Güncelleme Tarihi:
Washington Post'un yeni ve eski istihbarat yetkilileri ile diplomatlara dayanarak internet sitesinde yayımladığı habere göre, bu gizli merkez, CIA tarafından yaklaşık 4 yıl önce kurulan gizli cezaevi sisteminin bir bölümünü oluşturuyor. Bu tür merkezler, aralarında Tayland, Afganistan, Doğu Avrupa demokrasilerinin bulunduğu 8 ülkede ve hatta küçük bir merkez olarak Guantanamo Körfezi'nde çeşitli zamanlarda kuruldu.
Bu gizli gözaltı ağının, CIA'in terörizme karşı geleneksel olmayan savaşında merkezi bir unsur olduğu kaydedilen haberde, bu ağın, yabancı istihbarat servislerinin işbirliğine ve bu sistemle ilgili temel bilgilerin kamudan, yabancı yetkililerden ve CIA'in gizli operasyonlarını izleyen Kongre'nin hemen hemen tüm üyelerinden saklanmasına dayalı olduğu belirtildi.
Habere göre, Beyaz Saray, CIA, Adalet Bakanlığı ve Kongre'nin gizli belgelerinde siyah bölgeler olarak adlandırılan bu merkezlerin varlıkları ve yerleri, ABD'de az sayıda yetkili, ABD Başkanı ve her ev sahibi ülkedeki birkaç üst düzey istihbarat yetkilisi tarafından biliniyor.
Ulusal güvenlik endişelerini ve bu programın çok önemli olduğunu öne süren CIA ve Beyaz Saray'ın, Kongre'yi, teşkilatın şüphelilerin hangi şartlar altında tutulduğuyla ilgili sorulara yanıt vermemesi konusunda ikna ettiği belirtildi.
Gazete, bu gizli merkezlerde kimin tutulduğu, ne tür sorgulama yöntemlerinin kullanıldığı, şüphelilerin tutuklanmaları ya da ne kadar tutuklu kalacaklarıyla ilgili kararların nasıl alındığının hemen hemen bilinmediğini yazdı.
Yaklaşık 30 önemli terör şüphelisinin bu siyah bölgelerde tutulduğunu yazan gazete, az önemli görülen 70'ten fazla şüphelinin de yabancı istihbarat servislerine gönderildiğini belirtti.
Haberde, bu 30 şüphelinin dış dünyadan tecrit edildiği; tanınmış hiçbir meşru haklarının bulunmadığı ve CIA dışından hiç kimsenin bu kişilerle konuşmasına ve onları görmesine izin verilmediği bildirildi.
CIA'in bu tür merkezleri yurtdışında kullandığını, çünkü ABD'de tutukluları böyle tecritte tutmanın yasadışı olduğunu yazan Post, üst düzey Amerikalı yetkililerin isteği üzerine bu programa dahil Doğu Avrupa ülkelerinin isimlerini, misillemelere karşı hedef olabilecekleri gerekçesiyle yayımlamadığını bildirdi.