Güncelleme Tarihi:
Independent gazetesi baş sayfa manşetine taşıdığı bilim editörü Steve Connor imzalı özel habere göre, bu uygulama İngiltere’de farklı etnik gruplar arasında da yaygınlaşıyor.
Independent bu iddiasını, nüfus sayımlarında özellikle kız ve erkek çocuk oranları arasındaki farkın giderek açıldığını gösteren verilere dayandırıyor.
Gazetenin araştırması, İngiltere’deki göçmen ailelere ve en iki çocuk sahibi ailelere yoğunlaşıyor.
İngiltere ve Galler’de 2011 yıllarında yapılan nüfus sayımları verilerini inceleyen gazete, yaklaşık yarı yarıya olan kız ve erkek çocuk nüfus oranlarının bazı göçmen gruplar arasında değiştiğini ve sayıları bin 400 ila 4 bin 700 arasında değişen kız çocuklarının “nüfus sayımlarında yok olduğunu” yazıyor.
Hükümet geçen yılki araştırmasında cinsiyet ayrımı temelinde yapılan kürtajların İngiltere’de yaşayanlar arasında da yaygınlaştığına ilişkin bir kanıta ulaşamamış, bu uygulamanın daha ziyade yabancı bir ülkede doğanlar arasında yaygın olduğu kanısına varmıştı.
Nüfus oranlarındaki farkın ‘yalnızca cinsiyet ayrımcı kürtaj’ uygulamasıyla açıklanabileceğini belirten gazete, bulguların ‘hamile kadınların gebeliklerinin 13’üncü haftasında ultrason yöntemiyle bebeklerinin kimliklerini öğrenmelerine yasal yollarla izin verilip verilmemesi gerektiği’ tartışmasını alevlendireceği görüşünde.
Kimi uzmanlar da cinsiyet temelli kürtajın önlenebilmesi için, bebeğin cinsiyetinin hamileliğin son dönemlerinde açıklanmasını savunuyor.
'Eğitimli kadınlar da erkek çocuk istiyor'
Gazete İngiltere’deki verileri şöyle aktarıyor:
“İngiltere ve Galler’de 2011’de yapılan 190 bin kürtajın yüzde 10’u gebeliğin 13’üncü haftasında yani ceninin cinsel organlarının ultrason taramalarıyla görünür hale gelmesinden sonra gerçekleşti.”
Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Hindistan doğumlu ekonomist Amartya Sen, 25 yıl önce dünyada on milyonlarca kadının ‘kaybolduğu’ uyarısında bulunmuş ve cinsiyet temelli kürtajın ‘cinsiyet ayrımcılığının yeni bir şekli’ olduğunu ifade etmişti. Gazete için ayrı bir analiz kaleme alan Sen de “eğitimli kadınların, kız çocukların dışlanması eğilimini göstermediklerini fakat yine de eğitimsiz kadınlar kadar çok erkek çocuk sahibi olmak istediklerini” söylüyor.
Independent gazetesi bu uygulamanın İngiltere’de yapılıp yapılmadığını anlamak için İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu’ndan elde ettiği 2011 verilerine yoğunlaştı ve ilk çocukları kız olan ailelerin ikinci çocuklarının erkek olma olasılığını inceledi ve araştırmayı şöyle özetledi:
“Bazı birinci kuşak göçmenler arasındaki iki çocuklu ailelerde, ilk çocuğun kız olmasının, ikinci çocuğun erkek olma şansını belirgin oranda artırdığını gördük. Bu cinsiyet oranlarındaki fark, doğal yollarla gerçekleşmesi mümkün olmayan bir dengesizlik.”
Gazete araştırmalarını istatistik uzmanlarına da sormuş ve bunun ancak iki yolla açıklanabileceği cevabını almış: “Ya cinsiyet temelli ayrımcılık ya da kadınların erkek çocuk sahibi olana kadar doğurmaları.”
İngiltere'de mi, başka ülke de mi?
Imperial College London Üniversitesi istatistik bölümünden Christoforos Anagnostopulos’a göre, ikinci seçecek cinsiyet oranlarındaki farkı açıklamaya yardımcı olabilir fakat Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’da doğan anneler için geçerli olmayabilir.
Anagnostopulos, “Daha iyi bir teorinin var olmadığı durumda, bu bulgular cinsiyet ayrımcılığı temelli kürtaj yapıldığının kanıtı olarak yorumlanabilir” diyor.
Anagnostopulos, istatiksel verilerden yola çıkarak cinsiyet temelli kürtajın Hindistan ve Nepal doğumlu fakat İngiltere ve Galler’de yaşayan kadınlar arasında yaşanıyor olabileceğini ancak bunun kanıtlanabilmesi için yeterli verilere sahip olmadıklarını ekliyor.
Independent gazetesi araştırmaları şöyle yorumluyor:
“Verilerin açıklamadığı şey, çiftlerin kendi ülkelerine dönüp mü cinsiyet temelli kürtaj yaptıkları yoksa İngiltere’de yasadışı yollarla mı yaptıkları sorusu.”
Kraliyet Kadın Doğum ve Jinekoloji Üniversitesi eski rektörü Sri Lanka doğumlu jinekolog Sabaratnam Arulkumaran gazeteye yaptığı açıklamada, İngiltere’de yapılan çoğu kürtajın, çocuğun cinsiyetinin belirlendiği 13 haftalık dönemden önce gerçekleştiği için bulguları açıklamakta zorlandığını söylüyor:
“Eğer böyle bir bulgu elde edildiyse buna şaşırırım… Verilere karşı çıkamam ama asıl soru ‘Bunun nasıl gerçekleştiği’”
Independent gazetesi haberini, İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın cinsiyet temelli kürtaja ilişkin şu açıklamasıyla sonlandırıyor:
“Cinsiyet seçimine dayalı kürtaj yasalara aykırıdır ve kesinlikle kabul edilemez.”