Güncelleme Tarihi:
Moskova'da, Avrupa Konseyi ile Rusya Federasyonu Adalet ve İçişleri Bakanlıkları tarafından düzenlenen Avrupa Ülkeleri Arasında Ceza Hukuku Alanında İşbirliğini Artırma konulu konferansa katılan Bakan Çiçek, soruları yanıtladı.
Çiçek, AB Komisyonunun ilerleme raporunda Kıbrıs ile ilgili süre verilmesi konusunda, "Kıbrıs konusunda Ada'da kalıcı bir barışın tesisi için hem KKTC, hem de biz devlet olarak üzerimize düşeni yaptığımız kanaatindeyiz" dedi.
Bu konuda Türkiye'ye haksızlık yapıldığını ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet Kopenhag kriterleri falan, bunlar hepsi önemli değerlerdir. Önemli kriterlerdir. Ama verilen sözde de durulması gerekmektedir. AB Kıbrıs konusunda verdiği sözde durmamıştır. Bunu kimse göz ardı edemez. Eğer bir şey yapılacaksa bir adım atılacaksa bunun eşzamanlı ve birlikte yapılması gerekir. Bu da en kararlı bir şekilde, hem sayın Başbakan, hem de sayın Dışişleri Bakanı tarafından müteakip defalar açıklanmıştır. Aynı noktada duruyoruz. Adım atması gereken biz değiliz, onlardır."
"ZİK ZAK YAPAN TÜRKİYE DEĞİL, AB'DİR"
Bu konuda karşı tarafın adım atmaması halinde ne olacağı sorusu üzerine Bakan Çiçek şunları kaydetti:
"Gelmezse gelmez. Neticede bu karşılıklı adım atılması gereken bir konudur. 24 Nisan 2004'te, (Kıbrıs) Türk tarafı ve Türkiye, BM'nin ortaya koyduğu çözüme en zor şartlarda gerekli katkıyı vererek, en önemli adımı atmışlardır. Şimdi adım atma sırası onlardadır. Biz onu bekliyoruz. Kaldı ki Kıbrıs geçmişte de AB'ye girişin de ön şartı filan değildir. Dolayısıyla burada zik zak yapan Türkiye değil, AB'dir. Herhalde oturup onu değerlendireceklerdir. Bu ikisi birbirinden farklıdır."
"YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVSİMLİK DEĞİL"
Bakan Çiçek, ilerleme raporunda Türkiye'de yolsuzlukla ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine de "Ayrı ayrı konulara geldiğimizde, her konuda Türkiye'nin yaptığı var. Yapmakta olduğu işler var. Söyleyecekleri var. Bu raporun bir kısım değerlendirmelerine bizim itirazlarımız var" dedi. Bu değerlendirmelerin "çok doğru" olmadığını kaydeden Çiçek, şunları söyledi:
"Bir kısım konularda, Türkiye'nin son 4 seneden beri yaptığı çalışmalar, çabalar çok açık ortada. Bunlar belli bölümleri itibariyle kayıtlarda da var. Geriye dönük gazete arşivleri karıştırılırsa 4 seneden beri bir şey söylüyorum; Yolsuzlukla mücadele mevsimlik mücadele değil. 3 ay, 4 ay yapacaksınız, ondan sonra bu bitti tarzında bir sonuca varmak, kısa sürede varmak mümkün değil. Çünkü bunun çok değişik sebepleri var. Çünkü göreve geldiği günden beri de hükümet olarak bununla mücadelede ediyoruz."
Hükümetin bu konuda sayısız yasal düzenleme yaptığını ve birçok olayı ortaya çıkardığını ifade eden Çiçek, "Ama bunun bir kararlılıkla devam etmesi gerekiyor. Yani, AB ilerleme raporunda bunun zikredilmiş olması bende bir alınganlık nedeni olmaz" dedi.
"YASALARIN TEK GECEDE NETİCE VERMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Yapılan çalışmaların görmezden gelinmemesi gerektiğini belirten Çiçek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bunun bir kısmı yasal sebeplerden, bir kısmı eğitimden, bir kısmı eğitim yetersizliğinden, bir kısmı da geriye dönük çıkarılmış olan hakların zaman aşımından kaynaklanıyor. Ceza hukuku alanındaki tedbirlerin yeteri kadar caydırıcı olmamasından kaynaklanıyor. Yürürlüğe koyduğumuz ceza kanunlarıyla bu konuda önemli düzenlemeler yaptık. Hatta 5020 sayılı özel bir yasa çıkardık. Bilhassa bankacılık suçlarıyla ilgili olarak, İstanbul'da ayrı bir mahkeme kurduk. Ağır ceza mahkemelerinden bir tanesi bu suçlara bakıyor. Mahkemeler de ihtisaslaşma büyük ölçüde gerçekleştirildi. Tüm bunlara baktığımızda, Türkiye yasal olarak ve kurumsal olarak önemli düzenlemeleri yaptı. Ancak böylesine kapsamlı, derinliği olan konuların bir tek gecede, bir tek yasayla hemencecik netice vermesi mümkün değil."
