Güncelleme Tarihi:
Konferansın moderatörlüğünü ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’da önemli görevler üstlenen diplomat ve Harvard’da öğretim üyeliğini sürdüren Nicholas Burns yaptı. Burns, konferansta yaptığı kısa sunuş konuşmasında okullarına konuk olması için uzun zamandır bekledikleri Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye’deki tüm üst düzey görevlerde bulunduğunu söyledi. Burns, Türkiye’yi son dönemde siyasi, ekonomik ve yumuşak güç olarak öne çıkan “tek ülke” olarak nitelendirerek, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu başarının önemli aktörlerinden olduğunu vurguladı.
İKİ DÜNYA SAVAŞI PERSPEKTİFİNDE ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Cumhurbaşkanı Gül, konferansta yaptığı konuşmada, bir ay sonra Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcının yıl dönümü olacağını kaydederek, bu savaşın çok yıkıcı etkileri olduğunu ve İkinci Dünya Savaşı’na da yol açtığını kaydetti. Birinci Dünya Savaşı’nın gelecek nesiller için önemli dersler içerdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu derslerden en önemlisinin “uluslararası ilişkiler” olduğunu belirterek, diyalog, diplomasi ve uzlaşmanın en önemli argümanlar olarak öne çıktığını söyledi. Konuşmasında, daha demokratik bir ortam, özgür basın ve sivil toplumun, savaşların ve çatışmaların engellenmesindeki önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, istikrar ve sürdürülebilir kalkınma için Türkiye ve bölgede uluslararası normlar ve hukukun üstünlüğünün büyük önem taşıdığını söyledi.
'İSRAİL VE FİLİSTİN ARASINDA KAPSAMLI ÇÖZÜMÜN SAĞLANMASINI UMUYORUZ'
Cumhurbaşkanı Gül, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin Orta Doğu barış sürecini yeniden canlandırmasını geçen yılın çok önemli gelişmeleri arasında değerlendirdiğini ifade ederek, tarafların doğrudan diyaloğa geçmesinin bu konuda umut verici gelişme olduğunu kaydetti. Müzakerelerde son dönemde yaşanan sorunlara rağmen, İsrail ve Filistin arasındaki kapsamlı çözümün sağlanmasını umduklarını da dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında Arap Baharı odaklı gelişmelere de değindi ve bölgedeki ülkelerden Tunus’taki gelişmelerin ümit verici olduğunu ve ülkede uzlaşma ile anayasanın kabul edildiğini aktardı.
'İRAN İLE SÜRDÜRÜLEN NÜKLEER MÜZAKERELER BÜYÜK BİR FIRSAT'
Konuşmasında, İran ile sürdürülen nükleer müzakereleri de “büyük bir fırsat” olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, bu sürecin taraflara görüşlerini ifade etmekte ve ileriye yönelik çözüm konusunda sağlam bir zemin hazırladığını kaydederek, “Bizim bu konudaki görüşlerimiz açıktır. Biz Orta Doğu ve bütün dünyanın nükleer silahlardan arındırılmış olmasını arzuluyoruz” diye konuştu.
'MISIR’IN NORMALLEŞEREK DEMOKRASİYE DÖNMESİNİ İSTİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında Mısır’daki gelişmelere de değinerek, “Mısır özgür parlamento ve başkanlık seçimini başarmıştı, ancak askeri darbe, ülkedeki demokratikleşme sürecini kesintiye uğrattı. Ben kişisel olarak Mısır’ın normalleşerek demokrasiye dönmesini ve kapsamlı siyasi diyalog kurularak tüm meşru siyasi aktörlerin bu süreçte yer almasını istiyorum” dedi. Bu kapsamda siyasi tutukluların serbest bırakılmasının diyaloğa katkı sağlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, Mısır’ın uzun dönemli istikrarı ve sürdürülebilir kalkınması için dünya ile entegre olması gerektiğini, bunun da evrensel değerlerin yüceltilmesi, hukukun üstünlüğü ve serbest piyasa ekonomisi aracılığı ile olabileceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Mısır’ı kısır döngüye sokacak eski diktatörlük dönemi yönetimi uygulamalarına karşı da uyardı.
'SURİYE’DE BÜYÜYEN BÖLGESEL GÜVENLİK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ISRARCI OLMALIYIZ'
Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’de dördüncü yılına giren iç savaşa ilişkin olarak da, uluslararası toplumun bu sorunun çözümünde aciz kalmasını eleştirerek, BM Güvenlik Konseyi’nde çözüm için adım atılamaması nedeniyle üzüntü duyduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, “Biz, Suriye’de her geçen gün büyüyen bölgesel güvenlik sorununun çözümü ve insanların acılarının dindirilmesi için, güçlü, kararlı ve koordineli bir eylem için ısrarcı olmalıyız” dedi.