Chirac’ı uyandırma vakti gelmedi mi

Güncelleme Tarihi:

Chirac’ı uyandırma vakti gelmedi mi
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2006 00:00

Fransa’da yeni iş yasasına başkaldıran gençlerle uzlaşmaz bir tutum içine giren Cumhurbaşkanı Chirac, Avrupa’nın en çok eleşirilen lideri haline geldi. Fransa’da iki hafta içinde 200 bin satan yeni bir kitapta, Fransa’nın inişe geçmesinden Chirac sorumlu tutuluyor.

Newsweek’teki bir makalede Chirac için değişime direnen ve sadece "hayır" demeyi bilen lider portresi çiziliyor.

Chirac, İngilizce’yi protesto ettiği için de eleştiriliyor. Le Soir, "Fransızca tekeli çoktan bitti. Chirac’ı uyandırma vakti gelmedi mi" diyor.


FRANSA Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın geçen haftaki AB zirvesinde, bir Fransızın liderlere hitaben İngilizce konuşması üzerine salonu terk etmesi, iki dil arasındaki savaşı yeniden gündeme getirdi. Fransız haber ajansı AFP’nin Brüksel kaynaklı haberine göre, AB’nin 10 yeni üyesinde baskın yabancı dil İngilizce olduğu için, Fransa kabul etsin etmesin, İngilizce’nin AB içindeki hakimiyeti daha da artacak. Çünkü bir Letonyalı, Litvanyalı ile konuşurken, ya da bir Polonyalı ile Estonyalı görüşme yaparken Moliere dili değil, Shakespeare lisanına başvuruyor. Eski Doğu Bloku ülkelerinde herkes İngilizce öğrenmek istiyor.

Avrupa İşverenler Birliği UNICE’nin Başkanı Ernest-Antoine Seilliere’in AB zirvesinde İngilizce konuşması karşısında şok geçirdiğini söyleyen Chirac’ın bu tavrı "Fransızca’nın nüfuzunu kaybetmesi nedeniyle duyulan düş kırıklığının ifadesi" olarak değerlendiriliyor. İngiliz basını Chirac’ın hareketini alaya alırken, Belçika gazetesi Le Soir da şöyle yazıyor: "Avrupa’daki Fransızca tekeli çoktan sona erdi. Cumhurbaşkanını uyandırmanın zamanı gelmedi mi acaba?"

Fransızca-İngilizce rekabeti AB Komisyonu’nda da kendini hissettiriyor. Fransızca konuşanlar, belgelerin önce İngilizce yayınlanmasından şikayetçi. Oysa komisyonun çalışma dilleri İngilizce, Fransızca ve Almanca. Fransızca iletişim giderek geriliyor. İstatistiklere göre 1997 yılında komisyon belgelerinin yüzde 40’ı önce Fransızca yayınlanıyor, sonra tercüme ediliyordu. Orijinali İngilizce olan belgelerin oranı ise yüzde 45’ti. 2004 yılında ise orijinal Fransızca belgelerin oranı yüzde 26’ya geriledi; İngilizcenin oranı yüzde 62’ye çıktı.

"Hayır" politikası

Newsweek dergisindeki bir makalede Fransa’da öğrenci protestolarıyla ortaya çıkan yeni iklim değişime direniş olarak niteleniyor. Fransa’da liderlerin değişim ve modernizasyona ayak uyduramadığı, sadece "hayır" demeyi bildiği, vergi ve iş yasalarından, ticaret ve hizmetlerin liberalleştirilmesine, hatta Türkiye’nin AB üyeliğine kadar yeni açılımları içeren her alanda "hayır" dedikleri belirtiliyor.

Cumhuriyet ile metres hayatı yaşıyor

HAFTALIK Fransız dergisi Le Point’ın editörü Franz-Olivier Giesbert "Cumhurbaşkanının Trajedisi" adlı kitabında, Chirac’ı ülkeyi durgunluk ve bölünmeye sürüklemekle suçluyor. İki hafta içinde 200 bin adet satan kitapta Giesbert, "Chirac yaşlandıkça Fransa’yı da aşağı çekmeye başladı" diye yazıyor ve Chirac’ın ideolojik açıdan sürekli yön değiştirdiğini, ahmakça konuşmalar yaptığını, bir yalan ve ihanet dünyasında yaşadığını öne sürüyor. Siyasi kariyerine 1962 yılında Georges Pompidou kabinesinde başlayan Chirac’ın 12 yıldır devam eden cumhurbaşkanlığı döneminde cumhuriyet ile metres hayatı yaşamaya başladığını belirten Giesbert "Öyle sıkı fıkılar ki, sonunda iyice birbirlerine benzemeye başladılar" diyor. Chirac ile birlikte selefi François Mitterrand’ı da son 25 yılda reformlara gitmemekle suçlayan yazar, "Bu durgunluk sonunda Fransa’nın borçları kontrolden çıktı, devlet iş gücünün yüzde 25’ini istihdam ediyor ve banliyöler alt tabakadan öfkeli göçmenlerle doldu" diye yazıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!