Çin’e ağır suçlama

İsrailli NSO Group’un Pegasus adlı casus yazılımla 50 binden fazla cep telefonunu izlediğine dair skandalın patlak vermesinin ardından bir siber güvenlik krizi de ABD ve Çin arasında yaşanıyor. Washington yönetimi, mart ayında e-posta servisi Microsoft Exchange’i hedef alan siber saldırılardan Pekin’i sorumlu tuttu. Daha önce Rusya’yı siber saldırıların arkasında olmakla suçlayan ABD, böylece ilk kez Çin’i de bilgisayar korsanlarıyla birlikte çalışmakla itham etmiş oldu. Biden yönetimi ayrıca, 2011-2018 arasında hükümet, üniversite ve özel şirketlere yönelik onlarca siber saldırıdan da Çin’i sorumlu tuttu.

MICROSOFT HEDEF

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Microsoft şirketinin geçen mart ayında siber saldırılar hakkında Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı’nı işaret ettiği ve Çin hükümetinin çoğunlukla özel sektörü hedef almak üzere dünya çapında on binlerce bilgisayarı hacklemek (yetkisiz erişim) için suç gruplarını istihdam ettiği kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de yaptığı yazılı açıklamada, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı’nın, hem devlet destekli faaliyetler yürüten hem de kendi finansal kazançları için siber saldırılar gerçekleştiren sözleşmeli bilgisayar korsanlığı sistemini teşvik ettiğini kaydetti. Blinken, “Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı’ndan maaş alan bu sözleşmeli korsanlar, çalınan fikri mülkiyetler, fidye ödemeleri ve siber güvenlik azaltma çabalarıyla hükümetlere ve işletmelere milyarlarca dolara mal oldu” dedi.

ABD’nin suçlamalarına NATO dahil birçok Batılı müttefik katıldıklarını bildirdi. NATO, “Kanada, İngiltere ve ABD gibi müttefiklerin Microsoft Exchange sunucusunun ele geçirilmesinin sorumluluğunu Çin’e atfeden açıklamalarını onaylıyoruz” şeklinde bir açıklama yaparak Pekin yönetimini kınarken, Avrupa Birliği de Çin’i “topraklarından girişilen art niyetli siber faaliyetlere karşı harekete geçmeye” davet etti. İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ise Çin merkezli siber saldırılar için “Düşüncesizce fakat aynı zamanda tanıdık bir davranış kalıbı” yorumunu yaptı.

DÖRT TUTUKLAMA

ABD Adalet Bakanlığı, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı ile çalıştığı belirlenen Çin vatandaşı 4 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Sanıkların; şirketler, üniversiteler ve devlet kurumlarına ait bilgisayar sistemlerini hedef alan bir korsanlık girişiminin içinde yer aldığı, ilgili kurumlardan ticari sırları ve bilgileri çalmakla suçlandığı kaydedildi.

PEKİN’DEN YALANLAMA

Diğer taraftan Pekin, iddiaların “uydurulmuş” bir karalama kampanyası olduğunu savunuyor. Çin hükümet sözcüsü Zhao Lijian, suçlamaların motivasyonunun politik olduğunu söyleyerek, bunu asla kabul etmeyeceklerini kaydetti. Lijian, “Çin, her türlü siber saldırıya şiddetle karşı çıkıyor ve bunları desteklemeyecek ya da teşvik etmeyecek. Bir kez daha ABD’yi çamur atmaktan vazgeçmeye ve konuya ilişkin sözde soruşturmayı durdurmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

‘HAFNİUM’ ADLI GRUP

Microsoft’a yönelik mart ayındaki saldırıdan dünya çapında 30 bin organizasyon etkilendi. ‘Hafnium’ adlı Çinli grup, Microsoft Exchange’de ocak ayında keşfettikleri bir güvenlik açığını kullanarak sisteme sızmaya başladılar. Ağırlıklı olarak savunma sanayine iş yapan şirketler, üniversiteler ve düşünce kuruluşlarının hedef alınması fikri mülkiyet hırsızlığı endişelerine neden oldu. Saldırıların yoğunluğu şubatta artarken, Hafnium’un, Microsoft’un sorunu düzeltmeden, en fazla veriyi çalabilmek için yöntemlerini diğer gruplarla paylaştığına inanılıyor. Microsoft, 2 Mart’ta sorunu kamuoyuna duyurmuş ve düzeltmek için güncelleme sunmuştu.

FAS HÜKÜMETİ MACRON’U DİNLEMİŞ

‘Casus yazılım Pegasus’ skandalı Fransa ve Fas arasında gerginliğe yol açtı. Fransız Le Monde gazetesi, Fas’ta istihbarat servisinin Pegasus’u kullanarak aralarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da bulunduğu hükümet mensuplarının telefonlarına eriştiğini yazdı. Macron’un hedef alınan telefonu cumhurbaşkanı seçildiği 2017’den beri kullandığı belirtilirken Fransa hükümetinden konuyu soruşturacakları açıklaması geldi. 17 medya organizasyonu, İsrailli NSO teknoloji şirketinin geliştirdiği Pegasus’un 50 binden fazla insanı telefonları üzerinden takip etmek için kullanıldığını ortaya çıkarmıştı. Le Monde’un 30 Fransız gazetecinin yine Fas güvenlik servisleri tarafından Pegasus’la hedef alındığını yazmasının ardından Fransız savcılığı iddialara ilişkin ‘kişisel gizliliğin ihlali’ ve ‘kişisel elektronik cihazlara yasa dışı erişim’ gibi 10 farklı suçlamayla soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.
Öte yandan Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, NSO şirketi ve iştiraklerinin Lüksemburg’da bulunduğunu ve şirketin yöneticilerine “insan haklarına gereken dikkati göstermeleri” konusunda bir mektup yazacağını açıkladı.