmelerden endişe duyduklarını ancak Türkiye’yle diyaloğa devam edeceklerini söyledi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) resmi Twitter hesabından, Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına yönelik gözaltılar çerçevesinde IPI üyesi Kadri Gürsel hakkında da tutuklama emri çıkarıldığını belirten bir tweet atıldı.
SUSTURULMA
ULUSLARARASI Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, Cumhuriyet’e operasyona ilişkin şöyle konuştu: “Türkiye’de geriye kalan tek ana akım muhalif gazetenin yazarları ve çalışanlarının gözaltına alınması, eleştirel tüm seslerin susturulmasına yönelik
devam eden operasyonun bir parçası. Olağanüstü hal yetkilerinin medya kurumlarını kapatmak gibi açık bir şekilde kötüye kullanılması derhal sonlanmalı ve 130’dan fazla gazeteci serbest bırakılmalı.”
İSTANBUL BAROSU: BÖYLE GİTMEZ
İSTANBUL Barosu, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon için, “Bu böyle gitmez” açıklaması yaptı. İstanbul Barosu’nun açıklaması şöyle: “Bu son durum, OHAL’den yararlanmaya çalışan iktidarın, o yolla dikta oluşturma hevesini artık tümüyle açığa çıkarmıştır. Asıl önemlisi, FETÖ soruşturmaları bahanesiyle başlatılan ‘cadı avının’ hangi saiklere yönelik olarak yapılmakta olduğudur. OHAL’in yer, zaman ve kapsamından kopuk olarak ve ondan istifade edilmek suretiyle, muhalefetin sindirilmesi operasyonunun adım adım uygulanmakta olduğu görülmelidir. Bu gidişatın tam anlamıyla, otoriter yapı oluşturmaya yönelik olduğunu tespit ediyoruz. Darbeden kurtulan Türkiye’nin diktaya teslim olmasına seyirci kalmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz. Bu çerçevede, bir hukuk kurumu olarak İstanbul Barosu’nun ifade özgürlüğüne yönelen bu hukuksuzluğun karşısına dikileceği ve meslektaşlarına sahip çıkacağı da bilinmelidir.”
TGC: KARANLIK TABLO
TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Cumhuriyet’e yönelik operasyonu ve gözaltıları protesto etti. TGC’nin açıklamasında şöyle denildi: “Cumhuriyet gazetesine, yöneticilerine, yazarlarına, çalışanlarına yönelik operasyon kabul edilemez. Bu operasyon basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yeni bir darbedir. Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyonu protesto ediyoruz. İktidara yakın olmayan her medya kuruluşunu ‘FETÖ ile bağlantısı var’ diye suçlayarak operasyonlar yapılması kamu vicdanını yaralamaktadır. Başbakan’ın ‘OHAL’i devlete ilan ettik, millete değil’ demesine rağmen çıkarılan kararnameler ile yine medya kuruluşları ve gazeteciler OHAL’in mağduru haline getirilmiştir. Türk basınında her üç gazeteciden birinin işsiz olduğu bir karanlık tablo ortaya çıkmıştır.”
TGS: KARAR SİYASİ
TÜRKİYE Gazeteciler Sendikası (TGS), Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu kınadı. TGS’nin açıklaması şöyle: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklama kararın hukuki değil siyasi olduğunun resmi gibidir. 15 Temmuz darbe girişiminin başarıya ulaşmasını engelleyen en önemli faktörlerden birinin de yapılan gazetecilik faaliyeti olduğu apaçık ortadayken, darbe girişiminin ardından hedefe konan yine gazetecilik oldu. Darbenin kendileri için ‘Allah’ın lütfu’ olduğunu ifade edenlerin, OHAL koşullarını darbe girişimi öncesinde de hedefe koydukları gazetecileri, gazete, televizyon, radyo ve dergileri halka ulaşamaz hale getirmek için bir fırsat olarak gördükleri açıktır.”