CSU’dan yine aynı türkü

Güncelleme Tarihi:

CSU’dan yine aynı türkü
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2016 10:21

ALMANYA’nın yalnız Bavyera Eyaleti’nde seçimlere giren, ancak Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) kardeş parti konumunda olduğu için yıllardır ülkenin politikasında söz sahibi olan Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), son dönemlerde yine kafayı İslam ve Müslümanlara taktı.

Haberin Devamı

CSU, aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel’in sığınmacı politikasını yerden yere vururken, Hıristiyan sığınmacılara öncelik tanınmasını gündeme getirdi.

CSU’dan yine aynı türkü

Yani bir yerde “Biz Müslüman sığınmacı istemiyoruz” dedi.
Aslında bu CSU için hiç de yeni bir şey değildir.
Dönemin CSU’lu Bavyera Eyalet Başbakanı Edmund Stoiber, Bild gazetesine verdiği demecinde “Hıristiyanlığı İslam’dan farklı kılan şey, bizim hoşgörüsüzlüğü reddetmemiz, din özgürlüğüne evet dememiz, kadın ve erkek eşitliğini savunmamız ve zoraki evliliğe kesinlikle karşı çıkmamızdır” diyerek İslam karşıtı bir tutum sergilemişti.
Hem de bundan tam 10 yıl önce, 7 Eylül 2006’da.
Stoiber’den kısa bir süre sonra dönemin Bavyera Avrupa Bakanı Markus Söder de Welt am Sonntag gazetesine verdiği demecinde, “Bizim için Hıristiyan insanlık anlayışı ön plandadır. CSU, Müslümanların da içinde yer aldığı bir hareket olduğu intibaı yaratmamalıdır. Biz CSU’yuz (Hıristiyan Sosyal Birlik), Müslüman Sosyal Birlik (MSU) değil” diyerek Müslümanlara kapıların açılmasına karşı çıkmıştı.
Hem de bundan yaklaşık 9 yıl önce, 8 Aralık 2007 tarihinde.

Haberin Devamı

***
Dönemin Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff, iki Almanya’nın birleşmesinin 20’nci yıldönümü vesilesiyle 3 Ekim 2010 tarihinde yaptığı konuşmasında, “Şüphesiz Hıristiyanlık Almanya’ya aittir. Şüphesiz Musevilik Almanya’ya aittir. Bu bizim Hıristiyan-Musevi tarihimizdir. Ama artık İslam da Almanya’ya aittir” demesi, özellikle CSU’lu politikacıları küplere bindirmişti.
CSU’lu politikacılardan “Nasıl olur da bir Alman Cumhurbaşkanı böyle konuşur? Böyle bir şey kabul edilemez” diyerek adeta ateş püskürmüşlerdi.
“Bu ülkede yaşayan Müslümanlar Almanya’ya aittir ama İslam değil” diyerek kendilerinin bile inandırıcı bulmadığı bir tutum sergilemişlerdi.
Bunların başında da dönemin Bavyera Eyalet Başbakanı Edmund Stoiber geliyordu.
Kendisinin yerine geçen Horst Seehofer de paralel bir yaklaşım sergiledi.
Seehofer, farklı kültür çevrelerinden gelenlerin Almanya’ya uyum sağlamalarının çok zor olduğunu ileri sürerek, çok açık bir biçimde, kalifiye elaman da olsa, özellikle Türkler ile Araplara göç yolunun kapatılmasını önerdi.
“Türklerin ve Arapların bu ülkeye göç yoluyla gelmelerine izin verilmemeli” dedi.

Haberin Devamı

***
Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer de, diğer CSU’lular da İslam karşıtı tutumlarını son dönemlerde daha açık bir biçimde telaffuz etmeye başladılar.
Yani yine aynı türküyü söylemeye başladılar.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AFD) ile yarış edermişçesine “Müslüman sığınmacı istemiyoruz” diye açıklamalarda bulundular.
Her şeyden önce böyle bir yaklaşım Alman Anayasası’nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Bunu CSU’lu politikacılar da bal gibi bilmektedirler.
Kaldı ki, böyle bir yaklaşım Hıristiyanlıkla da bağdaşmamaktadır.
Diğer dinlerde olduğu gibi Hıristiyanlıkta da yardıma muhtaç insanların ellerinden tutmak esastır.
Hayatta kalabilmek için savaştan kaçan insanlara “Siz Hıristiyan değilsiniz, Müslümansınız” diyerek kapıları kapatmanın Hıristiyanlıkta da yeri yoktur.
Nitekim Kaltolik aleminin ruhani lideri Papa Françesko bunu çok açık bir biçimde telaffuz etmiştir.
CSU’lu politikacılar popülist bir yaklaşım sergilemek yerine Papa’nın bu sözlerine kulak verseler daha iyi olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!