Yolsuzlukla mücadelenin devamlı bir mücadele olduğunu vurgulayan Çiçek, devlet hizmetlerinin daha şeffaf hale getirilmesi gerektiğini ve kendilerinin de bunun için çaba harcadıklarını belirtti.
"YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE VATANDAŞ DA YARDIMCI OLMALI"
Kamu ihalelerinin "daha şeffaf ve daha aleni" hale getirilmesi gerektiğini ve bu konuda birçok tedbir alındığını ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Bu tedbirler alınmaya devam ediyor. Vatandaşlarımızın da yolsuzlukla mücadelede yardımcı olması gerekir. Maalesef, Türkiye'de batıdan farklı olan, eksiklik şu: Vatandaş bu konuda yardımcı olmuyor. Çok söyledim. 4 seneden beri (gelin kamu görevlilerine rüşvet vereceğinize bunu devlete ihbar edin. Devlete bilgi verin, vatandaşlık görevinizi yapın, suçüstü yapalım) dedim. 4 seneden beri bunu en az 50 defa tekrarladım ama bugüne kadar da bir vatandaşımız bile bu konuda yardımcı olmadı. Onun için de sadece yasal düzenlemeler veya belli kamu görevlilerinin çabaları yetmiyor. Vatandaşın da görevi yerine getirmesi lazım."
"REFORMLAR YAVAŞLAMADI"
Bakan Çiçek, bir başka soru üzerine, ilerleme raporunda AB reformlarının yavaşladığına dair görüşün doğru olmadığını belirterek, "Bu doğru değil. Bunu hep ifade etmeye çalıştık. AB ile ilgili olarak geriye dönük son 4-5 yılda, bizden önceki hükümetin de bu konudaki çalışmalarını dikkate alarak değerlendirme yaptığımızda, AB binasının evvela kaba inşaatını yaptık" dedi.
Kaba inşaatın dışarıdan bakınca rahat görüldüğünü ancak kaba inşaatın ortadan çıkmasında asıl çalışmaların içeride yapıldığını söyleyen Çiçek, "Yanından geçen insan, dışarıda çalışma görmediği için içeride sanki çalışma yapılmıyormuş gibi bir düşünceye kapılır. İşte geldiğimiz nokta biraz budur" diye konuştu.
Şu ana kadar geçirilen uyum paketleriyle "kaba inşaat" işini tamamladıklarını ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Şimdi içeride yapılan çalışmalar var. Bunlar hem yasaların uygulanmasına yönelik çalışmalardır, hem de uyum paketlerinden ziyade, AB müktesebatıyla ilgili düzenlemeleri temel yasalar içerisine koyuyoruz. Halbuki işin reklam kısmı oluverse bunların her birini ayrı ayrı paket ya da ayrı ayrı yasa olarak göndermek lazım."
Çiçek, TBMM Adalet Komisyonu'nda geçen çarşamba Türk Ticaret Kanunu'nun nasıl görüşüleceğiyle ilgili bir ön görüşme yapıldığını belirterek, "Şimdi 1534 maddelik bir Türk Ticaret Kanunu (TTK) var. 7 yıllık bir çalışma var. Eğer TTK çıkmış olsaydı müzakere ettiğimiz birçok başlıktaki 14 temel metin bu kanunla beraber çıkmış olacaktı. Yani siz envanterde reform adına yasa tasarısını çoğaltmak istiyorsanız, bu 14 tasarıyı ayrı ayrı göndermeniz lazım" diye konuştu.
Kanunun tekniği açısından ve tasarıların bağlantıları itibariyle en uygun şekilde düzenleneceği alanın TTK olduğunu düşündüklerini ifade eden Çiçek, "14 temel metin bu kanun içerisinde yer almıştır. Dolasıyla, TTK çıkmış olursa hem serbest piyasa ekonomisi anlayışına uygun modern ve çağdaş ticaret kanunu yasalaşmış olacak, hem de AB müktesebatıyla ilgili 14 tane temel metin bu kanunun içerisinde olacak" dedi.
"AB KARARLILIĞIMIZDA EN UFAK BİR GERİLEME YOK"
Kimsenin kanunun içini merak etmediği için bir şey yapılmadığı fikrine kapıldığını belirten Çiçek, şunları söyledi:
"Bunlar doğru değil. Bizim AB konusundaki kararlığımızda en ufak bir gerileme söz konusu değildir. Biz, Türkiye'nin yararına olduğuna inanıyoruz. Bu çalışmayı kararlılıkla sürdürüyoruz ve reformlar anlamında da çalışmalara aralıksız devam ediyoruz. Dediğim gibi içeride çalışmalar olduğu için onu görmeyenler böyle bir yanlış kanaate sahip oluyorlar. Bunlar siyasi değerlendirmeler, gerçekçi değerlendirmeler değil."
Bu durumu AB'ye anlatmakta başarılı olamadıkları için mi bu konunun ilerleme raporunda yer aldığı yolundaki soruya Çiçek, şu karşılığı verdi:
"Onların da büyük ölçüde bilgi kaynakları Türkiye'deki basındır. Basında çıkan haberlere dayanarak değerlendirme yapılıyor. O konuda bilgilendirme eksikliğimiz olabilir. Onu kabul ediyorum."