Güncelleme Tarihi:
ABD nüfusunun yarısı ve İsveç nüfusunun tamamı üzerinde yapılan araştırma, 100'den fazla olası faktörü inceledi ve ortaya çarpıcı sonuçlar çıktı... Örneğin, cıva, krom ve alüminyum kirliliğinin daha fazla erkek çocuk doğmasına neden olduğu, kurşun kirliliğinin ise kız çocuklarının oranını artırdığı ortaya çıktı.
CİNSİYET ORANLARINDA ÇARPIKLIK
Bebeklerin cinsiyeti, embriyoların tam olarak yarısının kız ve yarısının erkek olması gerektiği zaman, gebe kalma sırasında belirleniyor. Ancak hormonal faktörler, hamilelik sırasında daha fazla dişi embriyoyu veya daha fazla erkeği sonlandırabiliyor ve bu da cinsiyet oranlarının çarpık olmasına neden olabiliyor.
Araştırmayı yöneten Chicago Üniversitesi'nden Andrey Rzhetsky, "Cinsiyet oranını etkileyen stres ve birçok faktör var. Erkek ve dişi embriyoların fizyolojisi aynı olmadığı için yukarı ve aşağı gidebilmeleri mantıklı. Farklı hormonal geçmişleri var” dedi.
ABD’DE 150 MİLYON, İSVEÇ’TE 9 MİLYON KİŞİNİN VERİSİ İZLENDİ
Plos Computational Biology dergisinde yayınlanan bu araştırma, iki kıtadan büyük veri kümelerini kullanan ilk araştırma olma özelliğini taşıyor.
Araştırmada sekiz yıl boyunca ABD'de 150 milyon kişinin ve 30 yıl boyunca 9 milyon İsveçli kişinin verileri kullanıldı.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER CİNSİYET KAYMASINA NEDEN OLDU
Cıva kirliliği ve endüstriyel tesislere yakınlık gibi önemli değişikliklerle bağlantılı faktörler, cinsiyet oranının %3'e kadar kaymasına neden oldu. Bu da 1 milyonluk bir nüfusta, bu, kızların erkeklerden 60.000 daha fazla olmasına veya tam tersi anlamına geliyor.
PCB adı verilen zehirli kirleticilerin cinsiyet oranı üzerindeki etkisine ilişkin önceki araştırmalar sonuçsuz kaldı, ancak yeni analiz, erkek çocuk sayısını önemli ölçüde artırdığını buldu.
STRESLİ DURUMLARDA KIZ ÇOCUKLARINDA ARTIŞ GÖRÜLDÜ
Araştırmacılar ayrıca ABD'deki son derece stresli iki olayı da incelediler: 2005'teki Katrina Kasırgası ve 2007'deki Virginia Tech saldırısı.
Virginia Tech saldırılarından 34 hafta sonra cinsiyet oranında önemli bir değişiklik buldular. Daha fazla kız çocuk dünyaya gelmişti. Bunu daha fazla araştırmak için, Rzhetsky, çalışmaların tüm nüfustan ziyade olaylardan en çok etkilenenlere odaklanması gerektiğini söyledi.
Analiz edilen popülasyonların büyüklüğü, çalışmanın güçlü bir istatistiksel güce sahip olduğu anlamına geliyordu, ancak bilim adamları, ölü doğan bebeklerin cinsiyeti hakkında veriye sahip olmadıklarını bu nedenle tüm nüfusu tam olarak temsil etmediğini belirtti.