Çin bu krizin neresinde?
Güncelleme Tarihi:
Çin, Batı karşıtı ittifakı sağlam tutmakla ekonomik çıkarlarını korumak arasında denge bulmaya çalışıyor. Pekin yönetimi, savaştan ABD ve NATO’yu sorumlu tutuyor.
İŞGALİN başlamasından sadece 20 gün önce, 4 Şubat’ta Vladimir Putin, Pekin Kış Olimpiyatları açılışı için Çin’e gitti. O gün Şi Cinping ve Putin, NATO’ya karşı duruştan Tayvan meselesine her alanda birbirlerini “sınırsızca” destekleme sözü verdiler.
KAYGI ARTIYOR
O tarihte 100 bin Rus askeri halihazırda Ukrayna sınırında konuşluydu. Bu ziyaret, iki liderin savaşı daha başlamadan aralarında konuştuğu yorumlarına neden oldu. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali Pekin’i de tedirgin ediyor ve savaş uzadıkça dünyanın en büyük ekonomisinin duyduğu rahatsızlık artıyor. Rusya’nın aksine Çin’in küresel finans sistemi ve uluslararası şirketlerle çok derin bağları var. Savaşın uzaması halinde yaptırımlara ortak olması yönünde baskının artmasından endişe ediyor. Pekin, tarafları masaya çekmeye çalıştığı görüntüsünü verirken AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de “Biri arabulucu olacaksa bu ancak Çin olabilir” diyerek Şi’nin rolüne vurgu yaptı.
BATI KARŞITI DENGE
BM Genel Kurulu’nda Rusya’nın kınanmasına dair oylamada çekimser kalan Pekin, işgalin başından beri denge politikası tutturmaya çalışıyor. ABD ile her alanda rekabet halinde olan Çin’in, güç dengesini koruyabilmek için Rusya’ya ihtiyacı var. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, dün de Rusya’yı Pekin’in ‘en önemli stratejik ortağı’ diye nitelerken Ukrayna savaşını kınamama tutumunu sürdürdü. İki ülke halkının dostluğunun ‘kaya gibi sağlam’ olduğunu belirten Wang, işbirliğini devam ettirecekleri mesajını verdi.
PEKİN MEDYASI NASIL VERİYOR
İngilizce veya Çince yayın yapan devlet medyasında manşetler devam eden Paralimpik Oyunları ve Ulusal Halk Kongresi’ne ayrılmış durumda. Daha ufak görülen savaşı ise “baruta ateşle yaklaşan” NATO’nun başlattığı söyleniyor.
Ukrayna haberlerinde “işgal” yerine Rusya’nın söylemine paralel “özel askeri operasyon” ifadesi kullanılıyor.
Haberlerde müzakere süreci ile liderlerin telefon trafiği öne çıkarılıyor. Yaptırımlar, ABD’nin Avrupa-Rusya ilişkisini keserek “rekabet avantajı” elde etmek istediği şeklinde haberleştiriliyor. Savaş karşıtı protestolara ise hiç yer yok.